Rus savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmesinin ardından enkaz için arama-kurtarma görevinde olan Rus helikopterinin vurulması dünyada olduğu gibi Suriye gündeminin de ilk sıralarında. Türkiye'de daha çok, ‘Rusya ile savaş ihtimali veya kış aylarında doğalgazın kesilmesi riski' gibi konular etrafında tartışılan konu Suriye içinde ‘savaşın seyrini etkileyecek sürecin başlangıcı' şeklinde değerlendiriliyor. Askeri analist emekli Tümgeneral Sabit Muhammed, "Rusya, Türk hükümetine askeri cevabını Suriye içinde verecek" dedi.
Suriye televizyonlarında Arap dünyasından ve dünyadan uzmanların katıldığı tartışma programlarında ve gazetelerde konu çok boyutlu olarak yer buluyor. Değerlendirmeler Rusya'dan yapılan açıklamalar esas alınarak yapılıyor.
Yorumlar, "Türkiye hükümetinin cihatçı gruplara destek verdiği" suçlamaları ekseninde yoğunlaşsa da olayın, orta ve uzun vadede Rusya'nın ve müttefiki Suriye'nin elini güçlendirecek sürece kapı açtığı şeklinde değerlendiriliyor.
Rus uçağının düşürülmesi ve olası senaryoları Sputnik'e değerlendiren askeri analist Sabit Muhammed de olayın orta ve uzun vadede Rusya'nın ve Suriye'nin lehine sonuçlar doğuracağını savunanlardan.
Muhammed'e göre, "Rusya'nın Suriye içindeki varlığını koruması gerekiyor. Bu nedenle Lazkiye'ye yerleştirilecek S-400 gibi füze ve hava savunma sistemlerinin etki alanı Türkiye içindeki belli bölgelerden Akdeniz'e kadar uzanıyor. Suriye içine dahil olacak ülkelerin hava sahasına girmek için Rusya ile işbirliği yapması gerekecek."
Uçağının düşürülmesi ile birlikte Rusya'nın bu radar ve savunma sistemlerini Akdeniz'e kıyı Lazkiye'ye yerleştirmesi aşamasının elinin güçlendiği savunuluyor. Bu görüşe göre, "Rusya, uçağı düşmemiş olsaydı bu sistemleri yerleştirme aşamasında dünyadan ciddi tepkilerle karşılaşabilirdi."
NATO ve çeşitli ülkelerden yapılan açıklamalara ek olarak Türkiye içinden de tansiyonu düşürmeye yönelik açıklamalar yapılıyor. Son olarak Genelkurmay Başkanlığı, "Rus ataşelerine karargaha davet edilerek bilgi verildiğini, Moskova ile de telefon bağlantısı kurulduğunu ve her türlü işbirliğine hazır olunduğunu" duyuran bir açıklama yaptı. Buna karşılık Rusya'nın şimdiye kadar yaptığı sert açıklamalarından geri adım atıp atmayacağı henüz bilinmiyor ancak Suriye medyasında yapılan değerlendirmelerde,
— Rusya'nın Suriye'de, Suriye'nin daveti ile bulunduğu ve varlığının meşru olduğu belirtiliyor. Uçağı düşürülene kadar Suriye'nin müttefiki olarak konumlanan Rusya'nın artık ‘kendisine yapılan saldırı olarak değerlendirdiği ve kişiselleştirdiği bir davasının bulunduğu' öne sürülüyor.
— Rusya'nın ajandasının Suriye ile sınırlı olmadığı, bölgede etki alanını genişletmek için siyasi girişimlerini sürdürdüğüne vurgu yapılıyor. Türkiye'nin Suriye içindeki belli mesafeden Türkiye sınırına kadar olan alanı angajman kuralları çerçevesinde gözetiyor olmasının Rusya'nın ajandasına ve çıkışına gölge düşürebilecek bir yaklaşım olduğu savunuluyor.
— Rusya'nın gerek prestijini pekiştirmek ve gerekse uçağının düşürülmesi ile doğan krizi fırsatlara çevirmek için Suriye ve bölgedeki varlığını arttıracağı, siyasi ve askeri girişimlerini hızlandıracağı öne sürülüyor.
Rusya Türkiye'ye cevap verecek mi ve bu krizi nasıl fırsata çevirecek?
"Rusya'nın Türkiye'ye iktisadi, siyasi ve askeri cevaplar vereceğini" savunan analist Muhammed, "Rusya'nın Türkiye'ye askeri açıdan cevabı Suriye topraklarında olacak. Özellikle Halep, İdlip ve Lazkiye kırsallarını daha sert vuracak. Buralarda Türkiye hükümetinin desteklediği terörist gruplar olduğunu biliyoruz" dedi.
Rusya'nın Suriye içindeki hava saldırılarını ülkenin kuzeyinde yani Türkiye sınırındaki bölgelerde yoğunlaştırdığı biliniyor. Uçağının düşürülmesinin ardından Rusya'nın bu bölgelerde saldırılarını daha da yoğunlaştıracağı ve Türkiye'nin angajman kurallarını tekrar uygulayıp uygulamamasına göre yeni süreçlerin doğabileceği tahminleri yapılıyor.
Suriye medyasında yapılan değerlendirmelerde Türkmen dağı ve çevresinden Nusra Cephesi'nin görüntü, fotoğraf ve haberler yayınladığı ve bu dokümanların uluslararası medyada Nusra Cephesi'nin o bölgedeki savaşa aktif katıldığı şeklinde bilgilerle verildiği savunuluyor. Dünyada IŞİD ve cihatçı karşıtı bir refleksin Paris saldırılarının ardından daha da yükseldiği bu nedenle Türkiye'nin ‘Rusya'nın Türkmenleri hedef aldığı' tezinin uluslararası platformda karşılık bulmayacağı iddia ediliyor.
Türkiye içinde yapılan tartışmaların aksine Suriye içinden yapılan değerlendirmelerde "Rusya ve Türkiye arasında şimdilik açık savaş ihtimalinin olmadığı" vurgusu öne çıktı. Dün akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan ve Moskova'daki mevkidaşlarla iletişim kurulduğu belirtilen açıklama Suriye televizyonlarında flaş haber olarak duyuruldu.
Suriye içinde krizin başından itibaren "Türkiye hükümeti ile Türk ordusunun dış politika ve Suriye'ye yaklaşım konusunda hemfikir olmadığı" tezi işleniyor. Rusya-Türkiye krizinde de "Rusya'nın da Türkiye'nin de krizi askeri açıdan daha fazla tırmandırmayı göze alamayacağı" savunuluyor. Ancak Rusya'nın Lazkiye'ye Türkiye'deki bazı bölgeleri de kapsayan radar ve füze sistemlerini yerleştirmesi veya Suriye içinde Türkiye'nin desteklediği gruplara yönelik saldırılarını arttırmasının Rusya-Türkiye askeri ilişkilerini nasıl etkileyeceği henüz belirsiz.
BMGK'YA HAZIRLANAN DOSYALAR
Rusya'nın iktisadi ve askeri cevapların yanı sıra BM düzeyinde hukuki girişimlerini hızlandıracağı ve bunun için Suriye yönetimi ile çalışmalara başladığı öne sürülüyor.
Suriye yönetimi birçok kez BMGK'ya, "Türkiye hükümetinin Suriye'deki silahlı ve cihatçı grupları desteklediği ve ticari ilişkileri olduğu" iddialarına dayanan tezlerini sundu. Bu tezlerin kendisi de BMGK'nın daimi üyesi olan Rusya tarafından BM nezdinde daha fazla öne çıkarılacağı savunuluyor.
SİYASİ SÜRECİ ETKİLER Mİ?
Rusya-Türkiye arasındaki krizin Suriye'de siyasi çözümün sağlanması için gerçekleştirilen Viyana toplantılarında oluşturulan yol haritasını da etkileyebileceği değerlendirmeleri yapılıyor. Yol haritasına göre Suriye'de 6 ay içinde geçiş hükümeti kurulması ve 1,5 yıl içinde parlamento ve başkanlık seçimlerine gidilmesi öngörülüyordu.
Sputnik'e konuşan Suriye Halk Meclisi Halep milletvekili Faysal Azzuz, "Bu son kriz Viyana'da alınan kararları da etkileyebilir. Rusya sahadaki savaşta daha sert olacak ve sahadaki durum da siyasi süreci doğrudan etkiler" dedi. Suriye'deki savaşa dahil olan ülkelerin sahadaki gruplar üzerinden süreçte etkili olduğuna dikkat çeken Azzuz, "Rusya, Türkiye'nin desteklediği grupları yok ettiği zaman Türkiye ne yapacak, planlarını nasıl gerçekleştirecek?" dedi.
Rusya ve Türkiye arasındaki krizin Suriye ve Rusya bakış açılarına göre değerlendirildiği ortada. Her ne kadar dünyada IŞİD ve cihat karşıtı bir refleks oluşmuş olsa da Rusya'nın radar ve füze sistemleri ile Suriye ve Akdeniz'de askeri gücünü perçinlemesi batı ve ABD blokunun sadece izlemekle yetineceği bir süreç olmayacak. Aynı zamanda, Suriye'deki savaşa ülke içindeki silahlı gruplara doğrudan destek vererek veya siyasi düzeyde taraf olan ülkelerin Rusya'nın hamlelerine karşılık yapacakları hamleler mevcut uçak düşürme krizini farklı ve yeni süreçlere ulaştırabilir. Bu çerçevede "Suriye'deki silahlı grupların hangileri terörist" tartışmalarının yoğunlaşması ve tarafların tezlerini destekleyen argümanlar üzerinden Rusya'nın yeni hamlelerine karşı cevaplar geliştirmeleri şaşırtıcı olmaz.