Bunların hepsinden bilgileri var, haberleri var. Şimdi adama sormazlar mı, "O Başika kampı kurulduğunda siz neredeydiniz?" O günden bugüne hiç sesiniz çıkmadı? Ve şimdi yeni, bölgedeki bazı gelişmeler üzerine böyle bir adım atıyorsunuz. Ve biz Başika kampını güçlendirmek üzere buradaki eğitim ekiplerimizi daha da artırmış olduk. Ve bunlar tamamıyla bir muharip güç olarak orada değiller. Daha çok eğitici olarak oradalar."
Öte yandan Erdoğan, İran ve Irak hükümetlerini de, Suriye ve Irak'ta mezhepçi politikalar yürütmekle suçladı ve bölgedeki Sünnilerin güvenlik sorununu hatırlattı. Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Şu anda biz mezhepçiliğin tam mânâsıyla karşısında olan bir ülkeyiz. Burada mezhepçiliği yapanlar bellidir. Kimdir? İran'dır. Kimdir? Irak'tır. Irak şu anda İran'la böyle bir mezhepçilik başlığında maalesef, üzülerek bunu müşahade ediyoruz, işbirliği halindedir. Ve bu işbirliği aynen Suriye'de de devam etmektedir.
Suriye'deki sıkıntının altında ne yatıyor? Yine mezhepçilik yatıyor. Şu anda burada bu adım atılırken buradaki Sünnilerin durumu ne olacak? Burada Sünni Araplar var, Sünni Türkmenler var, Sünni Kürtler var… Bunların güvenliği ne olacak? Bütün bunların bir eğit-donatla bir güvenlik altında kendilerini koruma iç güdüsüne ihtiyacı var. Ve burada atılan adımların hepsi buna yöneliktir.
Bakın uzun bir zamandır, özellikle Kuzey Irak Kürt Yönetimi birçok haklarını kaybetmiş durumdadır. Bunların haklarının verilmesi lâzım. Bölgede yaşayan Araplar, yine Irak'ta, birçok haklarını kaybetmiş durumdalar. Yani adil bir yönetim anlayışını maalesef göremiyoruz şu anda Irak'ta. Bundan dolayı da halkın ciddi bir kısmı endişe içinde."