Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Okan Özsoy tarafından yürütülen Paralel Devlet Yapılanması'nın ‘casusluk ve yasa dışı dinleme' soruşturması kapsamında hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza'nın kabul ettiği 721 sayfalık iddianamede, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) örgütünün modeli ve hiyerarşik yapısı anlatıldı.
Aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan'ın da bulunduğu 23'ü tutuklu 143 polis hakkında hazırlanan iddianamede, iktidar partisini derinden etkileyecek önemli bir bölüm de var.
İddianamede müşteki polis memuru A.İ.Y, ‘Cemaatin kripto ve kozmik yapılanması' başlıklı bölümünde şu bilgileri veriyor: "Kozmik yapılanma, cemaatin üst düzey emniyet görevlileri arasından seçilmiş cemaatin özel bilgilerine sahip bulunmuş olduğu birim ile sivil yapılanma arasında bağı ve köprüyü kuran kimseye denir. Aşağıda cemaatten almış olduğum kurye notlarından bu konuyu etraflıca anlatmaya çalışacağım."
İDDİANAMEDEN: İŞBİLEN AK PARTİ'DE YÜKSEK RÜTBELİ KİŞİLERLE SAMİMİ
İddianamede eski AK Parti İzmir Milletvekili İlhan İşbilen'le ilgili şu tespit yapılmış: "İşbilen'in cemaat içerisindeki etkinliği 1980 yıllarına dayanır. AK Parti ve hükümetten yüksek rütbeli kişilerle samimi dostluklar edinmiştir." Arınç ve Çelik de parti içerisinde tasfiyeye uğrayan iki isim.
Polis memuru kurye notunda, eski AK Parti İzmir Milletvekili İlhan İşbilen'in, partinin ağır topları ve üç dönem kuralına takılan Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik'in davetiyle bir görüşme yaptıklarını şöyle anlatıyor. Anlatım ve notlarda, cemaatin MİT, Emniyet ve yargıda yaptığı çalışmaların AK Parti içerisinde bazı isimler tarafından engellendiği iddia ediliyor. Savcılık da o anlatımlar ve notların açıklamasını şöyle yapmış: "İlhan İşbilen'i, Hüseyin Çelik ve Bülent Arınç'ın bir yere davet ettiği, cemaatin MİT, Emniyet ve Yargı yapılanmasına devletin bazı kurumları tarafından çalışma yapıldığını, Ömer Çelik, Efkan Ala ve Beşir Atalay'ın hükümet nezdinde çok yetkili oldukları, hükümet içerisindeki cemaat yapılanmasının etkisizleştirileceği, cemaatin adamı olan Mehmet Aydın'ın etkisizlikleştirilerek vitrin haline getirileceği, bu konularla ilgili M.K'ye (cemaatin hükümetten sorumlu abisi) talimatların iletildiği, hükümet ile ilgili bir çalışma olduğu bunun da (ek 3'te) detaylandırdığı açıklanmaktadır."
‘ÇELİK, ALA VE ATALAY KARŞI'
Aynı polis memuru, İşbilen'in cemaat içerisinde etkinliğinin 1980 yıllarına dayandığını ifade ediyor ve iddianame şöyle sürüyor: "… Bu davet ile ilgili cemaatin kendi içerisinde yaptığı değerlendirmede notta bazı kurumlar diye geçen MİT'in cemaatin ünite yapılanması olarak nitelendirilen MİT, yargı ve emniyet yapılanması ile ilgili bir çalışma yaptığı, hatta bu çalışmaya karşı cemaatin karşı bir direnç gösterdiği, bu direnç neticesinde cemaatin ünite yapılanmasına tekrar gittiği anlaşılmaktadır. Cemaate göre Ömer Çelik, Efkan Ala ve Beşir Atalay cemaati hiç sevmezler. Cemaatin, hükümetteki etki alanının azaldığı, kadroların bu üç isim üzerinden gittiği, bu sebeple kadrolaşma sıkıntısı yaşandığı, bu nedenle İlhan Bey'in (İşbilen) uyarılması istenmiştir. İlhan bey (İşbilen) veya cemaate yakın başka isimlerin de hükümette başka kanallarla etkin hale gelmelerinin sağlanması, hükümet veya AK Parti içerisine cemaat ismi ve kurumları kullanılmadan milletvekilleri yoluyla cemaatle bağlantılı kişilerin yerleştirilmesi ve etkin hale getirilmesi amaçlanmaktadır."
'ÇOK BASİT BİR ALGI OPERASYONU'
Bülent Arınç, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki hesabından açıklama yaptı. Söz konusu haberin 'kesinlikle yalan' olduğunu ifade eden Arınç, haberde adı geçen kişilerle özel olarak hiçbir şekilde, hiçbir zaman bir araya gelmediklerini ve iddia olunan konuları görüşmediklerini vurguladı.
Sözcü Gazetesi' nin bugünkü yalan haberine ilişkin açıklama: pic.twitter.com/Q84nQaB2Ne
— Bülent Arınç (@bulent_arinc) 7 Kasım 2015
Gazetedeki haberin 'tamamen yoruma dayalı, kaynağı meçhul' olduğunu kaydeden Arınç, paylaşımında şunlara yer verdi:
"İddianamede açıkça ne yazdığını bilmediğimiz, beni ve Sayın Çelik'i itibarsızlaştırmaya yönelik çok basit bir algı operasyonudur. Sayın Çelik, Sayın İşbilen (İlhan) ve benim, nerede, ne zaman üçlü olarak bir araya geldiğimiz ve ne konuştuğumuz herhalde gazetenin ve bilgi kaynağı polis memurunun malumudur. Bunları açıklamak erdemini göstermelerini bekliyorum. Aksi halde böyle asılsız haberler ancak sahiplerini rezil eder."