Peki Suriye konusunda tarafların politikaları birbirine yaklaştı mı? IŞİD’le mücadele konusunda Rusya ve Türkiye ortak girişimlerde bulunabilir mi? Türk Akımı projesinin başlaması hangi koşullara bağlı?
Konuyla ilgili Sputnik'e konuşan Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün şu değerlendirmelerde bulundu:
"Suriye krizi eğer çözülecekse, burada Türkiye ve Rusya’nın işbirliği yapması önemlidir. Çünkü Rusya başından beri Şam rejimi ile iyi ilişkiler içerisinde. Türkiye tarafı da özellikle ılımlı muhalefet, yani Özgür Suriye Ordusu ile iyi ilişkiler içindedir. Her iki taraf da IŞİD’e karşı ve nihayet her iki taraf da Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını istemekte. Aradaki fark, Suriye’de kurulacak olan ‘geçiş hükümeti’ konusundaki ihtilaftır. Türkiye, Esad’sız bir hükümet istiyor. Rusya ise hükümette Esad da olsun istiyor. Bence, Türkiye ve Rusya bu konuda gerçek bir işbirliği yaparak, bir orta yol bulabilirler. Böyle bir durumda Suriye’deki krizin çözümü konusunda çok büyük bir kolaylık sağlamış olur, beraberce de hem Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması hem de IŞİD’e karşı mücadelede işbirliği yapmış olurlar. Ama çözüme ilişkin ciddi bir müzakere süreci yürütmeleri gerekir. Uluslararası toplumu da bu ‘geçiş süreci’ konusunda bilgilendirmeleri ve ikna etmeleri gerekiyor.
'MOSKOVA VE ANKARA, IŞİD'E KARŞI ORTAK CEPHE KURABİLİR'
Eğit-donat projesinin başarısızlığından sonra Türkiye, IŞİD’le mücadele konusunda hangi yöntemlere başvurabilir? Bu konuda Rusya ile işbirliğini arttırabilir mi? Türkiye ve Rusya’nın katılacağı bir IŞİD’le mücadele projesi geliştirilebilir mi?
"Türkiye ve Rusya'nın, IŞİD'e karşı ortak bir cephe ve emir komuta zinciri kurmaları gerekir. Bu zor bir iş ve konuya ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının olmaması da söz konusu. Türkiye IŞİD’i kendisine karşı tehdit olarak görüyor ve özellikle sınırda çok ciddi güvenlik tedbirleri alıyor; IŞİD’le mücadele konusunda da Özgür Suriye Ordusu’nu destekliyor.
Özgür Suriye Ordusu ve Türkiye’nin IŞİD’e karşı ortak mücadele ederken, Rusya da Esad ile birlikte IŞİD’le mücadele edeceğine göre; bu mücadeleler aynı topraklarda olacağı için çok ciddi bir koordinasyon gerekir. Ama koordinasyon sadece Türkiye ve Rusya arasında olmaz, aynı zamanda ABD ve belki İran’ı da kapsayacak şekilde, ortak bir koordinasyon merkezinin kurulması gerekir. Bunun için de ‘geçiş süreci’ne ilişkin siyasi bir amacınızın olması gerekir. Bence konunun en zor tarafı budur. Yoksa Türkiye ve Rusya birbirlerine güvenirler ve IŞİD’le mücadele ederken bir diyalog mekanizması da olur. Ama bunun ötesinde, Suriye’nin geleceğine ilişkin ortak bir siyasi proje konusunda uzlaşma olmadan herhangi bir eylemin maalesef kalıcı bir sonuç vereceğini düşünmüyorum."
TÜRK AKIMI İÇİN SÜREÇ DEVAM EDEBİLİR Mİ?
Putin-Erdoğan görüşmesinde ayrıca Türk Akımı'nın da ele alındığı söyleniyor. Proje için görüşmelerinin yeniden başlaması, size göre hangi koşullara bağlı?
"Bu daha çok siyasi bir konu. Rusya ve Türkiye isterse, bugün bu süreci yeniden başlatabilir. Ama bence süreci, somut bir şarttan çok uluslararası alandaki siyasi atmosfer olumsuz etkiliyor. İki ülke Türk Akımı konusunda ortak iradeye hala sahipler ama özellikle teknik anlamda, projenin hayata geçirilmesi için Türkiye’nin ötesindeki ülkelerin de etkisi var. Rusya ve Türkiye’nin Yunanistan’dan İtalya’ya, Balkanlar’dan Avrupa’nın içlerine kadar uzanacak olan doğal gaz boru hatları konusunda uluslararası alanda ciddi bir temas ve diplomasi yürütmeleri gerekir. Zannediyorum oralarda birtakım sıkıntılar var. Ama bunlar, aşılmayacak sorunlar değil; yeter ki, Moskova ve Ankara, bu konuda gerçekten daha kararlı bir tutum sergilesinler. Eninde sonunda bunun ekonomik anlamda gerçekleşebilir bir proje olduğunu düşünüyorum.