Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da şehit yakınından hakaret ettiği gerekçesiyle şikâyetçi oldu ve iki dava birleştirildi. "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik, halkı askerlikten soğutma, terör propagandası yapma" ile Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan Bulur hakkında toplamda 22 yıl istendi.
RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle' programında konuşan Ömer Bulur ise söylediklerini önceden tasarlamadığını ifade etti. "Sicilim temiz, başıma ne geldiyse söylediklerimden geldi" diyen Bulur, şöyle konuştu:
"Bunlar önceden tasarladığım şeyler değildi. Siz kendinizi benim yerime koyun. Yürüyerek giden bir insanı tahtalar içinde alırsanız ne düşünürsünüz. On gün sonra polisler tarafından sorgulandım. Acımızı bile doğru dürüst yaşatmadılar. Bir dava da Cumhurbaşkanı'na hakaretten açıldı. Bize yakın köylerden 20 yıl önce iki tane gencecik insan öldü. Onlara başsağlığı amaçlı belediyenin yayınladığı başsağlığı mesajını Facebook'tan beğendim. Bu yüzden beni örgüt propagandası yapmakla suçladılar. Herhangi bir siyasi partiyle bağlantım yok. Sicilim de tertemiz. Başıma ne geldiyse kardeşi kardeşe kırdırıyorlar dediğim için geldi."
DAVALARA RAĞMEN BARIŞ ÇAĞRISI YAPTI: GENÇLER ÖLMESİN, ANNE-BABALAR AĞLAMASIN
Ömer Bulur, bu süreçte kimileri tarafından soyadı uyuşmazlığından provokatör ilan edildi. Kimi gazeteler terörist dedi, kimileri IŞİD'ci yakıştırması yaptı. Şehit yakını, bu tür yorumlara da tepki gösterdi. Kuzeni ile soyadlarının neden farklı olduğunu şöyle açıkladı:
Ömer Bulur, davalara rağmen barış demeye devam ediyor ve her iki tarafa da çağrı yapıyor: "Genç insanlar ölmesin, anne-babalar ağlamasın."