Sınıfta kaldı, okulu bıraktı, sağda solda çalışmaya başladı, sonra namaza başladı, sohbetlere katıldı, ardından da kimseye haber vermeden Suriye'ye gitti. Bekir Uzun oğlu Serkan Uzun'un hikayesini bu cümlelerle anlatıyor. IŞİD'e katılmak için Suriye'ye giderken Gaziantep'te gözaltına alındığı ve sonra serbest bırakıldığı bilgisini vererek.
"Nasıl olduysa onu yoldan çıkartmışlar. Kimlerle tanıştı, kimlerin çocuğun beynine girdiğini kimse bilmiyor. Çok sakin bir çocuktu. Namaz kılmazdı namaza başladı. Kötü bir alışkanlığı yoktu. Gittikten bir iki gün sonra annesine telefon açıyor, iyiyiz çalışıyoruz diyor, sonra irtibat kesiliyor. Ben çocuğu aradım, telefonla ulaşamayınca polise gittim."
'ARI GİBİ ÇALIŞIYORLAR…'
"Kendi hayatımızdan endişeliyiz çünkü çuvala çomak soktuk. Serkan'ın kiminle temas ettiğini biliyoruz, polise de bildirdik, zaten sahte isim kullanıyorlarmış. Her mahallede örgütlenmişler. Kuran öğreteyim, din öğreteyim diye çocukları kandırmışlar. Polisin elinde her türlü bilgi var. Verdik onları. Gözaltına olanlar var. Arananlar da var. Yaygın bu evler, arı gibi çalışıyorlarmış. Çok aileler var ama konuşamıyorlar, bize bir şey yaparlar diye korkuyorlar."
'BİZE PARA VERECEKLER, EVLENDİRECEKLER DİYE KANDIRIYORLAR…'
Serkan Uzun şimdi Suriye'de. Güvenlik uzmanı Prof. Mehmet Özcan'a göre, Serkan Uzun için geçerli olan tehlike daha birçok gencin de yanı başında. Özcan IŞİD'e katılan gençlerin beklenti ve şartlarına dikkat çekiyor.
Mehmet Özcan bu tip örgütlerin kolay deşifre edilemediğine de dikkat çekiyor, çünkü klasik terör örgütlerinden farklı yapılanıyorlar diyor. Özcan'a göre iktidar bu tehlike baş gösterdiğinde, tehlikenin büyüklüğünü öngöremedi, gözden kaçırdı.