Bu şartlarda Ankara’nın adımları ne olmalı? IŞİD’le gerçek mücadele nasıl sergilenebilir? Rusya ile Türkiye arasındaki kriz, Suriye sorununun çözümü ile ilgili Viyana sürecini etkileyecek mi?
Konuyla ilgili Sputnik Radyosu’na konuşan CHP Parti Meclisi üyeliği ve CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş eski CHP’li milletvekili Faruk Loğoğlu şunları söyledi.
Rusya ile Türkiye arasında bugünlerde yaşanan krizin Viyana sürecini etkilemesini bekliyor musunuz?
Önce şunu söyleyeyim: Türkiye ve Rusya arasındaki krizin bir an önce, daha fazla sürmeden, daha fazla tırmandırılmadan diplomatik yollardan iki tarafı da tatmin edecek bir biçimde çözülmesi lazım. Önce bu gerçeği vurgulayalım. İkincisi, bu tür krizler Suriye meselesinin aynen, hatta kızışarak devam etmesinden kaynaklanıyor. Yani bugün Türkiye ile Rusya karşı karşıya gelebilir, yarın başka bir olay olabilir. Suriye bugün kriz üreten bir fabrika gibi çalışıyor. O bakımdan Suriye ateşinin bir an önce söndürülmesi lazım.
Sorunuzun cevabına gelince, Viyana sürecini etkiler mi? Mutlaka etkiler. Ama umarım, olumlu yönde etkiler. Yani bu kriz Suriye meselesinin çözümünün ne kadar acil, ne kadar öncelikli olduğunu gösteren bir gelişmedir. Bir Rus savaş uçağının Türkiye tarafından hangi şartlar, hangi gerekçelerle olursa olsun düşürülmesi ciddi bir olaydır. Ve bu, Suriye nedeniyle vuku bulmuş bir olaydır.
O bakımdan Suriye krizinin çözümü ile ilgili Viyana sürecinin aksamadan devam etmesi, öngörülen takvime göre devam etmesi esastır. Bugüne kadar ne Rusya ne Türkiye ne de başka bir taraf bu krizin Viyana süreci önünde bir engel oluştuğu şeklinde bir açıklamada bulunmamıştır. En azından benim bildiğim kadarıyla.
IŞİD’in izole edilmesi için, yani Türkiye-Suriye sınırından IŞİD ve benzeri örgütlere sağlanan desteğin kesilmesi için Sizce ne yapılmalı?
IŞİD’in mali, insan ve silah kaynaklarını kurutmak, IŞİD’e karşı mücadele eden bütün ülkelerin görevidir, sorumluluğudur. Buna Türkiye de dahildir, Rusya da dahildir, Amerika Birleşik Devletleri de dahildir.
Tabi bu mücadelede herkes diğerinin yaptığını yeterli görmeyebilir. Kimse Türkiye’nin bulunduğu konumda değildir. Bizim 900 kilometrelik bir ortak sınırımız var, Suriye halkıyla yakın ilişkilerimiz var. Türkiye’nin bu nedenle, Suriye’ye komşu bir ülke olarak, Irak’a komşu bir ülke olarak daha cevval davranması, daha etkin davranması bizim de beklentimiz. Türk Hükümeti de bu yönde yaptığı açıklamalarda hem birebir olarak IŞİD’e karşı verdiği mücadelede hem uluslararası koalisyon üyelerine verdiği katkılarla bu mücadelede gerçek bir rol oynamaya çalışıyor.
Daha fazla yapılacak şey var mı? Bunun cevabı evet, ama bu sadece Türkiye için değil, IŞİD’e karşı mücadele veren bütün ülkeler bakımından geçerli. Yani Suriye’de herkes kendi ulusal çıkarlarından ziyade bir, terörizme karşı katıksız mücadele, iki, Suriye’nin çıkarlarını, Suriye halkının geleceğini düşünen bir yönde hareket etmeleri esastır.
Rusya-Türkiye krizinin daha ileri gitmemesi için Sizce ne yapılmalı?
Keşke bu olayın hemen ardından hiçbir açıklama yapılmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Devlet Başkanı Putin arasında bir görüşme olsaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘böyle bir olay olay oldu, bundan üzüntü duyuyoruz, pilot kaybı var, bir Rus askeri, bir Rus subayı hayatını kaybetti, bundan üzüntü duyuyoruz’, diyebilseydi, belki işler bu kadar büyümezdi. Fakat yapılan karşılıklı açıklamalar, tansiyonu giderek yükselen tepkisi ve Türkiye’ye yönelik ağır ifadeler bu işin artık öyle bir özür, hatta Erdoğan-Putin seviyesinde çözülecek bir mesele olmaktan çıktığını gösteriyor.
O nedenle ben her zaman bütün dertlere deva olması gereken diplomasi diyorum. Belgrad’da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Dışişleri Bakanı Lavrov arasında yapılan görüşmede önemli bir netice çıkmadı ama bu görüşmenin yapılmış olması önemlidir. Çünkü Türkiye ve Rusya arasındaki diplomatik temasların sürmesi lazım. Neticede bunu diplomasi yoluyla çözmemiz lazım. İki büyük ülke, iki komşu ülke, ortak geçmişleri çok eskilere giden ülkelerimizin bu işin içinden birbirlerine ve kendilerine daha fazla zarar vermeden çıkmaları esastır.