Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, günlerdir ağır eleştirilerde bulunduğu ‘Suça ortak olmayacağız' bildirisine imza atan akademisyenlere bir kez daha yüklendi. Erdoğan, CHP kurultayında kendisine 'diktatör bozuntusu' diyen Kemal Kılıçdaroğlu'na çok ağır sözler sarf etti.
#CumhurbaşkanıErdoğan: [Kılıçdaroğlu'nun sözleri] Bazı insanlar vardır ya yüzüne tükürseler yağmur yağıyor der. Bu da işte böyle pişkin biri
— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) 20 Ocak 2016
"Kendine aydın diyen bir avuç lümpenin yönettiği Türkiye yok artık" diyen Erdoğan, Cem Karaca bunlara yarım porsiyon aydın derdi. Bence Karaca bonkör davranmış. Bugün aydın geçinenler çeyrek porsiyon bile etmiyorlar" dedi.
Erdoğan, "Bir hukuk devleti olan Türkiye'de akademisyenlerin suç işleme imtiyazı yok" diye konuştu. "Şimdi ben bunları eleştiriyorum ya hemen düşünce özgürlüğü diye isyan ediyorlar" diyenErdoğan, "Ben eleştirince düşünce özgürlüğüne saldırı. Birazcık aydın namusu taşıyan eleştirmek kadar eleştiriyi de hazmeder. Bunlar sadece vicdansız değil, aynı zamanda ahlak yoksunu" ifadesini kullandı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 19. muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Muhtarlarımız milletimizin adeta, kılcal damarlarıdır. Bu bakımdan sizlerin görüşleri bizim için çok önemlidir.
‘LÜMPENLER, YARIM PORSİYON AYDINLAR'
Tek parti CHP'si dönemini anlatmak için sıkça kullanılan bir şey vardı; "Halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremedi." Bunlar kendi esamisinin okunmayacağını bildikleri için halkın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlanmasını hazmedemiyorlar. Artık sözün de yetkinin de milletin elinde olduğu yeni Türkiye'nin inşası sürecindeyiz. Cem Karaca bu lümpen aydınlar için ne diyor biliyor musunuz? "Yarım porsiyon aydın" diyor. Bugün aydın diye geçinenler yarımı bırak çeyrek porsiyon bile değil.
‘GERÇEK YÜZLERİNİ ÇOK AÇIK GÖSTERDİLER'
‘BUNLARIN AĞABABALARI DA BÖYLEYDİ'
Siyasetçi millete efendi olmaya değil hizmetçi olmaya gelirse değer kazanır. Akademisyen dediğinde özgün bilimsel çalışmaları ile konuşur bu bildirici güruhun çoğunun ne ülkemize ne de insanlığa katkılarının olduğunu duymadık görmedik. Böyle bir terör örgütünün yanında yer alıyor musun almıyor musun? Ülkemizde akademi dünyasının bu derece çoraklaşmasının sebebini bu tür vasilerle çok daha iyi anlıyoruz. Bunların ağababaları da böyleydi. İsimler değişiyor ama zihniyet aydın. Bunları eleştirince düşünce özgürlüğü diye feryada başlıyorlar siz eleştirince düşünce özgürlüğü ben eleştirince düşünce özgürlüğüne saldırı. Birazcık aydın namusu taşıyan eleştirmek kadar eleştiriyi de hazmeder. Bunlar sadece vicdansız değil, aynı zamanda ahlak yoksunu.
Bunlar öyle İstanbul'daki gibi propaganda için değil, gerçekten ekmek almaya giden Fırat'ı katlettiler.
Akademisyen diyen kişiler çalışmalarıyla konuşur. Bu bildirimci güruhun hiçbir karşılığı yok. Ne ülkemize, ne insanlığa hiçbir katkılarını duymadık, görmedik. Velev ki atmış olsun, önemli olan şimdi terör örgütünün yanında mısın, değil misin? Akademi dünyasının bu derece verimsiz hale gelmesinin sebebini anlıyoruz.
Bunların ağababaları da öyleydi. Osmanlı devrinde Osmanlı düşmanı, Milli Mücadele döneminde düşman olmak… Devir değişiyor ama zihniyet aynı. Siz eleştirince düşünce özgürlüğü, ben eleştirince düşünce özgürlüğüne saldırı. Bunlar sadece vicdansız değil, ahlak yoksun da.
Hiçbir şeye değilse bile yediğini ekmeğe saygınız olsun. Onları destekleyenlere de sormak istiyorum; siz Türkiye'nin birliği beraberliğinden yana mısınız, değil misiniz? Yana iseniz, terör örgütünün jargonuyla konuşuyorsunuz? Ciğeri 5 para etmez terör örgütüne arka çıkmak yakışır mı? Bunun adı eleştiri değil ki, bunun adı terör örgütü propagandası. Elbette bu güruhtan hakkaniyetli cevap gelmeyeceğini biliyorum, bunların kalpleri mühürlü.
'BU ZİHNİYETTEN TİKSİNİYORUM'
Şöyle bir görüş var: "Terör örgütü sivilleri hedef almamalı ama askere, polise istediği gibi saldırabilir." Bunları söyleyenler de insanlıktan nasibini almamış, beterin de beteridir. Asker, polis, korucu insan değil mi? Bunlar sizin hedef tahtanız mı? Bunlar kime hizmet veriyorlar, kimin can ve mal güvenliği, eğitimi, sağlığı için görev yapıyorlar? Kendince akademik veya siyasi fetva veren bu zihniyetten tiksiniyorum. Herkes meşrebine, karakterine uyan işi yapacak. Bunlar ihanet çukurunda çırpınacak. Biz de ülkemizin geleceği için çalışacağız.
Önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti ve diğer yapılar asla muhatap alınmayacaktır, o iş bitmiştir.
Terör örgütünün kamu görevlilerine saldırmasına kendince akademik veya siyasi fetva veren, sivillerin öldürülmesini ise 'yapmasa iyi olur' diye karşılayan bu zihniyetten, açık söylüyorum, tiksiniyorum. Herkes meşrebine, karakterine, şahsiyetine uyan işi yapacak. Bunlar, içlerinde bulundukları ihanet çukurunda çırpınacak. Bunu iyi bilelim. Biz de ülkemizin ve milletimizin geleceği için çalışacak, gayret edeceğiz.
Bunlar örgütüyle milletvekiliyle belediyeleri ile yaptıklarını adalete hesap verecekler. Biz de bölgeyi milletimizle ayağa kaldıracağız. Vatandaşımızla oturup bu meselenin çözümü için oturup gerekeni yapacağız. Sayın Başbakan bir açıklama yaptı Hakkâri ve Şırnak illerinin merkezleri taşınacak. Çünkü şehir yapılanmasına ne Hakkâri ne de Şırnak uygundu. Şırnak'ın asıl şehir merkezi Cizre'ydi tarihsel olarak. Atılacak bu adımla kentsel bir dönüşümle bu hale dönüşür artık önümüzde başka bir yol haritası yoktu. Elinde silahı olan ve destekleyen bu ihanetin bedelini ödeyecektir. Terör örgütü içindeki gençlere sesleniyorum gelin yol yakınken hatadan dönün. Biz sizleri mahkûm olarak değil ailenize milletimize hayırlı evlatlar olarak görmek istiyoruz. Yüzündeki kırmızı maskelerle değil alnınız açık olarak görmek istiyoruz. Elinize tutuşturulan silahlarla değil bilgisayarlarla görmek istiyoruz. Sevgili milletim bizim mücadelemiz Kürt kardeşlerimiz ile değil terör ve teröristlerledir.
‘SİZ NE VİCDANSIZSINIZ BE'
Dağdakiler ve o akademisyen geçinen müsveddeler bizim Kürt kardeşlerimizi öldürdüğümüzü söylüyordu. Siz ne vicdansızsınız be. O Kürt kardeşlerimiz bizim kardeşimizdir. Kimsenin Kürt vatandaşlarımıza kardeş demediği zaman, ben kardeşlerim dedim. O bölgelere hizmetleri biz götürdük. Hiçbir ayrıma tabi tutmadan bu adımları biz attık. Şu temizlik bittikten sonra süratle hükümetimiz bölgedeki dönüşümü ele almak suretiyle mevcut yapı o özgün mimariyle yapılacak.
Terör örgütü bölgeye sadece acı, gözyaşı, aşağılanma ve ümitsiz bir istikbal sunabilir. Benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi bunlar olamaz. Terör örgütü temsilcilerinin benim Kürt kardeşlerimle yakından uzaktan alakası yoktur, öyle bir dertleri de yoktur. Onların kazandığı belediyelerin ne halde olduğunu da görüyoruz. Sadece bomba döşemek için hendek kazıyorlar. Su kanalları açıyorlar mı, susuzluk var. Devletin gönderdiği parayı Kandil'e teröristlere gönderiyorlar. Biz 2023, 2053 ve 2071 vizyonumuzla yeni Türkiye'yi teklif ediyoruz.
#CumhurbaşkanıErdoğan: [Kılıçdaroğlu'nun sözleri] Terör örgütünü kınayamayan bu zavallıyı ben niye adam yerine koyayım?
— ANADOLU AJANSI (@anadoluajansi) 20 Ocak 2016
ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: CAHİL, AHLAKSIZ, SERSERİ MAYIN, ŞEREF FUKARASI
Aslında söyleyene bakarak kesinlikle girmemem gereken mevzu var. Cevap vermediğimde kendisinin hakkı olduğunu düşünecek ve buna inanacak cahil ve ahlaksız olduğunu bildiğim için cevap vermem gerek. Sabır, sabır, sabır. Yine çirkin yüzünü gösterdi. Bu zat şahsımla, ailemle ilgili, ağzına ve kişiliğine yakışmayan şekilde namus ve şeref edebiyatı tutturmuş gitmiş. Kazandığım tazminatlar artarak devam ediyor. Kendisine karşılık veremeyeceği şekilde defalarca ifade ettim. Ama bazı insanlar var ki yüzüne tükürsen yağmur yağıyor sanır, bu da öyle pişkin bir tip. Hiçbir sözün kafi gelmediğini görüyoruz. Bu defa bana değil, hakim, savcı, YSK'yı hedef almış. Bu da serseri mayın gibi. Ne zaman, kime bulaşacağı belli olmuyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin adresini bilmeyenlere kaybedecek zamanım yok demiştim. Bakınız, 2016 Ocak bitiyor, bu zat hala 7 Haziran'ın davasını görüyor. Siyaset bilmiyor, hesap da bilmiyor. Bahsettiği konunun ne yemin, ne anayasa ile ilgisi yok. Türkiye'nin geleceği için güçlü bir parlamento yapısını temenni etmem bu zatı niye rahatsız etti bilmiyorum. Aslında bu zatın karın ağrısını da ortaya döküyorum ama hicap duyarım. Bunca sıkıntı varken, bu namus ve şeref fukaraları için zaman harcamak bana zul geliyor. Teröristleri de savunan bu değil mi?