Cem Dizdar: Tüm takımların UEFA'dan men tehlikesi var

UEFA, Galatasaray'ın finansal fair play kurallarını yerine getirmekte başarısız olduğunu açıkladı. UEFA Finansal Kontrol Kurulu (CFCB) Yargı Komisyonu'na sevk edilen sarı-kırmızılı kulüp hakkındaki karar, şubat ayı sonunda belli olacak. Cim-Bom'un devam etmekte olan UEFA Avrupa Ligi'nden diskalifiye mi edilecek sorusunun yanı sıra bu diğer takımlara yansır mı sorusu da gündemde.

Gazeteci Cem Dizdar, konuya ilişkin, "Durumda bir tuhaflık yok. Bu aslında önceden de biliniyordu" dedi ve tehlikenin diğer takımlar için de geçerli olduğunu söyledi. Dizdar 1+1 şeklinde ifade edilen ceza miktarı için 1 yılın kesinlikle çıkacağını söyledi.

​Dizdar, "Ortada düz bir matematik var. Sen 34 milyon euro harcarsın dediğin bir kulübe 70 milyon euro harcatıyorsan uluslararası yarışmaların kapısından döner. Bu tehlike bütün Türk takımlar için geçerli. FB ve BJK de ilgili kurumlara rapor gönderdi. Gerçek olmayan bir oyuna bir sürü para dökülüyor. İsteyen istediği kadar para harcıyor; ancak mali denetim olmuyor. İçeride denetleyemediğimiz için de onların yarışmalarına gittiğimizde sıkıntı oluyor.  Üstelik bu kadar harcanan paranın karşılığı da yok. Galatasaray bu işin başında para cezasına çarptırıldı. O bir daha olmaz. En yakın ihtimal turnuvalara alınmamaları" diye konuştu.

'ULUSAL İMAJ ZEDELENDİ'

UEFA'nın raporu, sarı kırmızılı kulübün borsalarındaki hisselerinde sert bir düşüşe neden oldu. Karar sonrası mali olarak kulüpler etkilenir mi sorusunu da cevaplandıran Dizdar, UEFA'dan gelecek paranın kulüpler nezdinde karşılanmayacak, kapatılamayacak miktarda olmadığını; ancak uluslararası oyunların kapısından dönmenin hem kulübün marka değerini hem de ulusal imajımızı zedelendiğini savundu.

'UEFA'NIN AHLAK TUTUMU GERÇEKÇİ DEĞİL'

Cem Dizdar, UEFA'yI ve müsabakaları da eleştirdi. Oynanan oyunların ahlaki olmadığı görüşünü paylaşan Dizdar, futbolun endüstrileşmesinden bahsederek şunları söyledi:

"Endüstriyel çağda futbol para ile oynanan bir oyun. Futbolcular oynuyor gibi görünse de işin esası öyle değil. Başka güçler ve dengeler oynuyor. Arkasındaki bir orduyla karakter yaratıyorsun. Sporcunun kendisi dahi tüketim nesnesine dönüşüyor. UEFA'nın öne koyduğu  ilk şey, kendi organizasyonlarının ahlaki sağlığını oyunun birçok şeyinden önemli  görüntüsü yaratmaya çalışıyor. Bana biraz müsamere gibi geliyor. Bu kadar dengesiz bir oyuna evet dedikten sonra burada çok ahlaki bir durum varmış gibi davranıyor. Paris Saint Germain gibi takımlar istediği kadar para harcıyor, yasa koyduğu Barcelona bir gecede 77 tane oyuncuya imza attırabiliyor. Ama kimse bu parayı nerede üretiyorsun, bu oyunu eşitlik ilkesine aykırı diyemiyor."