"Çözüm süreci buzdolabındadır' cümlesinin sahibi kimdir? Bu cümlenin sahibi kimse, bugün yaşananların sorumlusu da o zihniyettir" ifadelerini kullanan Demirtaş "Hendek ve barikatların nasıl ortadan kalkacağını anlatıyoruz, diyalog yolunu savunuyoruz. Hangi çağrımız savaş yanlısıdır?" diye sordu.
"Başbakan, HDP ile randevundan kaçtın. Peki, niye cenazelere işkence yaptın sorusu ahirette sorulacak, nereye kaçacaksın?" diyen Demirtaş şöyle devam etti:
‘KÜSECEKSİN DİYE SİNEYE Mİ ÇEKELİM?'
Çocuk öldürtüyorsun, bunların hesabını sormayalım mı? Yutalım mı? Küseceksin diye sineye mi çekelim? Hesap sormayalım mı?
Başbakan muhalefete hesap vermezmiş. Her gece Saray'a hesap vermekten utanmıyorsun da, muhalefete hesap vermekten mi korkuyorsun?
Dokunulmazlıkların kaldırılmasından değil, adaletsizlikten çekiniriz.
Başkanlık tartıştırmak hak da, özerklik tartıştırmak neden suç? Sizinki modelse bizimki de model? Sen bütün ülkeyi bir adama teslim edelim diyorsun, bizse, hayır vatandaşlara teslim edelim diyoruz.
Biz 2012'de özerklik belgesini sunduk. Bu belge diktatörlüğün panzehridir.
Savcılar "Siyasetçi ülkeye model önermeyecek de ne önerecek? İşi tam da bu zaten" deme cesaretine sahip değil mi?
Bu kadar gerilimin olduğu yerde Anayasa tartışmak tuhaflıktır. AKP sadece başkanlık için Anayasa'yı değiştirmek istiyor. Bu bir yönetim modelidir, bölünme değil. Dünyanın tüm ülkelerinde özerklik vardır. Özerkliğin olmadığı yerde otorite vardır. Hitler modelini önermek serbest ama İsveç modelini önermek suç. İlginç. Bu ölümleri bitirmek üzere, hendeği kaldırmak üzere hazırlanmış bir metindir. İktidar biz ne dersek diyelim kışkırtmaya, çarpıtmaya devam edecek. Ama biz Türk kardeşlerimize sesleniyoruz. Bize Türkiyelileşmekten uzaklaştınız mı diyorlar. Hayır, Türkiyelileşmek tam da budur. Ankara'dan oturup konuşmak değil.