Sputnik'e konuşan Miroğlu, "Nusaybin'de bizim hükümet olarak utanç duyacağımız hiçbir şey yok. Yüzde 99 oy aldığınız yere bu kadar silah yığmak ve hendek kazarak o şehri kuşatmak utanç vericidir" dedi.
Sokağa çıkma yasağının devam ettiği Nusaybin'de, ilçeye yürümek isteyen ve aralarında HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna'nın bulunduğu yaklaşık 200 kişilik gruba polis basınçlı su ve gaz bombaları ile müdahale etti. Milletvekili Sancar da gazdan etkilenip hastaneye kaldırılanlar arasında yer aldı.
BAYKAL'DAN HDP'YE RET
Başta Nusaybin olmak üzere Güneydoğu'da uygulanan sokağa çıkma yasakları ve yaşanan çatışmalar TBMM Başkanı'nı seçmek için toplanan Genel Kurul'un da gündemine geldi. HDP'li milletvekiller ellerindeki, bölgedeki olaylarda hayatını kaybedenlerin isimlerinin, cenaze törenleri ile duvarlara yazılan yazıların yer aldığı fotoğraf ve dövizleri kaldırdı. HDP'liler ayrıca Meclis Başkanlığı seçiminden önce Genel Kurul'da sokağa çıkma yasakları ve bölgede yaşanan gelişmelerin ele alınmasını istedi. Ancak HDP'nin isteği oturumu yöneten Geçici Meclis Başkanı CHP'li Deniz Baykal tarafından kabul edilmedi.
HDP: PARLAMENTO OLANLARA SEYİRCİ KALIYOR
TBMM Genel Kurulu çalışmalarını AK Partili İsmail Kahraman'ın Meclis Başkanı seçilmesinin ardından tamamlarken, HDP'liler konuyu bir kez de düzenledikleri basın toplantısında gündeme getirdi. HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, parlamentonun nasıl işlevsiz hale geldiğini bütün Türkiye'nin gördüğünü belirterek, “Nusaybin, Cizre ve Lice'de katliamlar ve buna seyirci kalan bir Parlamento var” dedi.
‘UTANÇ VERİCİ BİR DURUM’
Nusaybin'de 10 gündür sokağa çıkma yasağı uygulandığını anlatan Baluken, 7 sivilin yaşamını yitirdiğini, onlarca kişinin yaralandığını söyledi. Baluken, "Bir kent merkezinde 10 gün boyunca elektrikler ve su olmuyor ama bunu Parlamento’da bir tek cümle ile teşhir eden siyasi tavır ortaya çıkmıyor. Bu utanç verici bir durum. Bütün sorunların çözüm iradesi olarak Meclis’i gösterenler, milletvekillerine yönelik öldürücü müdahaleler yapılırken, Meclis’in sessizliği üzerinden çözüm yapamazlar” diye konuştu.
HDP'li Mithat Sancar'ın hastanedeki fotoğrafını gösteren Baluken, milletvekillerinin 4 gündür açlık grevinde olduğunu vurguladı ve “Algıyı yönetenler, bu fotoğrafa bakıp utanmalıdırlar” dedi. Baluken, TBMM Başkanlığına seçilen İsmail Kahraman'dan randevu talebinde bulunacaklarını, Meclis Başkanının milletvekillerinin can güvenliğini sağlamada doğrudan sorumlu olduğunu kaydetti.
BAYKAL: YAŞANAN OLAYLAR ÜZÜNTÜ VERİCİ
Baykal, "Bu yaşanan olaylar gerçekten üzüntü vericidir. Bir milletvekilinin bana gösterilen fotoğrafı her insanı derin acıya, üzüntüye sürükler. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Ben de gerçekten çok üzüldüm. Bu tablo, böyle bir sıkıntının yaşanmış olması gerçeği TBMM'nin Başkanlık Divanı oluşumunu, başkan seçimini, divan oluşumunu geciktirmek, engellemek için bir gerekçe olmamalıdır. Tam tersine belki TBMM'nin bir an önce Başkanını seçip, Başkanlık Divanı'nı, organlarını oluşturup tam yetkili olarak görev yapmasını acilen sağlamak için bir gerekçe, bir teşvik olmalıdır. Ben bu anlayış, düşünce içinde arkadaşlarımın düşüncelerini ifade etmesine olanak tanırken Meclis’in temel görevini, gündemimizi yani başkanlık seçimimizi o olaylar vesilesiyle engelleme ya da geciktirme çabalarına destek olmamayı görev bildim, o doğrultuda davrandım" diye konuştu.
'NUSAYBİN'DE BİR İŞGAL VAR'
"Geçen hafta Kandilli bir yönetici 'Bu kış final kışı olacak' dedi. Bu şu anlama geliyor. Bu savaş dağlarda falan sürmeyecek. Çünkü hepimiz biliyoruz bu savaşın artık dağlarda sürmesi mümkün değil. Şu anda PKK'nın izlediği tutum şudur. Dağlardaki silahlı militanları şehirlere sokuyor. Ellerinde ağır silahlar var Bu hal bu şekilde devam edemez. PKK'nın niyeti şehirleri bu kış mevsiminde bu şekilde abluka altında tutmak. Nusaybin'de 240'a yakın hendek vardı güvenlik güçleri oraya girmeden önce. Bu hendeklerin sadece 30'u falan kapatılabildi. Onun dışında bütün hendekler duruyor. Bir mahallede sadece bir taziye evinde 400 kilo bomba var. Dolayısıyla burada devletin hiçbir şey yokmuş gibi salınarak girdiği bir alan söz konusu değil. Bu hal Cizre'de de aşağı yukarı böyle devam ediyor, Sur'da da böyle devam ediyor. Bu hareketin güçlü olduğu yerlerde bunu sürdürüyor."
‘HDP, PKK'YA ÇAĞRI YAPMALI
HDP'lilerin bu bölgelerde olmak zorunda olduğunu ifade eden AK Partili Miroğlu, "Çünkü bu halden birinci derecede sorumlu olan onlardır. HDP'nin bir kefalet ödemesi lazım. Burada Meclis'in huzuruna gelip bu fotoğraflarla bu kefaleti ödemeleri mümkün değil. PKK'nın yanlış politikasına karşı çıkmaları gerekiyor. Bu arkadaşlarımız ‘Üç beş gencin kazdığı hendekler’ diyerek buradaki siyasi kabahatlerini örtemezler. Büyük bir vebal altındadırlar. Bu vebali bir an önce telafi etmelerinin tek yolu PKK'ya şu çağrıyı yapmalarıdır: Ey PKK silahları gruplarını al ve o ilçeleri terk et. Başka çözüm yok" diye konuştu.
‘KEŞKE BU EYLEMLERİ KANDİL'İN GÖREBİLECEĞİ YERLERDE YAPSALAR’
Hastaneye kaldırılan HDP'li Mithat Sancar'ın durumuna ilişkin bilgisi olmadığını kaydeden Miroğlu, "Durumu nedir bilmiyorum arkadaşımızın. Öyle bir durum varsa geçmiş olsun diyorum. İnşallah bir daha olmaz. Ama orada açlık grevi yapmak yerine, bu fotoğrafları burada taşımak yerine, keşke bu arkadaşlarımız bu eylemlerini Kandil'in görebileceği yerlerde yapsalar. Yani gitseler ve deseler ki, 'Bakın şu tabloya göre sizin şu şehirleri boşaltmanız lazım'. AB ile müzakere yapan, NATO üyesi bir ülkede bu hal hiçbir hükümetin kabul edebileceği bir hal değil" dedi.
‘OPERASYONLAR HAKLI VE MEŞRU’
Miroğlu'na göre, güvenlik güçlerinin bölgede yaptığı operasyonların son derece haklı ve meşru. Miroğlu, "Zaten eğer tersi bir durum olsaydı, halk böyle bir meşruiyeti görmeseydi o şehirlerde, halk ile güvenlik güçleri karşı karşıya gelecekti ve 90'lı yıllarda yaşadığımız facialarla karşı karşıya kalacaktık. Halk PKK'nın bu konseptini desteklemiyor. Desteklemediği için zaten kitleler halinde, fırsat buldukça kaçıyor, bölgeyi terk ediyor " dedi.
Miroğlu, bir günlük sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı gün binlerce ailenin Nusaybin'i terk ettiğini, bu halka bu revayı görenlerin oturup bir muhasebe yapmaları gerektiğini söyledi. Miroğlu, "Nedir yani yüzde 90-95 oy aldığınız bir yerde bu halkınıza siz kendi seçmeninize neden reva görüyorsunuz?" diye sordu. HDP'lilere, "Yüzde 90 oy aldığınız yerde 240 tane hendeğin kazılmasına niye karşı çıkmıyorsunuz. Bu hendeklere yüzlerce kiloluk bomba konulmasına niye karşı çıkmıyorsunuz?" diye seslenen Miroğlu, problemin bu olduğunu, dışarıdan göründüğü gibi olmadığını söyledi.
‘O FOTOĞRAFLARIN ON MİSLİNİ GÖSTEREBİLİRİM’
"O fotoğrafların on mislisini ben de gösterebilirim. Bütün o fotoğrafları gölgede bırakacak, üç kurşunla infaz edilmiş Medeni Konak'ın fotoğrafını ben de o Meclis'e taşırım. Bu ayıbın altından da kalkamazlar. Seçime üç gün kala 9 çocuk sahibi 37 yaşında bir arkadaşımızı infaz etti bu örgüt. Bunu niye taşımıyor HDP'li arkadaşlar. Deniz Bey'in (Baykal) tavrı çok doğruydu. Maalesef insan üzülüyor, demek ki bu dört yılda bu arkadaşlarımız kendilerine yeni bir iştigal alanı buldular. PKK gelecek şehirleri işgal edecek, bu arkadaşlarımız da buradan çıkacak bir takım sonuçlar üzerinden siyaset yapacaklar.
‘İHLALLERİN OLMAMASI İÇİN AZAMİ GAYRET GÖSTERİYORUZ’
“Burada açık söylüyorum, Mardin'de ben yüz kere valiyi arıyorum, güvenlik güçlerini arıyorum, mümkün olduğu kadar ben ve diğer yetkililer, bakanlarımız, ihlallerin olmaması konusunda azami gayret gösteriyoruz. Bakın bu hükümet Silvan'da duvarlara yazılan,asla katılmadığımız o sloganlar için bir soruşturma başlattı. Bir ölü insanın sürüklenmesine yönelik yine soruşturma başlatıldı.”
‘90'LI YILLARA DÖNMEYECEĞİZ’
“Biz 90'lı yıllara dönmeyeceğiz. Bunda çok kararlıyız. Ama bu hareketin PKK'nın istediği Türkiye'yi, 90'lı yılların zeminine çekmektir. O zeminde işimiz yok. O zeminde ne Nusaybin halkının ne Cizre halkının bir işi var, olmayacak da. Gitsinler bir baksınlar bakalım acaba Nusaybin halkının kaçta kaçı terk etti, Cizre'nin kaçtı kaçı terk etti. Ben Midyatlıyım. Sadece Midyat'a bin 500'e yakın aile gelip yerleşti. Bizim okullarımızda şu anda buralardan gelen bine yakın çocuğumuz, Midyatlı kardeşleriyle ders görüyor. Bütün bu gerçekleri konuşacağız ama şimdi zemini ve zamanı değil. Bugün TBMM Başkanımızı seçtik."