Demokrat Parti’nin 5 başkan aday adayı, CNN’in Facebook’la ortaklaşa düzenlediği açık oturumda ilk kez görüşlerini açıkladı. Las Vegas’ta yapılan Demokrat Parti’nin ilk televizyon münazarasında eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Vermont Senatörü Bernie Sanders, eski Maryland Valisi Martin O’Malley, eski Rhode Island Valisi Lincoln Chafee ile Virginia eyaleti eski senatörlerinden Jim Webb sahneyi paylaştı.
Demokratik başkan aday adaylarının ilk açık oturumunda, bakanlığı döneminde özel e-posta hesabını devlet işlerinde kullanmasıyla ilgili sert eleştirilen alan Clinton ile partinin sol kanadının önemli desteğini alan ve anketlerde yükselişini sürdüren Sanders dikkatleri üzerlerine çekmeyi başaran kişiler oldu.
Aynı zamanda partinin aday adaylarına yönelik anketlerde ilk iki sırayı paylaşan Clinton ve Sanders, münazara süresince de en çok konuşma süresi elde eden adaylar oldu. İki saati aşan programda Clinton toplamda 31 dakika süre alırken, Sanders da 28 dakikalık konuşma zamanı elde etti. Programda en az konuşan ise 9 dakikayı aşan süresiyle eski Rhode Island Valisi Chafee oldu. Eski senatörlerinden Webb ise programda birçok kez yeterince süre alamamaktan dert yandı.
Adaylar dış politika, ekonomi, eğitim, sağlık, iklim değişikliği, güvenlik ve ülkedeki göçmenlerin durumunun da aralarında yer aldığı birçok konuda bazen birbirleriyle örtüşmeyen görüşler dile getirse de bazı konularda ise birbirlerine destek veren açıklamalarda bulundu.
Bu noktada Sanders’ın, bakanlığı döneminde devlet işlerinde özel e-posta hesabını kullanmasıyla hem parti içinde hem de parti dışından sert tepkiler gören Clinton’a desteği en dikkati çeken anlardandı.
Sanders, kişisel e-posta hesabı kullanmasını ‘İyi bir seçenek değildi’ diye tanımlayan Clinton’a, “ABD halkı senin kahrolası e-postalarını duymaktan usandı” sözleriyle destek verdi. Sanders’ın sözleri salonda bulunanlardan büyük alkış alırken, kahkahayı basan Clinton da adaylıktaki rakibine elini uzatarak teşekkür etti.
CLINTON: MEDVEDEV İLE ÇALIŞMAK DAHA KOLAYDI
Öte yandan katılımcılara dış politika konusunda ilk olarak Rusya’nın, Suriye yaklaşımına yönelik sorular yöneltildi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ‘hafife mi alındığına’ yönelik soru üzerine Clinton, “Başbakan Dmitriy Medvedev ile çalışmak daha kolaydı. Putin, ilişkileri değiştirdi. Putin’e karşı koymak zorundayız” yanıtını verdi.
Bununla birlikte Clinton, Suriye’de uçuşa yasak bölge oluşturulması gerektiğini de kaydetti. Güvenli bölgenin sivillerin korunmasına yardım edeceğine ve ülkelerinde kalmalarını sağlayacağına inanan Clinton, “Güvenli bölge, Rusya’yı müzakere masasına oturtmak ve bölgedeki diğer ülkelerin çıkarlarını tanımasını sağlamak için manivela görevi görebilir” dedi. Clinton, Rusya’nın çözümünü parçası olduğunu kabul etse de, ABD tarafının Suriye’de yalnızca IŞİD’in bombalanmadığı yönündeki iddialarını yineledi.
Bu arada Clinton, ABD’nin gizli dinleme faaliyetlerini ifşa eden eski Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) analisti Edward Snowden’ın, bilgileri çaldığını, bu yüzden ülkeye dönmesine izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
ULUSAL GÜVENLİK TEHDİTLERİNİ SEÇTİLER
Diğer taraftan aday adaylarına ABD’nin ulusal güvenliğine yönelik en büyük tehdidin ne olduğu da yöneltildi. Eski Rhode Island Valisi Chafee, Ortadoğu’daki kaos yanıtını verirken, eski Maryland Valisi O’Malley ve Clinton, nükleer silahlara işaret etti. Vermont Senatörü Sanders, ülkesinin ulusal güvenliğine yönelik en büyük tehdidi iklim değişikliği olarak görürken, Virginia eyaleti eski senatörlerinden Webb ise, 'Çin' yanıtını verdi.