CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen 35. Olağan Kurultayı'nı açtı. 'Demokrasi, değişim ve kardeşlik'' temalı kurultayda Divan Başkanlığı'na, eski İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın seçildi.
KILIÇDAROĞLU 1100'E YAKIN OYLA ADAY
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 35. kurultayda 1100'e yakın oyla genel başkanlığa aday gösterildiğini açıkladı. Çarşaf liste olması konusunda genel başkan ve yönetimin en ufak bir tereddüdü olmadığını belirten Özel, "Maalesef kendilerini sürekli blok liste ile seçen ve seçtirenler CHP'nin liste yöntemi ile ilgili spekülasyon yarattılar. Ama CHP'de tüzüğümüzün de öngördüğü ve hepimizin sevdiği ve istediği parti içi demokrasinin çıtasını yükselttiğimiz çarşaf liste uygulanıyor. Genel Başkan ile ilgili hâlâ genel başkanı aday gösterme süresi dolmadı. İmza sayısının 1100'ye yaklaştığını divandan aldım. Halen genel başkanı aday gösteren ferdi veya il il delegelerin divana başvurdukları görüyoruz" diye konuştu.
AK PARTİLİLER KURULTAYI TERK ETTİ
CHP'nin 35. Olağan Kurultayı'nda konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik 'diktatör bozuntusu' sözleri üzerine AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve beraberindekiler kongreyi terk etti.
KILIÇDAROĞLU: KARAMSAR BİR HAVA VARSA YÖNETİMDEN KAYNAKLANIYOR
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 35'inci Olağan Kongresi'nde konuştu. Kılıçdaroğlu, "Dış politikada Türkiye bir batağa saplandı. Dış politika milli olmak zorundadır. İktidar muhalefet olmaz dış politikada, birlik bütünlük olur" dedi.
Konuşmasının başında şiddet olaylarına ve tutuklu gazetecilerin durumuna değinen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin içinde bulunduğu atmosferi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Bu kurultayın bayram havası içinde geçmesini isterdik. Hatta konuşmalardan önce bu sahnede oyunların oynanmasını isterdik. Türkülerin söylenmesini isterdik. 35. kurultayımızın bugününde isterdik ki hapishanelerinde gazetecilerin olmadığı bir Türkiye'de yapalım bunu. İsterdik ki bu kurultayı yaptığımız günde hiçbir çocuk teröre kurban gitmesin. Ama bugün geldiğimiz nokta iç açıcı değil. Yönetilemeyen bir Türkiye gerçeği var. Demokrasiden, özgürlüklerden, birlikten, beraberlikten, kardeşlikten söz ediyoruz. Ama oluşan atmosfer bütün bunların tümünü gölgeliyor. Bugün karamsar bir hava varsa toplumda yönetimden kaynaklanıyor. Ayrışmadan, bölünmeden mücadele edersek demokrasiyi isteyenler, özgürlüğü isteyenler bir olursa, iş, aş, ekmeği isteyenler bir olursa Türkiye'yi aydınlığa çıkarırız" diye konuştu.
‘BİZ CHP'LİLER OLARAK TERÖRE KARŞIYIZ, NOKTA'
Son dönemde artan şiddet olaylarıyla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, CHP'nin teröre karşı tutumunu anlatarak "Terörün yeniden azdığı, her gün şehitlerimizin geldiği can kayıplarının olduğu bir Türkiye atmosferini yaşıyoruz. Mısır'daki sağır sultan da duysun. Biz CHP'liler olarak bu ülkeye hizmet etmeyi temel ilke olarak benimseyen CHP'liler olarak terör nereden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin, hangi amaçla olursa olsun teröre karşıyız. Nokta. Terör bir insanlık suçudur ve teröristler asla affedilmemelidir. İnsan hayatı kadar değerli olan başka bir şey yoktur. Masum insanların öldürüldüğü bir süreci asla kabul etmiyoruz. Terör bir insanlık suçuysa teröre karşı durmak da insanlığın ortak görevidir" ifadelerini kullandı.
‘SIFIR TERÖRLE TÜRKİYE'Yİ DEVRALDILAR, HİÇBİR ŞEY YAPMADILAR'
AK Parti'yi ‘terörle mücadele' üzerinden eleştiren Kılıçdaroğlu, "Sıfır terörle Türkiye'yi devraldılar. Hiçbir şey yapmadılar. Terör örgütü palazlandı, büyüdü. Biz barışı sağlayacağız, dediler. Buyurun sağlayın, dedik. Onlara bunu nasıl yapacaklarını da anlattık. Sizin önerinize ihtiyacımız yok dediler. Oturdular terör örgütüyle masaya. Terör örgütüyle masaya oturursanız örgütü meşrulaştırırsınız dedik. Düne kadar gidip doğu ve güneydoğuda 'Biz bu sorunu çözeceğiz ama CHP engel oluyor' diyorlardı. Siyasi partileri değil terör örgütünü muhatap alarak masaya oturdular. Bugün acı, kan ve gözyaşı geliyor" açıklamasında bulundu.
‘AKP HÜKÜMETİ İLK DARBEYİ ORADA YEDİ'
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Masaya otururken ciddi yanlışlar yaptılar. Önce silahları bırakın yurtdışına çıkın, dediler. Örgütün yetkilileri dediler ki 'Hayır biz silah bırakmayız, istersek çıkarız' dediler. İlk darbeyi yedi zaten orada AKP hükümeti. Valilere talimat verildi 'Sakın dokunmayın bunlara' diye. Bugün 17 ilçede ve pek çok ilde terör örgütü ağır silahları depoladı. Kandil'den gelenler şehir merkezinde gencecik çocuklara terör eğitimi verdi. AKP sadece bunları seyretti. Kimse bunlara dokunmayacak, dedi. Mahkemeler kurdular, sesleri çıkmadı."
‘PATRONLU BİR BAŞKANLIK SİSTEMİNİ İSTİYORLAR'
Başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Benim çağrımı kabul ederse bu sözümü geri alacağım. Onların niyeti darbe hukukunu kaldırmak değil. Bu yetmiyor bize diyorlar. Ne yapacağız? Başkanlık sistemini getireceğiz. Nasıl bir başkanlık sistemi? Patronlu bir başkanlık sistemini istiyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz. Herkes bilsin herkes duysun. Hangi gerekçeyle patronlu başkanlık sistemini istiyorlar? Bir ülkenin rejimini tarihi, siyasal, sosyolojik koşullar belirler. Biz İkinci Meşrutiyet'ten bu yana parlamenter sistemi benimsemiş bir ülkeyiz. Düne kadar Osmanlı, Osmanlı, Osmanlı diyorlardı. Osmanlı'da da parlamenter sistem vardı. Neden Osmanlı'nın parlamenter sistemini reddediyorsun? Demek ki niyetleri farklı. Bunların niyeti patronlu başkanlık sistemini getirmek. Bir kişi emredecek yargı gereğini yapacak. Bir kişi emredecek aydınlar hapishanelere tıkılacak. Buna izin vermeyeceğiz. Bunun mücadelesini yapacağız. Mısır'daki sağır sultan da duysun kaçak sarayda oturan zat da duysun" açıklamasında bulundu.
‘DÜŞÜNCELERİNİ AÇIKLADILAR DİYE AYDINLAR GÖZALTINA ALINIYOR'
'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nin yayımladığı bildiride imzaları bulunduğu gerekçesiyle akademisyenlere yönelik yürütülen soruşturmaya değinen Kılıçdaroğlu, "Düşünce özgürlüğü bütün demokrasilerin ortak temelidir. 12 Eylül, 12 Mart dönemine bakın. Kitapların yakıldığı, kitapların topraklara gömüldüğünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Şimdi bu ülkenin aydınları düşüncelerini açıkladılar diye sabahın köründe kapıları çalınıyor. Gözaltına alınıyor. Mahkeme salonlarına çıkarılıyorlar. Düşünceyi bir insan açıklayamazsa bu ülkenin büyümesine gelişmesine nasıl katkıda bulunacak? Düşünceye katılırsınız katılmazsınız o ayrı bir şey. Eleştirirsiniz o da ayrı bir şey. Ama düşünceyi açıklama özgürlüğünü bu topraklara getirmek bizim boynumuzun borcudur. Herkes bunu bilsin" dedi.
‘AKADEMİSYENLER BİR DİKTATÖR BOZUNTUSUNUN TALİMATIYLA GÖZALTINA ALINIYOR'
Akademisyenlere yönelik gözaltıları eleştiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Düşünceyi açıklayan kendi düşüncelerini açıklayan akademisyenler tek tek gözaltına alındı. Bir diktatör bozuntusunun talimatıyla tek tek gözaltına alınıyor. Ben onlara şunu sormak istiyorum. Bir İslam büyüğümüz diyor ki 'Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum' diyor. Bu akademisyenler bir harf değil on binlerce genç yetiştirdiler. Nasıl oluyor da siz bu insanların kapılarına sabahın köründe polisleri gönderip terör mücadele şubesinin ekiplerini gönderip bunları gözaltına alıyorsunuz? İçeriğine katılmayabilirsiniz. Bizim de içerikle ilgili sorunlarımız var. Katılmadığımız yönleri var. Ama insanlar düşüncelerini özgürce dile getirebilmeli. Neden yasak getiriyoruz düşünceye?"
‘BU KARA LEKE SENİN ALNINDADIR VE HİÇ SİLİNMEYECEK'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Bu diktatör bozuntusu diyor ki 'Devletin ekmeğini yiyip devlete düşmanlık edenler' lafa bakın. Ben de ona sormak istiyorum. Devletin ekmeğini yiyip aile boyu devletin bütün imkânlarından yararlananlar devleti soyarken acaba neyi düşünüyorlardı? Oturduğun yer, devleti soyma makamı değildir. Bu kara leke senin alnındadır ve hiç silinmeyecektir. Bunu böyle bil. Ne diyordu bu? Benim servetim sadece bu yüzükten ibarettir, diyordu. Bırakın yüzükleri. Dünyanın en zengin liderlerinden birisin. Nereden buldun bu parayı, nasıl götürdün bu malı? Bunun hesabını sormak zorundayız"
‘BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR İLK 4 MADDE'
Anayasa'nın ilk 4 maddesinin değiştirilemeyeceğini ve bu maddelerin CHP'nin kırmızı çizgisi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Anayasa'nın ilk 4 maddesi. Bir ülkenin rejimini tarihi koşullar belirler demişler. Siyasal, sosyolojik koşullar belirler demiştim. İlk 4 madde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş maddesidir. Bizim kırmızı çizgimizdir ilk 4 madde. Bu maddeler biz bu devleti kan ve gözyaşıyla kurduk demek. Şehitlerimiz gazilerimiz kan ve gözyaşı var. Kan ve gözyaşıyla kurduk bu güzel ülkeyi. Mandayı reddeden irade bu irade. Bağımsız bir Türkiye'yi kuran iradedir. Erzurum'da Nene Hatun'dur bu irade. Gaziantep'te Karayılan'dır. Özgürlükçü ve demokrat bir iradedir. Tarihimize sahip çıkarak gerçeklerimize sahip çıkarak Türkiye'yi ileriye taşıma iradesidir" diye konuştu.
Türkiye'nin şu anda kendi tarihinin en derin krizlerinden birisini yaşadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Demokrasiden dış politikaya kadar her alanda ciddi sorunlarımız var. Yeni bir sayfa yapmak zorundayız. Dış politikada Türkiye bir batağa saplandı. Dış politika milli olmak zorundadır. İktidar muhalefet olmaz dış politikada, birlik bütünlük olur. Ama şimdi dış politikadaki ilişkilere bakın" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından "CHP 35. Olağan kurultayı, demokrasiyi temele oturtan, değişime, gelişime hizmet edecek felsefeyle kardeşçe yapılacak" paylaşımında bulunmuştu.
CHP 35. Olağan Kurultayı’nı, demokrasiyi temele oturtan, değişime, gelişime hizmet edecek bir felsefeyle, kardeşçe yapacak.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) 16 Ocak 2016
CAN DÜNDAR VE ERDEM GÜL'DEN MEKTUP
Öte yandan Karayalçın, kurultayın başına Kılıçdaroğlu aracılığıyla kendisine iletilen tutuklu gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün mektubunu da kürsüden okudu. Mektupta şu ifadeler yer aldı:
"CHP'nin 35. Kurultayı, Türkiye'de medyanın en ağır baskı döneminde toplanıyor. Biz o baskıya direnen, halkın gerçekleri öğrenme hakkını savunan gazeteciler olarak 52 gündür Silivri'de hapis yatıyoruz. Tutukluluk koşullarında bile direnmeye, korkutma çabalarına inat doğru bildiğimizi daha gür bir sesle yazıp, söylemeye devam ediyoruz. Bu mücadelemizde ilk günden beri bizi hiç yalnız bırakmayan başta sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP'nin tüm milletvekillerine ve vefakar örgütlerine içtenlikle teşekkür ediyoruz. Özgür ve demokratik bir Türkiye'nin inşasında bağımsız ve cesur bir basının önemini hatırlatıyor ve dayanışma duygularıyla kurultayınıza başarılar diliyoruz."
İNCE, PM ÜYELİĞİNİ KABUL ETMEDİ
Bu arada Kılıçdaroğlu'nun kurultay öncesi Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile görüştü. Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine dün akşam saatlerine yapılan ve yarım saat süren görüşmede, Kılıçdaroğlu'nun İnce'ye Parti Meclisi (PM) üyeliği teklif ettiği, İnce'nin ise bu teklifi "Teşekkür ediyorum ancak arkadaşlarımla çalışacağım" diyerek kabul etmediği belirtildi.
BALBAY YETERLİ İMZA TOPLAYAMADI
Yaklaşık 30 bin davetli ile 1275 kurultay delegenin katıldığı ve 2 gün sürecek kurultayda bugün genel başkan seçilecek. CHP Genel Başkanlığı için adaylıklarını açıklayan Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve eski milletvekili Umut Oran’ın adaylıktan çekilmesi ile tek aday Mustafa Balbay kalmıştı. Ancak Balbay, 92 imzaya ulaştığı için aday olamadığını açıkladı ve delegelerin imza toplama aşamasında baskı gördüğünü söyledi. Balbay'ın aday olabilmesi için 128 imza gerekiyordu.
Diğer taraftan bugün tüzükteki 3 maddelik değişiklik de delegelerin onayına sunulacak. Kurultayın ikinci gününde ise 60 kişilik PM üyelerinin seçimi gerçekleştirilecek.