Örgüt, süresi belirsiz sokağa çıkma yasakları altında gerçekleştirilen operasyonların insan hakları ihlaline yol açtığını vurgulayarak, ‘hükümetin saldırılarının 200 bin kişinin hayatını tehlikeye atarak adeta toplu cezalandırmaya dönüştüğü’ yorumunda bulundu.
Bölgede yaptığı araştırmalara ve bölge halkının açıklamalarına dikkati çeken örgüt, acımasız ve keyfi uygulamalar sonucu halkın zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Af Örgütü, halihazırda dışarıdan gözlemcilerin söz konusu bölgelere erişemediğinin altını çizdi ve bölgedeki durumun ne boyutta olduğunu anlamanın zorlaştığını vurguladı.
Yasağın uygulandığı bölgelerde sokaklarda kalan cenazeleri, açlık ve susuzluğu da hatırlatan örgüt, “Güvenlik güçlerinin, ambulansların yasak altındaki bölgelere girişini ve hastaların tedaviye erişimini engellediği birçok örnek var” dedi.
DALHUİSE: DURUM KOLEKTİF CEZALANDIRMAYI ANDIRIYOR
Avrupa ve Orta Asya Programları Direktörü John Dalhuisen ise, operasyonları eleştirerek, “24 saat devam eden operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları on binlerce insanın hayatını tehlikeye atıyor ve durum kolektif cezalandırmayı andırmaya başlıyor” ifadelerini kullandı. Dalhuisen yaşananları şu sözlerle eleştirdi:
“Yetkililer, güvenliği sağlamak ve şüphelileri yakalamak için kanuni tedbirler alırken insan hakları yükümlülüklerine uymalılar. Gece gündüz sokağa çıkma yasakları altında devam eden operasyonlar, on binlerce insanın hayatını riske atıyor ve toplu cezalandırmaya benzemeye başlıyor. Türkiye yetkilileri ülke içi eleştirileri susturma konusunda kararlı görünürken uluslararası toplumdan çok az eleştiriyle karşılaştılar. Suriye’deki çatışmalarla ilgili stratejik kaygılar ve Türkiye’nin Avrupa’ya gelen mülteci akınına set çekme konusundaki yardımı, ağır insan hakları ihlallerini gölgelememeli. Uluslararası toplum yaşanan ihlalleri görmezden gelmemeli.”