Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı bakanlar, AK Parti genel başkan yardımcıları ve milletvekillerinin de katıldığı 'Milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses' mitinginde onbinlerce kişi İstanbul Yenikapı'da buluştu.
Pazar günü Sivil Dayanışma Platformu tarafından organize edilen miting AK Parti'nin 1 Kasım seçimi öncesi gövde gösterisi olarak nitelendirildi. Miting aynı zamanda dikkatleri Türkiye’deki güvenlik ile ilgili sıkıntıları konusuna da çekti. Son dönemde özellikle Güney Doğu Anadolu bölgesinde sık sık terör saldırıları ve çatışmalarla karşı karşıya kalan Türkiye için bu gelişmeler dış siyaseti için de sorunlar yaratabilir. Türkiye’nin güvenlik konusunda sıkıntıların yaşanması yatırımcı şirketleri korkutabilir ve bir çok uluslararası proje, özellikle enerji alanındaki projeler dondurulabilir.
XXI. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Enerji güvenliği uzmanı Tuğçe Varol, hem iç siyasetindeki seçim kargaşası hem de PKK'nı n yeniden ülkenin dört bir yanında saldırılarına başlamasının Türkiye’nin pek çok politikasını etkilediği gibi enerji politikalarını da kaçınılmaz olarak etkilediğini söyledi.
"Bunun ilk örneği aslında Türk Akımı projesinde görülmekte. Uluslararası çapta çok büyük bir proje olmasına rağmen maalesef Türkiye’nin şu andaki seçim süreçlerinden ve Anayasa ile ilgili problemleri nedeniyle tam olarak sorumluluk dağılımının yapılamadı. Dolayıdıyla Türk Akımı projesi Rusya tarafından donduruldu. Proje durdurulmadı ama donduruldu. Çünkü Türk tarafında henüz projenin nihai izinlerinin verecek bir yetkili yok. Ne Enerji Bakanlığı ne de Meclis buna müsait.
RUSYA BEKLEMEYE GEÇTİ
TANAP'DA TEHLİKEYE GİREBİLİR
İranlı enerji uzmanı Umud Şukri ise güvenlik sorunlarının başka projelere de tehlikeye soktuğunu düşünüyor.
"Türkiye Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanmış ‘Türkiye 2015-2019 Stratejik Planı’ Türkiye’nin bir doğalgaz ve petrol boru hatları transit ülkesi olarak ve en son amaç olarak da enerji hub olması öngörülüyor. Ama enerji hub olmak için ya da transit ülkesi olmak için ilk şart güvenliktir. Güvenlik olmadığı bir yere satıcı, tüketici ya da alıcı hiçbir ülke yatırım yapmaz. TANAP projesi Kars’a yakın bir yerden geçiyor. Orada fazla gerginlik yok. Ama gerginlik oraya sıçrarsa TANAP da tehlikeye girebilir. Çatışmalar devam ederse her tür proje gelecekte sorun yaşayabilir.
Bildiğiniz gibi 7 Haziran seçimden sonra PKK ile devlet arasında olan ateşkes kesildi ve saldırlar başladı. Türkiye’nin genelinde 2012 yılından beri 4 bölgede kaya gazı yatakları bulunmuş durumda. Diyarbakır bölgesinde Shell firmasıyla Türk devleti anlaşma imzaladı. Shell firması kaya gazı istihraç ve araştırma işlemini başladı. Diyarbakır’da olan kaya gazının miktarı Türkiye’nin 7 yıllık iç talebini karşılıyor ve değer olarak 140 milyar dolar değere sahip. Ama PKK’nın saldırılarından hemen sonra Shell firması işlerini durdurdu ve tekrar güvenliğin sağlanmasını bekliyor. Bilindiği gibi en önemli olan konu güvenliktir, özellikle büyük şirketler kendi yatırımlarını tehlikeye sokmazlar.
İç siyasetindeki belirsizliğin uzun sürmesi Ortadoğu bölgesinde mevcut olan zor bir ortam ile birlikte Türkiye’nin güvenliği için çok daha büyük sorunlara neden olabilir ki bu da Türkiye’nin uluslararası arenada olan güvenin zeddelenmesine neden olabilir."