CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, meclisteki grup toplantısında partililere seslendi. Kemal Kılıçdaroğlu, Russia Today televizyonuna mülakat verdiği için hedefe konan CHP'li vekil Eren Erdem'e sahip çıktı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Eren Erdem'e ilişkin sözlerine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Anlamakta zorlandığım başka bir şey var. Bir diktatör bozuntusunun bu işe burnunu sokmuş olması. Nasıl birisin sen? Ana muhalefeti suçluyor. Sen geldin meclise. 550 vekilin önünde namusun şerefin üzerine yemin ettin. Tarafsız davranacağına. namusu ve şerefi üzerine yemin etti, 78 milyona sesleniyorum artık bunları görün" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı, Türkiye'nin İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi sürecine değindi. Kılıçdaroğlu, "İsrail'i hain ilân etmişlerdi. Önce gizli kapaklı görüştüler, sonra açıkça itiraf ettiler. 9 vatandaşımızı katlettiler Mavi Marmara'da. Türkiye haklı tepki gösterdi. Bunu yapamazsınız dedi Türkiye, tazminat bekliyoruz dedi. Gazze'deki ablukayı kaldırmanızı istiyoruz dedi" ifadelerini kullandı.
‘ELLERİNE KAN BULAŞMIŞ DEMEKTİR'
Kılıçdaroğlu, "Medyaya yansıyan haberler üzerinden yorum yapmak istemiyorum ama Gazze ablukası kalkmadan anlaşma imzalarsanız, o 9 vatandaşımızın kanı onu imzalayan arkadaşlarımın ellerine bulaşmış demektir. Filistin Davası kutsaldır. Türkiye'den giden devrimci gençlerimizin de mezarları var orada" şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, evine polis operasyonu yapıldığı esnada polis kurşunuyla vurulan ve hastanede hayatını kaybeden Dilek Doğan hakkında da konuştu. Kılıçdaroğlu, polise terlik fırlatan Doğan'ın annesine 'polise mukavemet' suçlamasıyla dava açılmasını da eleştirdi.
CHP lideri, "O annenin feryadını duyup da haksızlığa isyan etmemek elde değil. Bize çatışma var dediler. Ortada çatışma yok. Çatışma sayılıyorsa polise terlik fırlatan annenin yaptığı. Bu nasıl vicdan" diye sordu. Polislere de kendi meslektaşları haksızlık yapsa dahi ortaya çıkarmaları çağrısını yaptı.
Kılıçdaroğlu, bu haberi ortaya çıkaran gazeteci Eyüp Serbest hakkında ise, "Yarın başına ne gelir bilmiyorum. Belki o da hapse atılacaktır. Onun hakkında da 'devlet sırrını açığa çıkardın' diye dava açılacaktır. Sizler görevinizi yaptığınız sürece, bize doğru bilgiler aktardığınız sürece bizim başımızın tacısınız" dedi.
‘DAVUTOĞLU AHLAKTAN, ERDEMDEN BAHSEDİYOR…'
CHP Genel Başkanı, Gençlik ve Spor Bakanı Yardımcılığı görevine atanan Abdurrahim Boynukalın hakkında da Başbakan'a sitem etti:
"Davutoğlu erdemden, ahlâktan bahsediyor. Bir vekil vardı. Bir gazeteye gece baskın yaptı. Yetmedi ikinci baskını yaptı. Bir güruhu toplayıp Hürriyet'i bastılar. Camını çerçevesini indirdiler. Boynukalın… Ne kadar kalın bilmiyoruz. Bu arkadaş geçen günlerde Gençlik ve Spor Bakanlığına Bakan Yardımcısı olarak atandı.
Erdem diyeceksiniz, ahlâk diyeceksiniz. Doğruluk diyeceksiniz. Medya bizim kırmızı çizgimiz diyeceksiniz. Kalkacaksınız gazeteci tehdit eden bir kişiyi bakan yardımcısı olarak atayacaksınız. Bizim bahsettiğimiz erdem ve ahlak ayrı onların bahsettikleri ayrı.
Davutoğlu Boynukalın'a şükranlarını sunuyor. Böyle bir tablo yaşıyoruz. Türkiye'nin bu tablodan çıkması lazım, Sayın Davutoğlu'nun sözlerinin eri olması lazım. Ahlaktan ve erdemden nasibini alamamış bir kişiyi getirip bakan yardımcısı yapacaksın. Kimse kusura bakmasın doğru değil."
"Biz bu ülkenin huzuru için çalışıyoruz. Büyük laflar edip arkadan çark eden bir parti değiliz" diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Musul'a asker göndermesine değindi. Kılıçdaroğlu, "Musul'a asker gönderdik. Sanki Trabzon'a Hakkari'ye gönderir gibi. E, izin aldın mı? Başka ülke orası? 'Biz büyük ülkeyiz'. Sevsinler" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu daha sonra süreci anımsattı. 4 Aralık'ta askerin gönderildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 5 Aralık'ta Irak Başbakanı İbadi'nin 'Türkiye derhal Irak'tan çekilmeli' sözünü anımsattı. Irak'ın 6 Aralık'ta Türkiye'ye 48 saat süre verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye ültimatom alacak ülke midir? 7 Aralık, Çavuşoğlu konuşuyor. Biz davet üzerine gittik diyor. Irak Başbakanı diyor ki işgâl ediyorsunuz. 10 Aralık baktılar ki durum kritik, Dışişleri müsteşarı ve MİT müsteşarını Irak'a gönderdiler. Aynı gün Davutoğlu geri çekilme söz konusu değil diyor. 11 Aralık'ta Erdoğan, 'Biz davete icap gittik' diyor.
14 Aralık, birliklerin bir kısmı tıpış tıpış geri çekildi. 15 Aralık, yine kuyruğu dik tutmaya çalışıyorlar. Kurtulmuş geri çekilmedik diyor. 16 Aralık'ta ise daha büyük bir güç devreye giriyor. ABD 'tüm güçlerinizi' geri çekin diyor. Bizimkiler esas duruşta. 19 Aralık öğle saatlerinde Davutoğlu Musul'daki askeri varlığımız sürecek diyor. Sonra yine aynı gün akşam üzeri Dışişleri Bakanlığı geri çekileceğiz diyor. Bunlar devlet mi yönetiyor. Emin olun bakkal daha iyi yönetir."
‘BİZİM VEKİLLERİMİZ NAMUSLU İNSANLARDIR'
Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Eren Erdem'i de savunarak, "Eren Erdem düşman ilân edildi. Üstüne herkes konuştu. Hiçbir vekilimizi kimseye yedirmeyiz. Bizim vekillerimiz namuslu insanlardır. Ağızlarından çıkanı bilirler. Belgesiz konuşmazlar" dedi.
Batı'dan yola çıkan ve Türkiye üzerinden Suriye'ye gönderilen, sarin gazı yapımında kullanılabilir maddelerle ilgili olayı organize eden kişinin El Kaide bağlantılı Haytam Kasap olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Adana Cumhuriyet Savcılığı iddianamesini hazırlıyor. İddianame hazırlandıktan bir süre geçiyor. Erdem vekil olduktan sonra olayı araştırıyor. Batı'dan alınan kimyasal maddelerin Türkiye üzerinden Suriye'ye geçirildiğini ifade ediyor.10 Aralık'ta kürsüden iddianameyi okuyor. Sonra Başbakan'a soru önergesi veriyor. Ele geçirilen maddelerle sarin gazının oluşturulmasının mümkün olduğu fezleke içinde belirtiliyor. 60 kilometrelik alanda halkın yarısını öldürebileceği, iddianamede yer alıyor. Bu milletvekili sussun mu, ağzına bant mı çeksin?"
Kılıçdaroğlu, "Bu Kasap'ı da serbest bıraktılar, adam kaçtı. Muhtemelen Suriye'ye. 190 sayfalık iddianameyi kim merak ediyorsa paylaşırız. Ayrıca arkadaşımız hiçbir şekilde Türkiye'yi suçlamıyor. Suçladığı tek şey var, Batı neden Türkiye üzerinden gönderilmesine izin veriyor. Sen bunları ülkenden çıkarken neden tutmadın diyor Batı'ya. Daha ne desin" diye devam etti.
Kılıçdaroğlu, olması gerekenin Erdem'in açıklamalarından yola çıkılarak Başbakan'ın açıklama yapması olduğunu söyledi. Fakat pratikte bir vekilin hedef alındığını ifade etti. Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
‘ERDOĞAN'I ARTIK GÖRÜN'
"Ben bunu anlarım ama anlamakta zorlandığım başka bir şey var. Bir diktatör bozuntusunun bu işe burnunu sokmuş olması. Nasıl birisin sen? Ana muhalefeti suçluyor. Sen geldin meclise. 550 vekilin önünde namusun şerefin üzerine yemin ettin. Tarafsız davranacağına. namusu ve şerefi üzerine yemin etti, 78 milyona sesleniyorum artık bunları görün. Nerede pazarlanıyor acaba bu namus ve şeref? Bir ülkenin cumhurbaşkanı namus ve şerefine sahip çıkmazsa kim çıkacak? Tarafsızlığını bozduğun her dönemde ben bu kavramları sana hatırlatacağım. Bu kavramları sana öğreteceğim, sözüm söz."