'ESAD'IN KALICI OLDUĞU HİÇBİR FORMÜL MAKBUL BİR FORMÜL DEĞİLDİR'
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu. 'Türkiye Esad'lı geçişe hazır' gibisinden bir takım yorumlar çıktığını belirten Ömer Çelik, "Türkiye’nin temel parametreleri açısından Suriye politikasında bir değişiklik yok. Değişim de yok zaten. Deniyor ki 'Türkiye Esad'lı bir geçiş dönemine razı oldu gibisinden bir takım haberler çıkıyor. En azından AK Parti hükümetleri tarafından ifade edilen şey şudur. Esad'ın kalıcı olduğu hiçbir formül makbul bir formül değildir. Eğer kast edilen şey, muhalefet ve rejimin tam mutabakatıyla ortaya çıkacak bir geçiş hükümeti söz konusu olursa rejim tarafından bu işe katılacak olanların herhangi bir katliamın içinde olmamış kişiler olması gerekiyor. Halkının büyük çoğunluğunu katletmiş, ordu ve istihbarat faaliyeti içerisinde Suriye'nin geleceğinde barışın kurulması söz konusu olamaz. Bu kalıcı da olamaz" diye konuştu.
PUTİN İLE ESAD GÖRÜŞMESİ
Putin ile Esad'ın yaptığı görüşmeyle ilgili basın mensuplarının sorusuna Ömer Çelik, "Birincisi bu Rusya ziyaretinde ortaya çıkan tablo iki tür şeye işaret edebilir. Orada iç savaş başladığından beri Esad ilk defa Suriye topraklarının dışına çıkıyor. Ülkesine dönünceye kadar da Rusya duyurmadı. Bu Esad'ın kendi ülkesinde büyük katliam şebekesini yönetirken yurtdışına çıkabilmesi soru işareti olarak konulmalıdır. İkincisi her zaman sorunun çözümü için, sadece askeri olmadığını biz de ifade ediyoruz. Fakat bu tip görüntülerden, bunlar Suriye'deki katliamın sona ermesine dönük olarak işlev üretecekse tabi ki son derece yararlı olur. Ama bunun tersine Esad'a meşruiyet görüntüsü verme sonuçları olursa, Esad tarafından bu şekilde kullanılmasına dönük çerçeve söz konusu olursa bu oradaki halkın meşru mücadelesine zarar vermiş olur. Sayın Cumhurbaşkanımız da aradı Putin'den bilgi aldı. Burada söz konusu olan şudur. Kim ne derse desin her türlü siyasi çözümün aranması gereken birinci şartı bunun arkasında Suriye halkı var mıdır? Suriye halkının iradesini arkasına almaksızın Suriye geleceğini inşa etmesi mümkün olmaz. Aksi takdirde bu kadar kendi iradesini yönetime yansıtmak için bu kadar bedel ödemiş, bu kadar can vermiş bir halkın bundan sonra bir takım büyük devletler anlaştı diye buna razı olacağını düşünmek büyük bir hayal olur" dedi.
BÜLENT ARINÇ'IN 'SİZDEN 400 VEKİL İSTEMEYECEĞİM' SÖZLERİ
Bülent Arınç'ın 'Sizden 400 vekil istemeyeceğim, oy dilenciliği yapmayacağım' sözlerine Ömer Çelik, "Bu 400 vekil meselesi de gerek sayın Cumhurbaşkanımız, gerek Başbakanımız tarafından Türkiye'yi yeni bir anayasaya kavuşturma ve Türkiye’yi 7 Haziran sonrasındaki türbülanslardan koruma şeklinde temenninin ifadesi olarak söylenmiştir. Bu Türkiye ile ilgili gerek anayasa gerek anayasa konusunda iyi dileklerin ifadesidir. Bununla ilgili polemik söz konusuysa bunu söyleyen kişilere sorarsınız siz" dedi.
'BİR SAAT, İKİ SAAT İÇİNDE BU BELGELER NELERMİŞ AÇIKLASINLAR'
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 'Oslo'da da İmralı'da da vaatlerde bulundular. Niye tutanakları açıklayamıyorlar? Kandil 'bize söz verdiniz açıklayın' diyor. Açıklasınlar hangi sözleri verdiklerini. Benim gördüğüm bazı belgeler var. Bu kadarını söyleyeyim. Bazı taahhütler var, halka bunları açıklayamıyorlar ve onların altında eziliyorlar" sözleri ile ilgili olarak Ömer Çelik, şunları söyledi; "İktidar her rejimde var, muhalefet ancak demokrasilerde var. Muhalefet dünyanın çağdaş demokrasilerinde, kendisini iktidar alternatifi olarak görür ve hatta gölge kabine kurar. Türkiye'nin bu kadar önemli meselesinde 'Ben Oslo belgeleri gördüm, hükümet eziliyor' diyen birisinin, ilk yapması gereken çıkmalı kamuoyunun önünde 'Bakın dönemin başbakanının imzası var, bu belgelerle şu sözler verilmiş' demesi gerekir. Bunu ispat ettiği takdirde, hükümet ve altında imzası olanlar gereğini yapmalıdır. Ama bunu ispat edemiyorsa, bu kadar sorumluluk gerektiren bir itirafı ispat edemiyorsa da istifa etmelidir. Bunlar büyük meselelerdir. Türkiye 30 yıldır bu işlerle uğraşıyor. Her şeyi doğru yaptık da demiyoruz, yanlış yaptığımız işi de düzeltiriz. Ama bir tavizi verdiğimiz iddia ediliyorsa, açık çağrıda bulunuyoruz. Hemen bir saat, iki saat içinde bu belgeler nelermiş, altında kimin imzası varmış. Bunu açıklasınlar, biz gereğini yaparız. Bu kadar büyük iddiaların arkasından bir ispat söz konusu değilse de bu iddiaları öne süren kişilerin ne yapması gerektiğini vatandaşlarımızın takdirine bırakıyoruz. Ben belgeler gördüm büyük tavizler verilmiş dendikten sonra… Bu belgeleri size kim getirdi? Kim gösterdi? Bunların da açıklanması lazım. Neymiş bu belgeler, içinde ne yazıyormuş, altında kimin imzası varmış? Açıklasınlar görelim. Bunu açıklamamak da iddia edenin sorumsuzluğu olarak tarihe geçer."
'BAHÇELİ'NİN MHP'Yİ İKTİDAR YAPMAK GİBİ BİR İDDİASI YOK'
Ömer Çelik, "7 Haziran'da bir şekilde MHP tabanının iktidarın parçası olması gibi bir durum ortaya çıktı. Hayır siyaseti temelinde kurdu. Sayın Bahçeli’den beklenen şudur. Siz ülkücülere, bir iktidar vaat edebiliyor musunuz? Yada kendi partinizle ilgili ne türlü gelecek ön görüyorsunuz? Bahçeli bunları hiç konuşmuyor. Sadece AK Parti ile ilgili konuşuyor. MHP’yi iktidar yapmak gibi bir iddiası yok. İktidar ortağı yapma gibi de bir iddiası yok. Bahçeli bir AK Parti analisti değil, köşe yazarı da değil. Bahçeli’den beklenen şudur MHP’nin geleceğiyle ilgili ne söylüyor? Onların iktidar olma arzularıyla ilgili ne söylüyor? MHP teşkilatları ne için çalışıyorlar, bahçeli bir şey söyleyebiliyor mu? Tek söylediği şey şu. Siz ne kadar çalışırsanız çalışın ben sizi iktidar ortağı yapmayacağım. Peki ne öneriyor beklenti olarak. Ne öneriyor? Bekleyin AK Parti’de bölünme olacak, beşinci parti ortaya çıkacak. Bunun adı siyasi falcılıktır. AK Parti bir bütün içinde yoluna devam edecek. Siyasi başkanların görevi, AK Parti'yle ilgili komplo teorileri üretmek değil kendi partilerinin geleceğiyle ilgili konuşmaktır" dedi.
'BUNLAR ZATEN SIK SIK GÜNCELLENEN UYARILAR'
Ankara saldırısından önce uyarı yazısı gönderildiği iddiaları ile ilgili soruya Ömer Çelik, "Bu bilgiyi teyit edemiyorum tabi. Fakat şöyle bir şey var, hem DAEŞ hem PKK hem de diğer örgütlerin bu tip sansasyonel eylem peşinde koşması, bir takım organizasyonlara dönük olarak bu zaten sık sık güncellenen uyarılar. Türkiye 30 yıldır PKK ile mücadele ediyor. Yeni tehditler olan DAEŞ gibi çok tehlikeli terör örgütleri bölgemizde, ülkemize sızma şeklindeki faaliyetleri biliniyor. Ama şundan kimsenin kuşkusu olmasın, bir zafiyet varsa mutlaka açığa alınır. Bazıları da açığa alındılar. Bu herhangi bir şekilde ört bas edilecek bir mesele değildir. Biz kendi açımızdan baktığımızda biz şuna inandık. Biz gücümüzü şeffaflıktan alıyoruz. Bu terör saldırısı hepimize yapılmıştır. Giden canlar hepimizin canıdır. Yapanlar, emri verenler, planlayanlar açısından bununla ilgili titiz çalışmalar yürütülüyor. Zihnimizin belli adreslere sevk edilmesi konusunda yoğun propaganda faaliyeti içinde. Biz burada PKK çıkarsa PKK, IŞİD çıkarsa IŞİD. Bazılarının ilk günden 'PKK yapmadı DAEŞ yapmadı' Bu tip tahterevalli açıklamalardan uzak durmak gerekir. Terör bir sektöre dönüşmüş durumdadır. Bizim bu son saldırılarda anladığımız, birden çok terör örgütünün ortak eylemiyle gerçekleşen saldırı olduğunu düşünüyoruz. Size geçmiş saldırılardan, bu saldırıyla ilgili değil. bir kişi mesela terör örgütlerine mensubiyeti PKK’ya girerek başlamış, daha sonra DAEŞ’in içerisine girmiş, en son eylem yapmaya kalkmış, aynı zamanda bu kişi bir yabancı devletin istihbarat teşkilatıyla bağlantılı. Bu melez, kokteyl saldırının tam olarak açığa çıkması konusunda zihnimizi belli adreslere sevk edilmesi konusunda hassas olmamız lazım.
Deniyor ki bunun arkasında şu var, AK Parti DAEŞ’in eylemlerine göz yumduğu için bunu açıklamaktan çekiniyor. Bunlara sormak gerekir, bu iddiayı gündeme getirenlerin DAEŞ’le mücadelesi yok. Bütün terör örgütleri bizim için eşittir. Bizim için dinimizi kirleten bir takım uygulamalara imza attığı için de bu örgütlere karşı durmanın özel bir hassasiyeti vardır" şeklinde yanıt verdi.
'O KLİBİN PARTİMİZLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR'
Dün sosyal medyada Ak Parti'nin klibi olduğu iddia edilen video ile ilgili Ömer Çelik, "Bu klip bizim olumlamadığımız bir klip. Kardeşlik sanki sadece etnik kimlik arasında oluyormuş gibi. Burada Faruk Çelik de açıklama yaptı. Kendilerine bazı klipler hazırlanması için çeşitli çalışmalar sunulacakmış. Ancak kendilerinin onay vermediği çalışmalardan bir tanesinin onay alınmadan sosyal medyaya verildiğini ifade etti. Ve bununla ilgili de hukuka başvuracağını söyledi. Ben Faruk Bey ile konuştum, kendisi zaten olumlu bulsaydı genel merkeze getirecekti. Seçim kampanyamız tek elden yürütülmektedir. Biz onay vermemişsek otamatikman bizim dışımızdadır. Buna Faruk Çelik, de zaten onay vermediğini söyledi. O klibin partimizle ilişkilendirilmesi söz konusu değildir” dedi.