Sayın Büyükelçi, Moskova defalarca Suriye’deki askeri operasyonun Rusya’nın çıkarları doğrultusunda yapıldığını açıkladı. Rusya tam olarak hangi çıkarlarını koruyor?
Gelin bu konuya geniş açıdan bakalım. Suriye’de terörle mücadele operasyonuna katılmamızın amacı, ülkede faaliyet gösteren IŞİD ve diğer terör örgütlerine karşı mücadelede meşru hükümete yardımcı olmaktır.
Ayrıca ülkemize, İslam’ın saptırılmış anlayışına dayanan cihatçı ve tekfirci ideolojiyi ihraç ediyorlar. Bu virüsün yayılması sadece Suriye ve Irak topraklarıyla sınırlı değil. Suriye’deki cihattan dönen insanlar, mücadelelerini ülkelerinde sürdürme amacını taşıyor ve savaş deneyimine sahipler. Muhtemelen saflarına yeni taraftarları çekme çabasında bulunacaklar. Bu, güvenliğimiz için doğrudan bir tehdit. Bugün Suriye’de terörizmi yenmesek yarın evimize gelecek.
'RUSYA, DIŞ GÜÇLERİN SURİYE'DE REJİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇABASINA KARŞI KOYUYOR'
Suriye’de ayrıca uluslararası hukuka saygı için mücadele ediyoruz ve kesinlikle BM Anlaşması’na uygun hareket ediyoruz. Teröre karşı mücadelede yardım isteyen Suriye’nin meşru hükümetinin resmi talebine karşılık verdik. Bundan utanmak için bir neden görmüyoruz. Beşar Esad’ı gayrimeşru ilan edenler ve ülkenin meşru hükümeti devirmek için aleni açıklamalarda bulunanlar utanmalı. Sözde diktatör rejimlerinin devrilmesi yönündeki benzer eylemlerin Irak ve Libya’da nelere dönüştüğünü çok iyi görüyoruz ve Suriye’de benzer senaryoların tekrarlanmasını istemiyoruz. Rusya bugün dış güçlerin yeni bir rejim değişikliği çabasına, iktidarı silah yoluyla ele geçirme çabasına karşı koyuyor. Tüm bunlar, uluslararası hukukun temel normlarının ihlalidir. Operasyonumuza yönelik sinirli tepkiye bakılırsa tüm bunlar, bu planların arkasında duranların moralini feci şekilde bozmuştur.
IŞİD dışında hangi gruplara karşı hava operasyonu düzenleniyor? Hangi grupların ılımlı, hangilerinin radikal olduğu konusunda Batı ile anlaşmazlık yaşanıyor mu?
Rus Hava Kuvvetleri’nin Suriye’deki operasyonun başından, hava saldırıların hedefinde IŞİD, El Nusra ve diğer terör örgütlerinin olduğu açık ve net şekilde dile getirildi. IŞİD ve Nusra konusunda her şey açık, bu örgütler tüm ülkeler tarafından terörist ilan edildi ve BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili listesine dahil edildi. Bu konuda yanlış yorumlara yer yok. Bu listede diğer terör örgütlerinin yer almaması, bazı güçler tarafından spekülasyonlar için kullanılıyor. Bu çeteleri isyancı, ılımlı Suriye muhalefetinin silahlı kanadının temsilcileri olarak göstermeye çalışıyorlar.
'SÖZDE ILIMLI GRUPLAR, RADİKALLERİN SUÇLARINI ÖRTMEK İÇİN KULLANILIYOR'
Suriye’deki iç savaşın radikalleşmeye başlamasıyla sözde ılımlı isyancılar yavaş yavaş bozguna uğratıldı, ya da ön plana çıkan İslamcı gruplar tarafından yutuldu. Şimdi küçük silahlı grupların, ideolojik temeli radikal Selefi İslam olan büyük ittifaklar çatısı altında birleşme eğilimini görüyoruz. Sözde ılımlı gruplar, çoğunlukla kökten dincilerin işlediği suçları örtmek için kullanılıyor. Eminim, teröristlerle aynı safta hükümet güçlerine karşı savaşan militanları en azından teröristlerin suç ortakları olarak gösterebiliriz.
Batı ülkeleri Rusya’yı IŞİD’i değil, destekledikleri ve ılımlı silahlı muhalefet olarak gösterdikleri Özgür Suriye Ordusu’nu vurmakla suçluyor. Rusya’nın bu gruba yaklaşımı nedir?
Tüm bunlar şimdilik asılsız iddialardır. Rusya Savunma Bakanlığı, Rus savaş uçaklarının vurduğu hedeflere dair her gün bilgi veriyor. Ve biz bugüne kadar vurulan hedeflerin terörist gruplara ait olmadığına dair inandırıcı bilgi almadık. Özgür Suriye Ordusu’na gelince, bildiğiniz gibi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, teröristler olan ortak düşmana karşı Suriye ordusuyla işbirliği olasılığının görüşülmesi amacıyla bu insanlara iletişim kurulması için savunma ve dışişleri bakanlıklarına emir verdi.
Suriye’de hava operasyonu başladığı andan itibaren İslam dünyasının Rusya’ya yaklaşımında değişiklik oldu mu? Rusya’nın Suriye’deki eylemleri, Rusya’da Müslüman ve Hristiyanlar arasındaki ilişkileri olumsuz etkileyebilir mi?
Her iki soruya, kesinlikle hayır, yanıtını verirdim. Elbette, bu konuyu böyle sunma, bizi izolasyon ve İslam dünyasıyla ilişkileri bozmak ile korkutma çabaları hep oluyor. Bazı yetkililer, buna ABD temsilcileri de dahil, bizi genel bir cihat, Rusya’nın içinde terörün ve dini gerginliğin tırmanması ile korkutmaya çalıştı. Bu tür ifadelerin kabul edilemez olduğunu ve genel kabul görmüş diplomasi etiğinin çok dışına çıktığını düşünüyoruz. Bu tür ifadeler, özellikle 11 Eylül gibi bir trajediyi yaşayan bir ülkenin ağzından çıkması kesinlikle uygun değil. Çünkü bu açık bir şekilde teröre ve şiddete teşviktir. Biz asla bunu yapacak kadar alçalmadık.
'RUSYA HİÇBİR ZAMAN DİN SAVAŞI YÜRÜTMEDİ'
Rusya’nın içindeki duruma gelince, dinler ve mezhepler arasındaki ilişkilerin kötüleşmesini beklemek abes olur. Ülkemizde, tek bir devlet çatısı altında çeşitli dinlerin temsilcileri asırlar boyunca barış içinde yaşadı, böyle bir eşsiz deneyime sahibiz. Batı’dan farklı olarak Rusya hiçbir zaman din savaşı yürütmedi. Rusyalı Müslümanlar, her zaman toplumun eşit haklara sahip üyeleriydi ve hiçbir zaman ayrımcılık yaşamadılar. Onlar, büyük ölçüde, ülke yönetiminin aldığı kararları destekliyor. Örneğin geçenlerde Çeçenistan Başkanı Ramzan Kadirov, teröre karşı mücadelede Suriye hükümetine yardım için cumhuriyetin silahlı kuvvetlerini göndermeye hazır olduğunu açıkladı.