Türkiye'nin üst üste çok olumsuz olaylara tanıklık ettiğini vurgulayan Sarıhan, sürekli bir yerlerde bombaların patladığını, insanların yaşamlarını yitirdiğini kaydetti. “Neredeyse Türkiye'de de bu olaylar olağan hale geldi” diyen Sarıhan, insanların neredeyse şiddeti içselleştirmek üzere olduğunu söyledi.
Sarıhan, "Bu büyük bir tehlike. Bir kanıksama durumu ortaya çıkarsa, insanların en temel hakkı olan yaşama hakkının güvencesiz kalması noktasında çok daha vahim sonuçlara tanık olabiliriz. Bugünden bunun önlemini almamız gerekiyor” diye konuştu.
"Çözüm sürecine ilişkin olarak CHP şunu savundu: Bu konu bir sorundur ve bu sorunların etrafında yurttaşlarımızı yitiriyoruz. Toplum olarak çeşitli hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Güvencesiz bir ortama doğru sürükleniyoruz. Bu konun çözüm yeri parlamentodur. Bu sorunu çözmek için bütün siyasi partiler bira raya gelmeli. Sorunun çözümü konusunda bir proje oluşturulmalı. Gerekiyorsa yasal düzenlemeler yapılmalı. Sorun hukuk çerçevesinde değil hukuk dışı yöntemlerle çözülmeye çalışılıyor.”
'İÇ GÜVENLİK YASASININ GETİRDİĞİ SÖZDE HAKLAR KULLANILIYOR'
10 Ekim’de gerçekleşen Ankara saldırısının travması atlatılmadan bugünlerde Silvan'da başka bir olayın yaşandığını vurgulayan Sarıhan, "Üç mahallenin tamamen abluka altında olduğunu öğrendik. İç güvenlik yasasının getirdiği sözde hakları da kullanarak, valilik ve kaymakamlık hukuka uygun olmayan ‘yetkiler’ kullanıyor” dedi.
'KURALLAR İÇİNDE HAREKET ETMELİYİZ'
Terörle mücadele gerekçesiyle hukukun çiğnenemeyeceğini kaydeden Sarıhan, bu kuralların hem anayasa, iç hukuk, hem de uluslararası hukukta son derece açık ve net bir şekilde yer aldığını belirtti. Sarıhan, "Bu kurallar içinden hareket etmek durumundayız. Yoksa hükümet olarak da, devlet olarak da farklı sıfatlar alırız” diye konuştu.
‘AB RAPORUNUN GEÇ AÇIKLANMASI AKP'YE DESTEKTİR’
Sarıhan, AB İlerleme Raporu'nun gecikmeli olarak açıklanmasını da eleştirerek, "Keşke daha önce açıklansaydı. Bu da ilginç bir durum. AKP'ye destek veren bir AB raporu ile karşı karşıyayız" dedi.
Sarıhan, bunun nedenini de, "Raporda belirlemeler tamamen doğrudur. Ama bunun daha önce işaret edilmesi gerekirdi. Daha önce işaret edilmesi oy kullanacak seçmeni tekrar düşündürebilirdi, bunun üzerinde durabilirdi" diye açıkladı.
‘DURUMUMUZ ÇOK VAHİM’
“Umarız önümüzde daha karanlık günler olmaz” diyen Sarıhan, insan haklarına dayalı meşru hukukun ülkeye hakim olmasını, sorunların onun üzerinden çözülmesini istediklerini söyledi. Sarıhan, "Durumun çok vahim olduğunun bilincindeyim, kan Türkiye'nin her yerine sıçramış durumda. Bunu toparlamak son derece zor. Fakat Türkiye'nin geleceği için bu güç olanı kurmalıyız. Aklımızı ve yüreğimizi bir arada çalıştırmak zorundayız" diye konuştu.
'KARŞILIKLI HATALAR YAPILIYOR’
Sarıhan, bu aşamada nelerin yapılması gerektiğine ilişkin soru üzerine de, karşılıklı bir takım hataların yapıldığını ve Güneydoğu'da karşılıklı silah kullanıldığını söyledi.
‘ÇATIŞMA HALİNDE DAHİ HUKUK UYGULANMALI'
Sarıhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tür bir çatışma halinde dahi hukukun uygulanması ve halkın bundan hiçbir şekilde etkilenmemesi, zarar görmemesi gerekir. Bugün kendi ülkemizin topraklarımız içerisinde kendi halkımıza, herhangi bir şekilde terörist sıfatı taşımayan insanlara zarar verilmekte. Bunun hızla önüne geçmek gerekiyor.”
‘PARTİLER BİR ARAYA GELMELİ’
Sarıhan, meclisteki partilerden MHP'nin hem çözüm sürecine, hem de kullanılan yönteme itiraz ettiğini hatırlatılarak, AK Parti, CHP ve HDP'nin bir işbirliğinin söz konusu olup olamayacağına ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Bu benim bireysel görüşüm. 7 Haziran’dan bu yana yaşadıklarımız, ders çıkarma noktasında bütün olumsuzlukları önümüze koydu. Biz neyi tercih edeceğiz? Ülkede esenliği mi, barışı mı, can ve mal güvenliğimizi mi? Yoksa biz yeni bir Suriye, Irak mı olacağız? Bu tercihler konusunda bütün partilerin büyük bir sorumlulukla hareket etmesi gerektiğine inanıyorum ve edeceğini umuyorum.”
‘IŞİD KONUSUNDA HÜKÜMETİN ÖNEMLİ İHMALLERİ OLDU’
Türkiye'nin IŞİD ile mücadelesini ve olası bir kara operasyonunu da değerlendiren Sarıhan, IŞİD konusunda hükümetin çok önemli ihmalleri olduğunu savundu:
"IŞİD'in Türkiye içinden desteklenmesi ve Türkiye içinde büyümesi, sonuçta Suruç'tan Ankara'ya kadar uzanan bir hatta büyük eylemler yapılmasına olanak sağladı. İsterim ki kara harekatı olumlu bir sonuç versin. Savaş her halükarda belli acıları da yaratacak. Bunun çözümü konusunda belki hükümetler düzeyinde yeni anlaşmalara ve ortaklıklara gereksinim var. Bu konuda da bir takım girişimler var. Ancak IŞİD silahlı bir terör örgütü ve terör örgütüne karşı ancak uygun bir mücadele yürütülebilirse sonuç alınır.”
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ GÖK: KABUL EDİLEMEZ
Bu arada CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada Silvan’da 3 Kasım’da ilan edilen sokağa çıkma yasağında 10 günün geride kaldığına dikkat çekti.
Bölgeden gelen kısıtlı bilgilere göre, telefon ve internet kesintisi, sağlık hizmetlerine ulaşımda ve eğitimde aksaklıklar yaşandığının altını çizen Gök, kimi mahallelerde temel gıda ihtiyacının karşılanmasında da güçlükler yaşandığını söyledi. Kimi mahallelere elektrik ve su verilemezken, kaymakamlığın evlerin boşaltılıp başka bölgelere geçilmesi çağrısı yaptığına işaret eden Gök, “Gelişmiş bir demokraside, hukukun işlediği bir sistemde 10 günlük sokağa çıkma yasağı kabul edilemez” dedi.
‘KAMUOYUNA TATMİN EDİCİ AÇIKLAMA YAPILMALI’
Bu kadar uzun süreli sokağa çıkma yasağı sıkıyönetim ve OHAL dönemlerinde bile olmadığına işaret eden Gök, hükümete “Silvan’da sıkıyönetim ya da OHAL mi uygulanıyor? Böyle bir karar alınmadığına göre, sokağa çıkma yasağının yasal dayanağı nedir?” diye sordu. Gök, “Kuşkusuz devlet güvenlik güçleri aracılığıyla terörle mücadele edecektir. Ancak bu mücadelenin bölgede yaşayan sivil halkın gündelik yaşamını, gereksinimlerini karşılamasını engelleyecek boyutlarda olması kabul edilemez” dedi. Gök, sokağa çıkma yasağını koyanları, Silvan’da neler yaşandığı konusunda kamuoyunu tatmin edici açıklama yapma çağrısında bulundu.