Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhtarlar toplantısında, Türkiye tarafından Suriye'de düşürülen Rusya'ya ait uçakla ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Türkiye'nin, Suriye'yle ilgili hassasiyetinin anlaşılamadığını savunan Erdoğan, öncelikli olarak Türkiye'nin çıkarlarını düşündüklerini söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:
"Nerede bu ülkenin çıkarı var, nerede bu milletin çıkarı var? Bunun hesabını yapmazlar, sadece siyasi partilerinin hesabını yaparlar. Biz milletimiz için bakıyoruz. Ülkenin ve milletin mukadderatını ilgilendiren konularda başkaları gibi düşünenler, köklerinden kopmuş mankurtlardır."
Suriye sınırında düşürülen Rusya'ya ait uçakla ilgili yaşanan gerilimi değerlendiren Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in sert açıklamalarına da değindi. Moskova yönetiminin 30 Eylül'den bu yana gerçekleştirdiği operasyonlar boyunca, sadece IŞİD değil El Nusra ve diğer cihatçı örgütleri vurduğuna değinmekten kaçınan Erdoğan, Suriye'de 'ılımlı muhalefet' olarak tanımladığı gruplara destek vermeye devam edeceklerini belirtirken, bu grupların ismini anmadı.
Cumhurbaşkanı şunları söyledi:
"DAEŞ'in (IŞİD) tüm dünyada Müslümanlara yönelik ırkçı kampanyanın aracı haline getirildiğinin farkındayız. DAEŞ denen örgütle, Türkiye'den başka ciddi olarak mücadele eden ülke neredeyse yoktur. Türkiye bu örgütü, 2005 yılında eski isimleriyle 'terör örgütü' olarak tanımıştır. 2013 yılından itibaren de yeni ismiyle aynı şekilde 'terör örgütü' olarak kabul ettiğimiz bu yapıyla mücadelemizi kesintisiz şekilde sürdürdük, sürdürüyoruz. Dolayısıyla ülkemizin DAEŞ'le ilgili tutumu öteden beri nettir. Burada bir soru işareti yoktur. Kimsenin ülkemizin DAEŞ'le mücadelesini tartışma konusu yapma, bu konuda bizi töhmet altında bırakma hakkı yoktur. Buradan bir kez daha ifade ediyorum; biz Bayırbucak Türkmenleriyle Esed rejimine karşı mücadele eden ılımlı muhalifleri, ılımlı muhalif grupları destekliyoruz, destekleyeceğiz. Çünkü bunlar mazlumdur, mağdurdur. Oradaki toprakların bunlar sahipleridir. Akrabayız ve onlar bizim soydaşlarımızdır."
Erdoğan, Suriye tarafına yardım götürdüğünü iddia ettiği bir tırın bombalandığını, burada 3 kişinin hayatını kaybettiğini 7 kişinin de yaralandığını söyledi.
Rusya'nın IŞİD'le mücadele etmek yerine Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın koruduğunu da belirten Erdoğan, asıl hedefin, Lazkiye'nin kuzeyini boşaltmak olduğunu iddia etti.
Rusya lideri Putin'in, 24 Kasım'daki "Teröristlerin elindeki bölgelerden büyük miktarda petrol ve petrol ürününün Türkiye'ye gittiğini uzun zamandır biliyoruz" açıklamasına da isim vermeden atıfta bulunan Erdoğan, IŞİD'in petrol ‘Esad rejimi'ne sattığını öne sürdü.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"DAEŞ'ten Türkiye petrol alıyormuş. Yetkili makamlarda olanlar bunu söylüyor. Yazıklar olsun. Türkiye, şu anda petrolünü de, doğalgazını da aldığı yerler bellidir. Biz, en büyük ithalatı Rusya'dan yapıyoruz. İkinci derecede İran'dan yapıyoruz. Azerbaycan'dan doğalgaz alıyoruz. Kuzey Irak'tan aynı şekilde alıyoruz. Bizim aldığımız yerler belli. DAEŞ'ten bizim bu şekilde petrol aldığımızı iddia edenler, bu iddialarını ispatla mükelleftir."
Uçağın düşürülmesinin ardından Moskova'dan gelen tepkileri üzüntüyle izlediklerini kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bizim Rusya ile stratejik ortaklığımız var. Ama bizim bu birlikteliğimiz dayanışmayı gerektirir, bu birlikteliğimiz bizim birbirimizi bu anlamda tehdit etmemizi gerektirmez, bu bizi üzmüştür. Kaldı ki aidiyeti, milliyeti belli olmayan uçakların uyarılmasına rağmen bizim hava sahamızı ihlal etmesi, daha önce bunun 3-4 kez yapılmış olması artık tabi ki güvenlik nedeniyle atılmış bir adımdır."
Sınır ihlali olmadığı sürece Rusya'yı hedef almaları gibi bir durumun olamayacağını söyleyen Türkiye Cumhurbaşkanı, "Rusya ile Suriye politikasında anlaşamıyor olmamız başka bir şeydir, angajman kurallarımızın işletilmesi başka bir şeydir" dedi.
Rusya'ya ya da başka bir ülkeye doğrudan askeri müdahalenin söz konusu olamayacağını da belirten Erdoğan, uçak krizinin siyasi ve ekonomik ilişkilere yansıtılmasının doğru olmadığını söyledi:
"Tüm dünyanın bizim haklı olduğumuzu kabul ettiği bir hadisenin, siyasi ve ekonomik ilişkilerimizi kapsayacak şekilde genişletilmesini de doğru bulmuyoruz. Aynı ihlal bugün yapılsa Türkiye yine aynı karşılığı vermek durumundadır. Bu konuda ihlale maruz kalan değil ihlali yapan ülkenin kendisini sorgulaması, hadisenin tekerrürünü önlemek için tedbirlerini alması lazımdır."
Türkiye'nin yönetim tarafından kasten 'İslamlaştırıldığını' vurgulayan Rusya lideri Putin'e de tepki gösteren Erdoğan, Türkiye'nin yüzde 99'unun Müslüman olduğunu belirterek, "Türkiye'yi İslamlaştırma gayreti diye bir açıklama olabilir mi?" diye sordu.