Paris mi Ankara'yı örnek almalı, Ankara mı Paris'i?

Fransa tarihinin en kanlı saldırısı cuma akşam yaşandı; 132 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi ise yaralandı. Akıllarda, güvenlik önlemlerinin hemen en üst seviyeye çıkarıldığı Fransa'da soruşturmaya ilişkin tüm bilgilerin kamuoyu ile anında paylaşılması, Türkiye'de ise dosyalara getirilen gizlilik kararı vardı.

Başbakan Davutoğlu'nun tepkileri kastederek "Aydınlar, medya ve muhalefet ders alsın" dediği Fransa'daki tablo akıllara Ankara ve Suruç soruşturmalarını getirdi.

Ankara'da canlı bombaların kendilerini patlatmalarının üzerinden yaklaşık iki ay geçti ama olayda zarar görenlerin avukatları hâlâ gelişmeleri gazetelerden takip ettiklerini söylüyor. RS FM'de Yavuz Oğhan'ın hazırlayıp sunduğu 'Bidebunudinle' programına katılan avukatlar, "Dosyalar gizli, hiçbir şeyden haberimiz yok, tek bir belge talebimize bile olumlu yanıt verilmiyor" diyerek umutsuzluklarını dile getirdiler.

Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Nuray Özdoğan dosyadaki kısıtlılık kararından şikayet ederek, şöyle konuştu:

"Yayın yasağı kalktı; ancak dosyadaki kısıtlılık kararı  devam ediyor. Savcı da kısıtlılık kararını gizlilik kararı gibi uyguluyor. Hiçbir şekilde bilgi alamıyoruz.  Yetkilerimiz içinde olan evrakları dahi alamıyoruz.  Gelişmeleri ne yazık ki basından öğreniyoruz. Bize bilgi verilmiyor. Verildiğimiz dilekçeler okunmadan gizlilik kararı gerekçesiyle reddediliyor.

'SAVCILIK GERÇEK NEDENLERİ GİZLİYOR'

Müvekkillerinin otopsi raporunun bile kendilerine iletilmediğinden şikayet eden Nuray Özdoğan, bu tavrın soru işareti yarattığı görüşünde. Özdoğan şöyle devam etti:

"Dosyada gizlilik kararı olsa dahi yasa gereği verilmesi zorunlu olan kendi müvekkillerimizin otopsi raporuna, müvekkillerimizin ifade tutanaklarına bile ulaşamıyoruz. Bunların alınması verilmesi zorunludur. Savcı kuralı bilmiyor değil; saldırının arkasındaki gerçek nedenleri, gerçek ilişkileri bilmememiz için engellendiğimizi düşünüyoruz."

'PARİS'İN NEDENİ ANKARA VE SURUÇ KATLİAMLARININ AYDINLATILMAMASI'

İki bombacının cesetlerini bulmakla ibaret bir soruşturma olamaz diye eleştiren Özdoğan, soruşturmanın ilerlemesindeki önemi Paris katliamı ile ilişkilendirerek şöyle açıkladı:

"İki bombacının cesetlerini bulmakla ibaret bir soruşturma olamaz bu. Arkalarındaki bağların açıklanması gerekir. Biz söyledik; Ankara Katliamı bu şekilde gizlenirse; başka katliamlara da yaşanır dedik ki devamında Paris katliamı geldi. Paris'teki savcı her şeyi açık şekilde açıklarken bizimkiler fiili gizlilik uyguluyor."

'OLAY YERİ İNCELEMEDE BİLE HATA YAPILDI'

Özdoğan, Ankara katliamı sonrasında devlet yetkilileri için bir soruşturma yapılmamasına, kimsenin ifadesinin alınmamasına da tepkili. "Ölenlerin eşyalarını bile tasnif edemeyen bir savcılıkla karşı karşıyayız, buradan nasıl sonuç bekleriz" dedi ve sonuçtan umutsuzluğunu dile getirdi.

'SURUÇ'TA HEM YAYIN YASAĞI HEM GİZLİLİK KARARI VAR'

Gizlilik kararı bulunan bir diğer dosya Suruç. Üstelik durum burada daha karmaşık. Henüz bombacının ismi ve adresi dışında herhangi bir bilgi kamuoyuyla paylaşılmadı.

Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Gülhan Kaya "Ankara'da en azından basına yasak yok; ancak Suruç'ta hem dosyaya hem basına yasak var" dedi.

"Suruç soruşturmasında ne kamera kayıtları dosyaya girdi ne de tanıkların ifadesine başvuruldu" diyen Gülhan Kaya olay yerinde inceleme bile yapılmadığını söyledi. Kaya, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar yapılan tek şey ölenlerin ailesinin ifadesinin alınması. Şikâyetçi olup olmadıkları soruldu. Soru sadece bu. Bunun dışında yapılmış hiçbir inceleme yok. Kendi dilekçemi istediğimde bile gizlilik kararını gerekçe gösterip beni saatlerce uğraştırdılar."

‘Savcılık gerçekten bu işin faillerini bulmak istiyor mu?' diye soran Kaya, esas meselenin bu olduğunu düşünüyor.