Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
'ALİ BABACAN'A İHTİYACIMIZ VARDI'
AK Parti'nin milletvekili aday listelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, Ali Bababacan'ın listeye girmesine yönelik bir soru üzerine şöyle konuştu:
"Ben 3 dönemi dolmuş arkadaşların tekrar müracaat etmesini bile gereksiz bulduğumu söyledim. Onların müracaat etmesine gerek yok, biz onları zaten müracaat etmiş gibi telakki ettik. Mesela Cemil Çiçek müracaat etmemişti. Sayın Bülent Arınç Meclis dışında kalmak istediğini açıkça ifade ettiği için bu tarz bir durum oluştu. Ama Sayın Ali Babacan'ın böyle bir açıklaması olmadı.
'HOCACI REİSÇİ YOK, BÜTÜN AK PARTİ BENİM EKİBİM'
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkisine dair de şu tespitlerde bulundu:
"Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkileri kolay yürüyen ilişkiler değildir. Bunu da en iyi bilen kişi Sayın Erdoğan'dır. Hem bizim kurucu genel başkanımız, hem de halk tarafından seçilen bir Cumhurbaşkanı. Zorluklarla karşılaşıyoruz, farklı kanaatlerimiz oluyor ama en başta saydığım iki ilişki üzerinde yürütüyoruz. Bazen farklı kanaatler beyan edilebilir. Olmalı da bunlar. Önemli olan şahsi itilaflar olmaması. Hocacı, Reisçi tabirleri tamamen üretilmiş şeylerdir. Ben hiçbir zaman siyasete böyle bakmadım. Bana ekibi yok eleştirisi yapıldı. Ben Hocacı-Reisçi yok diyorum. Bütün AK Parti benim ekibim. Ekipçilik yapmak, partiyi fraksiyonlara böler.
'HDP'Yİ BARAJ ALTINDA BIRAKIN' ÇAĞRISI
Davutoğlu, Pazar günü gerçekleşen mitingte sarfettiği 'HDP'yi baraj altında bırakın' sözlerine de açıklık getirdi:
"Biz barajı kalkan olarak görmedik, görmeyiz. CHP ile yaptığımız istikşafi görüşmelerde üzerinde anlaştığımız konulardan biri de barajı indirmekti. Ben HDP'nin yanlış politikalardan bahsettiğimde, kitle HDP'nin Meclis'ten çıkarılmasına yönelik slogan attı. Ben de 'Bu bizim işimiz değil, sizin işiniz' demek istedim ve 'Onları baraj altında bırakın' dedim. Bunu orada uzun uzun anlatamadım ama söylemek istediğim buydu."
'BİZ DEĞİL, PKK 90'LARA DÖNDÜ'
Hükümete muhalif gazetecilerin '1990'lara dönüldü' şeklindeki eleştirilerini de değerlendiren Davutoğlu, şunları söyledi:
"Tek bir sivil vatandaşımıza yönelik bir hukuk dışı olayda biz bunun hesabını sorarız. 90'lara dönen devlet değil, Terör örgütü PKK'dır. Silah baronları, uyuşturucu tacirleri, PKK'nın 'silah bırakacağız' demesinden rahatsız oldular. Bu çatışmacı ortamı tahrik edecek şekilde birtakım telkinlerde bulunmaya başladılar. Biz hepsini biliyoruz. Hangi istihbarat örgütünün Kuzey Irak'ta kimlerle ne konuştuğunu biz biliyoruz. PKK üzerinden Türkiye'yi kimlerin zaafa uğratmaya çalıştığını iyi biliyoruz."
'RUSYA'YI KAYGIYLA İZLİYORUZ'
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya'ya yapacağı ziyarette Suriye ile ilgili konuların da görüşüleceğini belirterek, "İnşallah Rusya bu anlamda gerilimi tırmandırıcı bir yol ve yöntem üzerinde ısrar etmez. Uluslararası toplum ve P5 (BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi) bir araya gelerek siyasi bir çözüm için gerekli adımları atar. Bu tehlikeli tırmanışın en önemli sorumlusu, hem sorunun derinleşmesine sebep olan Esad'dır hem de bütün bu süreci sadece izlemekle yetinip, Suriye'yi karşılıklı güç dengelerinin oyunu haline getiren uluslararası toplumdur. Hepimizin bu konuda çok duyarlı olması lazım" değerlendirmesinde bulundu.