Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Alman Bild gazetesine 5 Ocak'ta Soçi kentinde verdiği mülakatta, NATO ve AB’den Rusya karşıtı yaptırımlar, Almanya ilişkileri ve Kırım'a kadar geniş bir yelpazede soruları yanıtladı.
Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ve SSCB’nin dağılmasının Avrupa’yı birleştirmediğini, yalnızca ayrım sınırının Doğu’ya kaymasına yol açtığını söyleyen Putin, Moskova ne zaman bağımsız bir duruş sergileyip kendi ulusal çıkarlarını savunsa Batı’nın Rusya’yı düşman ilan ettiğini vurguladı.
Putin im @BILD-Interview — das Video! https://t.co/71f55LQlg1 @NikolausBlome @DanielBiskup @PutinRF_Eng @PutinRF pic.twitter.com/x563dhQwtl
— Kai Diekmann (@KaiDiekmann) 11 Ocak 2016
'BERLİN DUVARI YIKILDI AMA GÖRÜNMEZ DUVARLAR DOĞU'DA'
En başından beri her şeyin yanlış yapıldığının altını çizen Putin, “Avrupa’daki bölünmenin üstesinden gelmeye çalışmadık. 25 yıl önce Berlin Duvarı yıkıldı, ama Avrupa’daki bölünme giderilmedi. Görünmez duvarlar Doğu’ya kaydı. Bu da gelecekteki karşılıklı eleştiri, yanlış anlaşılma ve krizlerin zeminini hazırladı” ifadelerini kullandı. Rusya’nın o yıllarda ulusal çıkarları açıkça ilan edip aktif biçimde koruyamayarak büyük bir hata yaptığını söyleyen Putin, “Ulusal çıkarlarımızın arkasında durmayı başaramadık. Oysaki bunu en başında yapmamız gerekiyordu. Yapabilseydik dünya daha dengeli bir yer olurdu” dedi.
Guten Morgen! Unsere Titelseite heute: Das große Exklusiv-Interview: Jetzt spricht #Putin! https://t.co/QaVsScAk2w pic.twitter.com/fzkpsw2BSl
— BILD (@BILD) 11 Ocak 2016
'ALMAN DİPLOMAT, İZOLASYONU ÖNGÖRMÜŞTÜ'
Diğer taraftan Alman siyasilerin, Soğuk Savaş tarafları arasındaki gerginliğin yalnızca uluslararası ilişkiler formatı ve Avrupa’daki güç dengesinin değişmesiyle mümkün olabileceğini gördüğünü savunan Putin, o dönem Sovyet ve Alman diplomatlar arasında geçen konuşmalardan alıntı yaptı: “O dönem ‘Avrupa siyasetinin babası’ olarak görülen Alman diplomat Egon Karl-Heinz 26 Haziran 1990’da şöyle demişti: ‘Almanya’yı birleştirirken Avrupa’nın düşman bloklara bölünmesini engelleyecek kararlı adımlar atmazsak, yaşanacak gelişmeler öyle istenmeyen bir hale gelecek ki SSCB uluslararası izolasyona mahkûm edilecek.’ Bahr’a göre, Orta Avrupa’nın tamamı –Doğu Almanya dahil olsun ya da olmasın- hem Sovyetler hem de ABD’nin katılımıyla ayrı bir birlik kurmalıydı.”
Siyasi irade ve istek olsa o dönem bunların hepsinin başarılabileceği eleştirisi yapan Putin, Avrupa’yı gerçek anlamda birleştiren bir ittifak kurulmadığını, aksine NATO’nun Doğu’ya doğru genişleyerek verilen tüm sözleri ihlal ettiğini vurguladı. “Hüküm sürmek istediler” diyen Putin, “Son 20-25 yılda, özellikle de yerçekiminin ikinci merkezi Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra, ün, güç ve refahın merkezinde tek bir kişinin bulunması istendi. Uluslararası hukuka ya da BM Sözleşmesi’ne dönülmesi yönünde hiç istek yoktu. BM ne zaman engel çıkarsa ‘modası geçmiş’ ilan edildi” ifadelerini kullandı.
'KARARLARA UYMAK ZORUNDA OLAN TARAF RUSYA OLAMAZ'
Dünyanın bugün uluslarası terörden insan kaçakçılığına ve sığınmacı krizine kadar pek çok ortak sorunla karşı karşıya kaldığının altını çizen Putin, bu sorunları çözme yolunda tüm ülkelerin güçlerinden birleştirmesinden memnuniyet duyacaklarını kaydetti.
Ancak bunun, diğerlerinin kararlarına uyması gerekenin Rusya olacağı anlamına gelmediğine işaret eden Putin, “Birileri bizim duruşumuzdan memnun değilse, bizi her seferinde düşman ilan etmekten daha iyi bir yol bulmalılar. Bizi dinleseler, söylediklerimiz üstünde kafa yorsalar ve ortak bir çözüm peşinde koşsalar daha iyi olmaz mıydı?” diye sordu.
Bu bağlamda Rusya ve Avrupa’daki komşularının ilişkileri geliştirebilmesi için tek bir koşulun gözetilmesi gerektiğini söyleyen Putin, bu koşulu şu sözlerle açıkladı: “Bizbirimize, birbirimizin çıkarlarına saygı duymak ve kuralları birilerinin çıkarlarına uygun hale getirmek yerine bu kurallara sadık kalmalıyız.” Kendilerinin bunu yapmaya hazır olduğunu söyleyen Putin, kendilerinin bunları yapmaya hazır olduğunu ama her şeyin uluslararası hukuka dayalı olması gerektiğini yineledi.
'NE DOST NE GELİN NE DE DAMADIM, RUSYA FEDERASYONU'NUN DEVLET BAŞKANIYIM'
Ana amacının Rusya'nın ulusal çıkarları gözetmek olduğunu vurgulayan Putin, "Bana dostunuz olup olmadığımı sordunuz. Ülkeler arası ilişkiler bireyler arasındaki ilişkilere benzemez. Ben ne birinin dostuyum ne geliniyim ne de damadıyım. Ben 146 milyon nüfuslu Rusya Federasyonu'nun lideriyim. Bu insanların kendi kişisel çıkarları var ve ben bu çıkarların korunmasını garanti altına almak zorundayım" dedi.
Öte yandan Kırım'da uluslararası hukukun ihlal edilmediğini ve her halkın kendi geleceğini belirleme hakkına sahip olduğunu da söyleyen Putin, Kırım'da düzenlenen referandum öncesinde buraya askeri güç göndermelerinin nedenlerini de anlattı: "Biz ne savaştık ne birilerini işgal ettik ne de bir yerlere ateş ettik. Kırım'daki olayların sonucunda bir kişi bile ölmedi. Silahları güçlerimizi kullanmamızın nedeni oradaki Ukraynalı askerlerin, orada yaşayan insanların özgür iradesine müdahale etmesini engellemekti."
'NEDEN KOSOVA'YI KABUL ETTİKLERİ GİBİ KIRIM'I DA KABUL ETMİYORLAR?'
Uluslararası toplumun ise Kırımlıların kendi geleceklerini belirleme hakkını teslim etmemesinin nedenlerini anlamadığını belirten Putin, Kosova örneği verdi: "Kosova bağımsızlığını açıkladı ve tüm dünya bunu kabul etti. Hem de bu, parlamentonun kararıyla belirlendi, orada referandum bile düzenlemediler."
Bu arada Merkel ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Putin “Samimi ve profesyonel biri olduğunu daha önce de söylemiştim. Ne olursa olsun aramızdaki güven seviyesinin çok yüksek olduğunu düşünüyorum” dedi. Batı medyasındaki Rusya karşıtı propagandanın Moskova ve Berlin arasındaki ilişkilere zarar vermediğini söyleyen Putin, “İlişkilerimiz en önemlisi halklarımızın karşılıklı hoşgörüsüne dayalı. Almanya’da basın büyük etki altında. Özellikle denizaşırı etkiler altında” diyerek ABD’ye gönderme yaptı.
‘YAPTIRIMLAR SAÇMA’
Bunların yanı sıra Putin Rusya karşıtı yaptırımlar ve bu yaptırımların yol açtığı ekonomik götürülere de değindi. Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırım kararını ‘saçma ve zararlı’ olarak niteleyen Putin, “Rusya ile Almanya arasındaki ticaret hacmi 83-85 milyar dolar seviyesinde. Almanya’da birlikte çalışmamızın ortak sonucu olarak binlerce işyeri kuruldu. Ne kısıtlaması? Bu başımızdan geçen en zor şey değil, ancak ekonomimizin dış mali pazarlara açılması açısından zararlı” ifadelerini kullandı.
'KİEV'İN YAPMASI GEREKEN ŞEYLER MOSKOVA'DAN BEKLENMEMELİ'
Putin ayrıca yaptırımların kaldırılması için Minsk 2 anlaşmasının uygulanmasını şart olarak göstermenin ‘absürd’ olduğunu söyledi. Putin “Yaptırımlardan söz ettiniz. Herkes Minsk anlaşmalarının muhakkak yerine getirilmesi, ancak o zaman yaptırımların kaldırılması konusunun değerlendirilebileceğini söylüyor. İnanın bana, bu ‘absürd tiyatro’ya dönüşüyor, zira Minsk Anlaşması’na riayeten uygulanması gerekenler Kiev’e bağlı şu an. Kiev’in yapması gerekenler, Moskova’dan istenmemeli” dedi.
‘EKONOMİMİZ YÜKSELİŞE GEÇECEK’
Bunlara rağmen Putin, Rusya ekonomisinin giderek istikrar kazanacağını ve yükselişe geçeceğini söyledi. Putin “Ekonomimizin giderek bir şekilde stabilize olacağını ve yükselişe geçeceğine inanıyoruz. Rusya olarak içerisine ithalat ikamesinin de dahil olduğu bir program belirledik. İleri teknoloji alanında yatırımlar da buna kesinlikle dahil. Şu an ülkemizin GSYİH’inde yüzde 3.8’lik, endüstriyel üretimde yüzde 3.3’lük bir düşüş gözlemleniyor, enflasyon oranı ise yüzde 12.7’ye yükseldi. Bu yüksek bir rakam, ancak bu arada dış ticaret hacminde denge sağlanmış durumda. Yıllardır ilk kez katma değeri yüksek ürünlerin ihracatı kaydadeğer ölçüde arttı. Bu ekonomimiz açısından kesinlikle olumlu bir gelişme” dedi.
Putin, ayrıca “Rus Merkez Bankası’nın da yaklaşık 340 milyar dolar değerinde altın ve döviz rezervi var, yanılıyor olabilirim, ancak kesinlikle 300 milyarın üzerinde” ifadelerini kullandı.
‘HİÇ DEĞİŞMEDİM’
Putin Bild muhabirlerinin, küresel politikaya bakışının bugün 2000’li yılların başındakinden farklı olduğu şeklindeki yorumuna da karşı çıktı. Putin, eski Almanya Başbakanı 'Gerhard Schröder'in dostu genç Putin' ve 2007’den beri tamamen farklı olan Putin olmak üzere iki Putin imgesi olduğunu öne süren gazetecilere şu yanıtı verdi: “Ben hiçbir zaman değişmedim. İlk olarak, kendimi bugün de genç hissediyorum. Schröder’in dostuydum ve öyleyim de. Hiçbir şey değişmedi. Yıllar içinde birçok soruna, özellikle de terörle mücadeleye bakışım değişmedi."