Beştaş, sokağa çıkma yasaklarıyla yurttaşların yaşam, sağlık, eğitim ve seyahat hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini belirterek, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuş, yüksek mahkeme ise ‘başvurucuya yönelik derhal tedbir kararı verilmesini gerektiren ciddi bir tehlike bulunmadığı’ gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar vermişti.
‘SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI NEDENİYLE 122 SİVİL YAŞAMINI YİTİRDİ’
Yaşanan sokağa çıkma yasakları boyunca sivil halkın çoğu kez evlerine isabet eden kurşunla ya da yaralılarını beyaz bayraklarla hastaneye taşımaya çalışırken öldürüldüğü dile getirilen başvuruda “Cizre’de ölen 50 yurttaş arasında bulunan 3 aylık Miray İnce de evinde, halasının kucağında kurşunla yaralanmıştır. Onu hastaneye götürmeye çalışan ailesi, 155’i aramış olup polisin ‘beyaz bayrakla dışarı çıkabilirsiniz’ demesi üzerine bebeğin dedeleri ve büyükannesi bebeği yanlarına alarak, beyaz bayrakla ambulansın geleceği noktaya gitmiştir. Ancak onlara da ateş açılmasına üzerine 3 aylık Miray olay yerinde, kurşunlanan 80 yaşındaki büyükbabası da kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir” ifadelerine yer verildi.
‘VATANDAŞLAR POLİS TARAFINDAN CAMİYE ALINMADI’
‘SAVAŞ HUKUKUNU BİLE İHLAL EDEN UYGULAMALAR’
Yaralı yurttaşlara ilkyardım müdahalesinde bulunmak amacıyla göreve çağrılan 112 çalışanlarının her defasında güvenlik kuvvetlerinin engeline takıldığı, sokağa çıkma yasağının olmadığı yerlerde dahi ambulans geçişlerine izin verilmediğinin HDP’lilerce tespit edildiği kaydedilirken ‘savaş hukukunu bile ihlal eden uygulamalar’ yaşandığı ifade edildi.
‘VALİLİKLER VE KOLLUK GÜÇLERİ VATANDAŞIN YAŞAM HAKKINI İHLAL EDİYOR’
Başvuruda “Valilikler ve kolluk güçleri yasadışı bir fiili uygulama ile vatandaşın ‘yaşam hakkı’ başta olmak üzere tüm temel haklarını topyekûn ihlal etmektedirler. Kolluk güçleri tarafından duvarlara yazılan yazılar da tüm sivil halkın yaşam hakkının tehlikede olduğunu ifade etmekte ve sivil halk ölüm yahut göç etmek gibi iki seçeneğe maruz bırakılmaktadır. Mevcut hal Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil etmektedir” denildi.