Kıbrıslı Türk siyasetçiler birçok cevapsız soruya yanıt bulmaya çalışıyor. Türkiye'den getirilecek su babında Ankara'nın öne sürdüğü ön koşullar kabul edilirse KKTC'nin varlık nedeni ortadan kalkmaz mı? Böylesi bir durumda büyük koalisyonun geleceği tehlikeye girmez mi?
Konuyu çok yakından takip eden deneyimli Kıbrıslı Türk gazeteci Aysu Basri Akter, Türkiye'den adaya gelecek olan su meselesinin çok boyutlu bir mesele olduğunu vurguluyor. Akter'e göre Türkiye gündeme getirdiği koşullardan geri adım atmaya hazır gözükmezken, kuzeyde geçtiğimiz aylarda kurulmuş olan büyük koalisyon çok büyük bir krizin içerisine sürüklenmekte.
PROTOKOL DURUMU ÖZETLİYOR
Akter'e göre, geçtiğimiz yıllarda Kuzey Kıbrıs'ın eski hükümeti ile Ankara arasında imzalanan su protokolü bugün karşı karşıya olduğumuz büyük krize ışık tutuyor. Kuzey Kıbrıs'ın sağcı hükümeti tarafından imzalanan protokol Ankara'nın ön koşulları için sağlam bir zemin oluşturuyor.
Lefkoşa-Ankara su protokolüne göre projenin mülkiyeti ve yönetimdeki söz hakkı Türkiye'ye verilirken, inşaat aşamasında çalışacak olan ekiplere de büyük imtiyazlar sağlanmıştı.
PROTOKOL UYGULANIRSA KKTC'YE GEREK KALIR MI?
'KABAHATLİ OLAN KIBRIS TÜRK TARAFI'
"Biz yıllarca çeşitli yöntemlerle Türkiye'den adaya taşınması planlanan suda yaşanan fiyaskolar sonrasında, bu suyun geleceğine önceleri hiç inanmadık" diyen Akter, bugüne dek hiçbir Kıbrıslı Türk siyasetçinin su meselesini ciddiye almamış olduğunu vurguluyor.
'SU KRİZİ BÜYÜK KOALİSYONU VE MAAŞLARI KRİZE SOKTU'
Ankara-Lefkoşa hattında patlak veren su krizi adanın kuzeyinde birkaç ay evvel kurulan hükümetin geleceğini ve KKTC'nin ödediği maaşları da tehlikeye sokmuş durumda.