Erdoğan, PYD'nin Suriye'deki faaliyetlerine ilişkin olarak "Fırat'ın batısına kimse geçemez bu konuda çok kararlıyız. Geçenlerde teşebbüs ettiler, gereği de yapıldı. Bu konudaki hassasiyetlerimiz, bundan sonra çok daha farklı şekilde devam edecektir. Bunu da gerek milletimin gerekse tüm dünyanın bilmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nin gerçekleştirileceği Belek Turizm Bölgesi'nde incelemelerde bulundu.
Zirveye ev sahipliği yapacak Regnum Carya Otel'e gelen Recep Tayyip Erdoğan, burada yetkililerden hazırlıklara ilişkin brifing aldı.
Yaklaşık 3,5 saat süren incelemenin ardından Erdoğan, Uluslararası Medya Merkezi'nin bulunduğu binaya geçti ve yetkililerden bilgi aldı.
G20 Zirvesi kapsamında 14 Kasım akşamı liderlere, eşli, geniş kapsamlı bir yemek verileceğini belirten Erdoğan, 15 Kasım'da da Liderler Zirvesi'nin başlayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
‘İLK BASIN TOPLANTISINI YAPACAĞIM'
"Gündemin başlıkları çerçevesinde yapacağımız ana çalışmalar, bir de bunun yanında çalışma yemekleri şeklinde üç ayrı çalışmamız var. Biz bu çalışmaları yaparken liderlerin kendi aralarında bazı ikili görüşmeleri de olmuş olacak. Ama yine bizim de bazı boşluklarda, çünkü oturumları yöneteceğim için benim oturumlardan ayrılmam mümkün değil ama oturumlar arasında boşluk olduğunda da yine planlanmış görüşmelerimiz var. Bütün bu görüşmelerle birlikte ertesi gün 16'sında öğlen son bir çalışma yemeğimiz olacak, bunun arkasından sonuç bildirgesiyle beraber ilk basın toplantısını yapacağım. Bu basın toplantısıyla birlikte de sonuç bildirgesini dünyaya açıklamış olacağız."
Zirvenin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eden Recep Tayyip Erdoğan, liderlerin hassasiyetine de teşekkür etti.
Ülkesindeki seçimler nedeniyle Arjantin Cumhurbaşkanı Cristina Fernandez de Kirchner'in zirveye katılamayacağını bildiren Erdoğan, cumhurbaşkanı, hükümet başkanı ve bakanlar olmak üzere toplamda 10 bini aşkın misafirin zirve için Antalya'ya geleceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve kapsamında yapacağı ikili görüşmelere ilişkin takvimin sorulması üzerine, görüşmelerin büyük çoğunluğunun netleştiğini ifade etti.
Avustralya'daki G20 Zirvesi haricinde 2008'den bu yana tüm zirve toplantılarına katıldığını anlatan Erdoğan, "Bu zirvelerde önceden planlananlar olur, ama bunun dışında bir de gündem süreci içerisinde bu tür görüşmeler planlanır. Orada da yine bu görüşmeleri yapabilirsiniz ve bu zaman zaman ikili olur, zaman zaman heyetler arası olur. Bu işin yapısında bu var. Burada da bütün liderler, şahsım da dahil olmak üzere bunlar gerçekleşecek" diye konuştu.
KARA OPERASYONU OLACAK MI?
Zirvenin önemli gündem maddelerinden birinin Suriye olacağının belirtilmesi ve Cerablus özelinde IŞİD'e karşı ortak bir kara operasyonunun gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim şunu çok açık, net ortaya koymamız lazım. DAİŞ konusu başta olmak üzere Türkiye için tehdit oluşturan tüm terör örgütlerine karşı Türkiye'nin gerek kendi başına, gerek kolektif olarak, ortak koalisyon güçleri olarak attığı ve atacağı adımlar var. Şu anda İncirlik'te konuşlanmış olan bir çok uçak var, bu koalisyon güçlerinin orada konuşlanmasıdır. Diğer yerlerde de gerekirse o üslerimizi de kullanabilme şansları olacak. Bu konuda kararlıyız, bu kararlılığımızı ortaya çok açık, net koyacağız.
‘OBAMA İLE 45 DAKİKA GÖRÜŞTÜM'
Dün akşam Sayın Obama ile de yaklaşık 45 dakika süren, salt bu konuyla ilgili görüşmemiz oldu. Orada da bunları ayrıca konuştuk. Çünkü, DAİŞ terör örgütüne karşı oluşturacağımız ve oluşturduğumuz koalisyon güçlerinin tavrı çok çok önemli. Ama çevredeki ülkelerin de özellikle 'DAİŞ'i vuruyoruz' diyerek gidip sivilleri vurması, diyelim ki Bayır Bucak Türkmenlerini vurması hoş karşılanabilecek bir şey değildir. Bunu özellikle kendilerine de hatırlattık, söyledik, söylüyoruz. Burada da zaten bizim için uluslararası terör, Suriye ağırlıklı olarak, mülteci sorunuyla ilgili olarak bir çalışma yemeğimizin başlığını teşkil ediyor."
Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin tampon bölge oluşturulması konusunda tezleri ortada. Bu noktaya gelindiğini düşünüyor musunuz" sorusunu yanıtlarken, "Bir defa şu tampon bölge olayını literatürümüzden çıkaralım. 'Tampon bölge' diye bir şey söz konusu değil" ifadesini kullandı.
‘OLAYI YAŞAYAN BİZİZ'
Türkiye'nin ‘uçuşa yasak bölge', ‘terörden arındırılmış bölge' ve ‘eğit-donat' başlıklarını gündeme getirdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Eğit-donat konusunda zaten çalışmalarımız baştan itibaren devam ediyor. Terörden arındırılmış bölge konusunda dost ülkeler de artık bu noktaya doğru gelmeye başladılar. Uçuşa yasak bölge konusunda, kara operasyonu konusunda vesaire onda da olumlu gelişmeler var, bunu görüyoruz. Çünkü, bu da kabullenilmiş durumda. Olayı yaşayan biziz. Onlar olayın tabi çok çok dışında. Biz yaşadığımız için birçok şeyi yerinde tespit edebiliyor, görebiliyoruz.
Halep'te ne oluyor ne bitiyor, en iyi biz biliyoruz. Halep'te Türkiye ile akrabalık bağı olan insanlar yaşıyor. Halep, nüfusu 2 milyonu bulan Suriye'nin en büyük şehirlerinden bir tanesi. Fakat Cerablus olayı, Azaz konusu bunlar çok stratejik konular. Nitekim Fırat'ın batısına geçme noktasında kararlılığımızı biliyorsunuz. Fırat'ın batısına kimse geçemez, bu konuda çok kararlıyız. Geçenlerde teşebbüs ettiler, gereği de yapıldı. Bu konudaki hassasiyetlerimiz, bundan sonra çok daha farklı şekilde devam edecektir. Bunu da gerek milletimin, gerekse tüm dünyanın bilmesi lazım."