Bu yaklaşıma göre Rusya’nın Suriye’nin kuzeyinde ve Türkiye sınırına yakın noktalarda yaptığı hava saldırılarına karşılık Türkiye’nin angajman kurallarını devreye sokmaması, Irak’ta ortak koordinasyon merkezi kurulması, İsrail ile Suriye konusunda siyasi düzeyde yürütülen görüşmeler, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle de temasının devam etmesi Suriye’de sahada devam eden askeri operasyonları doğrudan etkiliyor.
Rusya’nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olmasının en önemli neden olduğunu belirten El Ahmet, Rusya’nın siyasi açıdan etkisinin bölge ile sınırlı kalmadığını, BM düzeyinde de Suriye lehine tavır alabilecek bir ülke olduğunu söyledi.
Suriye ve Rusya’nın eski müttefik olduğunu hatırlattığımız El Ahmet, “Eski müttefik geri mi döndü?” sorusuna “Evet ancak Sovyet döneminden çok daha güçlü bir şekilde. O dönemde Soğuk Savaş vardı, ülkeler 2 cephede saf tutmuştu ve ülkeler arası ittifaklarda somut çıkarlardan çok ideoloji ve ortak tehdit gibi sebepler belirgindi. Şimdi Soğuk Savaş şartları yok. Suriye ve Rusya arasında örtüşen çıkarlara dayalı bir müttefiklik ilişkisi var” cevabını verdi.
“Rusya, Suriye’de feda ettiğinden daha fazlasını kazanacağını biliyor” diyen El Ahmet’e göre, “Suriye, Rusya’nın Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki merkezi ve bu bölgelere giriş kapısı olabilir.” Ülke içinde yapılan değerlendirmelerde Rusya’nın Suriye’nin talebine karşılık vermesinin sebepleri olarak şunlar sıralanıyor;
Rusya’ya tehdit olabilecek eski Sovyet coğrafyası kökenli cihatçıları Suriye’deyken durdurmak,
Rusya’nın Akdeniz’deki tek limanı olan Tartus limanında askeri varlığını artırıp perçinlemek,
Rusya’nın Akdeniz ve Orta Doğu’daki etkisini artıracak olan Lazkiye Basil Esad Havaalanı’ndaki askeri varlığı, ülkedeki radar sistemleri…
Suriye karasularının bir bölümü içinde kalan Akdeniz’deki gaz yataklarını işlemek,
Lübnan iç siyaseti, İsrail-Filistin dosyası gibi Suriye çevresindeki kilit süreçlere daha aktif dahil olmak,
Silah sanayisini ve ürettiği silahları Suriye’de somut olarak uygulama ve silah pazarındaki payını büyütme.
‘RUSYA SAVUNMA SANAYİSİNİ SERGİLİYOR’
El Ahmet, Rusya’nın siyasi çıkarları ile silah sanayisini sergileme imkanının birbirini desteklediğini savunuyor. Rusya’nın Hazar Denizi’nden Suriye içindeki bazı noktaları vurduğunu hatırlatan El Ahmet, “Rusya, o noktaları uçakla ya da Suriye içinden füzelerle de vurabilirdi ama Hazar Denizi’nden vurdu, maliyeti 60 milyon dolar… Bunun siyasi mesajları var ancak silah sanayisindeki gelişmeleri ve ürettiklerini somut olarak gösteriyor” dedi.
Suriye’nin deniz, dağ, ova, çöl gibi her türlü coğrafi özelliği barındırdığını hatırlatan El Ahmet’e göre, Rusya’nın bütün coğrafi şartlarda silahlarını uygulama imkanı var. Ülkelerin silah sanayilerinin gücü oranında siyasi güç de elde ettiğini hatırlatan El Ahmet, “Rusya’nın Suriye’de gösterme imkanı bulduğu savunma teknolojileri yeni askeri anlaşmaları ve askeri anlaşmalar da yeni siyasi ittifakları getirebilir” diye konuştu.
SURİYE’NİN KAZANCI NE?
Suriye’de 5 yıldır devam eden savaş nedeniyle ülkedeki askeri altyapı da ciddi oranda hasar gördü. Radar sistemlerinden savaş uçaklarına kadar savunma sistemlerindeki hasarın boyutu büyüdükçe verilen mücadelenin başarı oranı düştüğü gibi asker kaybı da artıyor.
Rusya’nın hava saldırıları ile mevcut krizin askeri boyutunun kontrol edilebilir düzeye indirilebileceği değerlendirmesi yapılıyor.
El Ahmet’e göre, “Rusya’nın askeri müdahalesi de siyasi sistemin yeniden dizaynı için uygun zemin oluşturmayı hedefliyor.” Suriye’de siyasi çözümü savunan ve bu yönde girişimde bulunan bütün ülkelerin Suriye’nin içişlerine müdahale etmeye çalıştığını savunan El Ahmet, “Rusya, Suriye’de siyasi çözümün sağlanması için girişimlerini sürdürecek. 1 ay kadar önce Moskova’daydık. Rus yetkililerle Suriye’deki siyasi çözümü konuştuk. Bizden onlara isimler vermemizi ve iç siyasi sistemin nasıl olmasını istediğimizi anlatmamızı istediler. Onlar isim ya da bir sistem dayatmadı, bunu tamamen Suriye halkına bırakıyorlar” dedi.
Suriye içinde yapılan değerlendirmelerde de, “Rusya’nın Suriye’de askeri varlığını ve müttefiklik ilişkisini güçlendirse bile ülkenin içişlerine müdahale etmeyeceği” görüşü sıkça vurgulanıyor.
Yine uluslararası düzeyde siyasi olarak iyice yıpranan Suriye’nin Rusya ile müttefiklik ilişkileri sayesinde bölgede eski etkinliğine kavuşabileceği savunuluyor.
Aynı zamanda ülkenin kara ve deniz sınırları içindeki gaz ve petrolün işlenmesi için gerekli teknoloji ve uluslararası piyasalara sürülmesini sağlayacak siyasi güce Rusya’nın muktedir olduğu düşünülüyor.
RUSYA SURİYE’DE NE KADAR KALACAK?
Çıkarları örtüşse de Rusya’nın Suriye’de uzun vadeli olarak kalıcı olup olmayacağı ya da müttefiklik ilişkilerini ne kadar derinleştirebileceği de tartışılıyor.
El Ahmet, Suriye ve Rusya’nın eski müttefik olduğunu ve Suriye’deki devlet müessesinde Rus ekolünün etkisinin küçümsenmemesi gerektiğini söylüyor.
On yıllar içinde iki ülkenin de çok değiştiğini hatırlattığımız El Ahmet, “Rus vatandaşları ile yapılan 50 binin üzerinde evlilik var. Bu insanların çoğu eğitimli, devlet içinde yetkili ve güçleri var. Devlet içindeki Rus ekolü bu insanlar tamamen bitmeden sona ermez” dedi.
Suriye’deki seküler geleneğin Suriye-Rusya ilişkilerinde belirleyici olduğuna da sıkça vurgu yapılıyor.
TEK MÜTTEFİK RUSYA MI?
Hava saldırılarına başlamasının ardından Suriye’de etkili tek güç olarak Rusya öne çıktı. İran’ın oyun dışı kaldığı, İran ve Rusya arasında rekabet yaşandığı gibi kimi zaman spekülasyona varan değerlendirmeler yapılıyor. “İran oyun dışı mı” konusu önümüzdeki günlerde bir yazıda detaylı şekilde irdelenecek, ancak şimdilik Suriye içindeki mevcut duruma göre İran’ın devre dışı kaldığını söylemek mümkün değil. İki ülke arasında bir rekabetin başlayıp başlamayacağı önümüzdeki süreçle birlikte belirginleşecek.
Diğer taraftan Rusya ve İran kadar etkili olmasa da Suriye’nin müttefiklerinden olan Çin’in ülkedeki sürece nasıl dahil olacağı da henüz bilinmiyor. Kaynaklar ülkenin yeniden inşası ve ekonomik anlamda imarı aşamasında Çin’in etkin rol üstleneceğini savunuyor.
Tarık El Ahmed kimdir: Sosyalist Milliyetçi Parti Suriye'de uzun yıllar faaliyetleri yasaklı siyasi hareketlerden oldu. Milliyetçi Parti'nin Suriye milliyetçiliği ülküsü BAAS'ın Arap milliyetçiliği fikrine tehdit sayıldı. Bu nedenle BAAS Partisi iktidara geldikten sonra Milliyetçi Parti'nin yöneticileri, üyeleri ve parti ideolojisi ile paralel fikirleri olan birçok kişi uzun yıllar kalmak üzere hapse atıldı. bir kısmı da ülke dışına çıkmak zorunda kaldı. EL Ahmed'in ailesinden bazı kişiler de hapis cezası alanlar arasında. 2000'li yılların ortasından itibaren siyasi faaliyetlerine yavaş yavaş yeniden başlayan parti, 2011'den beri ülke içi muhalif cephede yer alıyor. Hareket, BAAS anlayışının ve tek parti sistemine dayalı iç siyasi sistemin değişmesi gerektiğini savunuyor.