'KAYBEDEMEYECEK KADAR GÜÇLÜ, KAZANAYAMACAK KADAR DA ZAYIF BİR DİZİ AKTÖR VAR'
Yazısında Suriye ve Irak'taki savaşların sona ermesiyle bağlantılı problemlere odaklanan Cockburn, "Sorun şu ki, kaybedemeyecek kadar güçlü ama aynı zamanda kazanamayacak kadar da zayıf olan bir dizi aktör var" ifadelerini kullandı.
Örneğin İran ve Hizbullah'ın varlıklarının bu savaşlarda elde edilecek zafere bağlı olduğuna inandıklarını yazan Cockburn, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın ise Suriye'deki savaşa, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirme amacına ulaşamayacaklarını kabul edemeyecek kadar fazla yatırım yaptıklarını ifade etti.
'ERDOĞAN ÇOK GEÇMEDEN SURİYE'DEKİ AMAÇLARINI BELLİ ETTİ'
"Ancak 2011'de Ortadoğu'daki etkisini genişletmek için güçlü bir pozisyondaymış gibi görünen Türkiye kaybedenlerin en büyüğü olabilir" diyen Cockburn, bunun nedenlerini şöyle anlattı: "Suriye'deki rejimi devirmek isteyen Arap protestocular ilk başlarda Türkiye'den etkilenmişti. Zira Türkiye ekonomisi güçlü, demokratik ama Müslüman bir ülkeydi. Ancak Türkiye Cumhurbaşkanı çok geçmeden Şii ve Kürt karşıtı olan, laik olmayan bir Sünni Arap yönetimi desteklediğini belli etti."
Bu noktada Türkiye'nin Müslüman Kardeşleri desteklediğini, IŞİD, El Nusra ve diğer cihatçı grupları tolere ettiğini ya da onlara yardım ettiğini hatırlatan Cockburn, "Cumhurbaşkanı Erdoğan neo-Osmanlı hayalleri kurup, Türkiye'yi Ortadoğu'da yeniden büyük bir güç yapmak isterken bunun tam tersini yaptı" diye yazdı.
'YA DIŞLANDIĞINI KABUL EDECEK YA DA SURİYE'Yİ İŞGAL EDECEK'
'RUSYA, UÇAKLARIYLA DİRENİŞ GÖSTERİR'
Erdoğan'ın Suriye'yi işgal etmeyi planladığını ancak Türk generallerin onun bu planlarını engellediğine dair iddialar olduğunu belirten Cockburn, "Türkiye Suriye'nin kuzeyine bir hamle yaparsa buna hem ABD onay vermez hem de Rus uçakları ve hava savunma sistemleri buna karşı direniş gösterir" ifadelerine yer verdi.