Kurucusu olduğu Açık Toplum Enstitüsü'nün faaliyetleri ve sığınmacı kriziyle ilgili temaslarda bulunmak üzere İstanbul'a gelen milyarder yatırımcı George Soros seyahati sırasında bir grup gazeteciyle görüşme gerçekleştirdi.
Nazi işgali altındaki Macaristan'dan kaçarak önce İngiltere'ye daha sonra ABD'ye yerleşen yatırımcı, Avrupa'nın sığınmacılara kapıları açmasını savunanlardan.
İşte Soros'un WSJ'den Emre Peker'in sorularına yanıtları:
Mültecileri, kamuoyunu ve yetkilileri etkileyen bir panik havası var. Önemli yapıcı güçler var, ancak panik zarar verici bir aciliyet ve yönsüzlük duygusu yaratıyor.
Avrupa ortamı nasıl sakinleştirebilir?
Avrupa'ya giden mültecilerin çoğu Türkiye üzerinden gittiğinden işbirliğine ihtiyaç var. Ve başta Almanya Başbakanı Angela Merkel olmak üzere Avrupa'nın bunun için istekli olduğunu düşünüyorum.
Avrupa-Türkiye işbirliğinin nasıl yardımı olur?
Mültecilere büyük zarar veren ve panik ve kargaşaya sebep olan bu düzensiz akın yerine göçmenlerin olduğu yerde durması daha ucuz ve daha verimli. Yani Avrupa ve Türkiye arasında yapılacak bir anlaşmanın da temel hedefi bu olmalı.
Şurası açık ki, Türkiye'nin maliyetlerinin karşılanması gerekiyor ve bu maliyetlerin geçmiştekinden çok daha büyük olması lazım; çünkü çocuklara eğitim, yani sonunda Avrupa'ya kabul edildiklerinde gerekecek derslerin verilmesi gerekiyor. Bu maliyet kişi başına tahminen 5.000 euro ve Lübnan ve Ürdün gibi diğer ülkelerde de benzer anlaşmalar yapılması gerekiyor.
AB'nin, Türkiye'nin göçmenler konusundaki desteği karşılığında ülkede kötüleşen temel haklara göz yumabileceği konusunda endişeli misiniz?
Vakıf, Türk yönetiminin insan hakları performansı konusunda bir süredir pek çok eleştiride bulunuyor. Avrupa Birliği'yle ilişkilerde bir toparlanma, daha yakın işbirliği, karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesi için- ki örneğin vizesiz seyahat etmek gibi taleplerinin gerçekleşmesi için Türkiye'nin bunlara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum, bu konudaki performansını geliştirmesi gerekiyor.
Türkiye 2 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyor; Avrupa Birliği ne kadarını yapabilir?
Türkiye'nin özellikle Suriyeli mültecileri ağırlamada çok iyi bir geçmişi var. Gerçekçi olmak gerekirse, Avrupa'nın 1 milyondan fazla mülteciyi alması zor olur, çünkü sadece gönüllülük esası üzerinden olabilir.
Zorunlu kotalara karşıyım; hem işe yaramıyorlar hem de ne Avrupa Birliği yasal çerçevesine ne de uluslararası mülteci sözleşmesine uyuyorlar. Avrupa Birliği içinde mültecileri gönüllü olarak kabul etmek istemeyen pek çok ülke var.
Açık Toplum'un bu konudaki faaliyetleri, tartışmalı bir figür olarak sizin mülteciler hakkındaki çalışmalarınızın değerini azaltıyor mu?
Benim ve Vakıf'ın prensipleri genelde kabul görmüyor ve bize karşı olan çok fazla insan var. Ancak prensiplerimizin arkasında duruyoruz. Herkesle etkileşim halindeyiz; özellikle de yaklaşımımızın Başbakan Viktor Orban'la doğrudan karşıt olduğu ülkem Macaristan'da.
Vakıf'ın protestocuları aktif olarak desteklediği ve kışkırttığı yönündeki argümanların altının doldurulabilir olmadığını düşünüyorum.
Karşılaşılabilecek diğer engeller neler?
Yetkililer göç sorununun, yani krizinin maliyetinin ne kadar olabileceğinin henüz farkında değiller. Ve kör bir noktaları var: O da maliyetlerin yıllık 10 milyar euroyu geçebileceği. Bizim tahminlerimiz bu yönde ve resmi rakamlar bunun yakınına bile yaklaşmış değil. Bu durumun farkına varmamalarının sebeplerinden biri de parayı nerden bulacaklarını bilmiyor olmaları.