Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Gediz Üniversitesi Kadın ve Aile Araştırmaları Merkezi (GenDes) 'Zorla Evlendirme' konulu konferans düzenledi.
‘EĞİTİMLE ÖNLENEBİLİR’
Açılış konuşmalarını Gediz Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Işılay Saygın ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Atalay gerçekleştirdi. Eski Devlet Bakanı Işılay Saygın, 20 yılı aşkın süren siyaset yaşamı boyunca mücadele ettiği konulardan birinin de erken yaşta ve zorla evlilik olduğunu söyledi. Kızların çocuk yaşta evliliğe zorlanmasının önüne eğitimle geçilebileceğine dikkat çeken Saygın, "Toplumda bu yönde yeterli farkındalık ve bilinç oluşturulması için daha çok mücadele etmeliyiz. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu konferansı düzenlememizin amacı da bu" dedi.
’20 BİN AİLE, KIZLARINI EVLENDİREBİLMEK İÇİN DAVA AÇTI’
Zorla evliliklerin hukuki ve toplumsal yönüyle masaya yatırıldığı konferansta çarpıcı sonuçlar paylaşıldı. İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Nuriye Kadan, çocuk hakları ihlallerinde ilk sırayı çocuk evliliklerinin aldığını belirtti. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçlarına göre her 3 evlikten birinin çocuk evliliği olduğunu vurgulayan Kadan şöyle konuştu:
"Ülkemizde ne yazık ki 181 bin 36 çocuk gelin bulunuyor. Bu evlilikler imam nikahına dayalı olduğundan, sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz. 2012 yılında 20 bine yakın aile 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açmış. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre erken evlilik ve nişanlılık nedeniyle eğitime devam edemeyenlerin yüzde 97.4'ü kız öğrenciler. 15-19 yaş arası genç kızlarda birinci sırada ölüm nedeni, hamilelik ve doğumun yol açtığı sorunlar. Kızlarımızı oyun çağındayken anne olmaya zorlayan bu acı durum, ataerkil ve geleneksel toplum yapısı yüzünden normalleştirilip meşrulaştırılıyor. 18 yaş altında evlenenlerin yarısının okuma- yazma bilmediği, yüzde 31.7'sinin de okuma- yazma bilmesine rağmen hiç okula gitmediği gerçeği eğitimsizliğin etkisini gözler önüne seriyor."
'CEZASIZ BIRAKILMAMALI'
Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, zorla evliliğin ağır bir insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı. Ülkemizde ise bunun bir suç tipi olarak tanımlanmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Erdem, şöyle dedi:
"Oysa evliliğin ve eş seçiminin özgür iradeye dayanması uluslararası hukukla güvence altına alınmış. 2011'de ilk imzalayanın ülkemiz olduğu 'Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi', bir yetişkini ya da çocuğu evliliğe zorlayan kasıtlı davranışların suç sayılması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını şart koşuyor. Cebir ve tehditle evliliğe zorlama ya da evliliğin sürmesine zorlama cezasız bırakılmamalı."
‘AVRUPA ÜLKELERİNDE SUÇ’
Gediz Üniversitesi Kadın ve Aile Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Sibel Safi de zorla evliliğin birçok Avrupa ülkesinde suç olduğunu kaydetti, "Batı Avrupa'da, göçle gelenlerde sıkça görülen bu ağır insan hakkı ihlalini engellemek amacıyla sorumlulara yasal yaptırımlar uygulanıyor. İngiltere'de 2 yıl hapis cezası var" diye konuştu.
MECLİS YENİ DÖNEME BOŞANMALARI ARAŞTIRARAK BAŞLIYOR
Öte yandan Meclis Genel Kurulu’nda, 9 ve 10 Aralık’ta AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay ve 25 milletvekili tarafından verilen “Aile kurumunun güçlendirilmesi için boşanma olaylarının ve sebeplerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla verilen Araştırma Önergesi görüşülecek.
‘BOŞANMALAR YÜZDE 4.5 ARTTI’
Önergede, Türkiye'de artan genç nüfusa rağmen yeni bir ailenin ilk adımı olan evlilik oranlarında düşüş yaşandığı belirtilerek, “2014 yılında evlenmelerde önemli değişiklik gözlenmezken, boşanmalar yüzde 4.5 arttı. Evlenen çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre binde 1 azalarak 2014 yılında 599 bin 704 oldu. Kaba evlenme hızı binde 7.8 olarak gerçekleşti. Boşanan çiftlerin sayısının bir önceki yıla göre yüzde 4.5 artarak 130 bin 913'e yükseldi. Kaba boşanma hızı binde 1.7 olarak gerçekleşti. Boşanmaların 2014 yılında yüzde 39.6'sı evliliğin ilk 5 yılı, yüzde 21.8'i evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti” denildi.
‘TOPLUM HAYATINA ÖNEMLİ KATKI’
Rakamsal verilerin, toplumun temel taşı ve ana birimi olan aile kurumunun yara aldığını gösterdiği ve önlem alınmadığı takdirde sıkıntılara yol açacağı kaydedilerek, en büyük mağduru çocuklar olan boşanmalarla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasının toplum hayatına önemli katkı sağlayacağı ifade edildi.
‘ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULACAK’
Önergenin görüşülmesinin ardından Araştırma Komisyonu kurulacak. Geçici bütçenin de bu hafta TBMM Başkanlığına sevk edilmesi bekleniyor. Gruplar arasında, "geçici bütçe yerine, 2016 Yılı Bütçesi'nin aralık ayında çıkarılması" konusuna uzlaşma sağlanamaması nedeniyle geçici bütçenin aralık ayında yasalaşması gerekiyor.