MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Çankırı'da partililere ve sivil toplum kuruluşlarına hitaben yaptığı konuşmada, son yaşanan olayların halkın nezdinde sessiz bir öfkeye neden olduğunu belirtti.
Bahçeli, "10 Mart'tan bu güne kadar seçim faaliyetleri için her türlü gayreti gösteren insanlarımız oynanan oyunların farkına varmış, bu oyunları sessizce bozmak için de sabırlı olmuştur. Ama bu sabrın altında bir sessiz öfke yatmaktadır. Bu sessiz öfke bir yerde patlayabilecektir. İnşallah bu patlama 1 Kasım günü sandıkta olur. Sandıkta böyle bir öfkenin patlaması Türkiye'de tahmin edilen ve ısrarla halkımıza kabul ettirilmek istenen seçim sonuçlarını kökünden değiştirebilir. Onun için millet iradesi ile oynamak onu baskı altına almak doğru değildir. Sandıkta çözülmeyen istek ve talepler söz konusu olduğunda Türkiye'de demokrasi işliyor demektir. Ama bunun tersi bir durum olursa Türkiye bir kaosa, bir krize bir bunalıma girebilir. Türkiye çok daha zor şartlar altına sürüklenebilir. Daha büyük inşallah yaşanmaz felaketlerle karşı karşıya kalınabilir" diye konuştu.
'KENDİSİNE SELAM VERECEK AK PARTİ YÖNETİCİLERİ DE KALMAZ'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki siyasi ahlak ve etikle bağdaşmayan davranışları Cumhurbaşkanlığı makamında da sürdürme gayreti içinde olduğunu iddia eden Bahçeli şöyle devam etti:
"Bu davranışlar Türkiye'yi siyasi ahlak ve siyasi etik açısından bir çıkmaza sürüklemektedir. Bugün için bu davranışlarıyla sonuç alabilir, koltuğunu koruyabilir, koltuğunu daha ihtişamlı yaptırabilir. Ama bunun sonu bir gün gelir, bir hesaplaşmayla, yüzleşmeyle karşı karşıya kendisini bırakırsa zannediyorum Türkiye'de kendisine selam verebilecek AK Parti yöneticileri dahi kalmaz. Şimdi bakınız Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, mahalli idareler seçimlerinde, önce başbakan olarak, bakanlar kurulu olarak, sonra da cumhurbaşkanı olarak kullanarak haksız rekabet içine girmiş, milletimizle her insanımızı anayasada eşit vatandaş olma hakkını çiğnemiş ve mevcut partisini ve kendisini koruyabilmek için her yola başvurmuş. Cumhurbaşkanı devletin her imkanını, uçağı, otobüsü, arabası, kaynakları, 54 miting yapmak suretiyle televizyonları aşırı derecede işgal etmek suretiyle seçimlere yedek takviye bir üslupla AK Parti'ye yardımcı olmaya çalışmıştır. Acaba bu AK Parti'yi çok sevdiğinden midir, AK Parti giderse başım beladan kurtulamaz korkusu mudur, bunu bilmek lazımdır."
'TÜRKİYE'DE YANDAŞ TV'LER VAR'
Bahçeli, televizyonların iktidarın etki altında olduğunu belirterek "Şimdi seçimlerdeyiz, Türkiye'de yandaş tv'ler var, yanaşmalar var. Sabahtan akşama kadar bir partinin faaliyetlerinden bahsederken çok mecbur kalmazsa diğer partilerin faaliyetlerinden hiç bahsetmemeye gayret gösteriyor. Ama bir TRT var, çok yakından takip ediyorum. Kamu kuruluşudur, hepinizin vergisi ile ayakta kalan bir kurum, sadece AK Parti'nin iki bakanı, iki milletvekili adayını gece gündüz tv'ye çıkarken, halkın arasına girmeye cesaret edemeyenleri halkın evinde halkın arasındaymış gibi gösterme çabası içine giriliyor. Demek ki bir iktidar değişikliğinde TRT'nin de hesabı görülecek. TRT'nin bugünkü durumunu kabullenmemiz mümkün değildir" dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli 1 Kasım seçimlerinin sebep ve sonuçları bakımından 7 Haziran seçimlerinden çok daha önemli olduğunu belirterek, vatandaşlara 1 Kasım'da mutlaka sandığa gidip, yüksek bir katılımla oy kullanmalarını istedi.