MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hakkari'de şehit düşen polis memuru Mehmet Tuhal'ın ailesine acı haberi veren Hassa Kaymakamı'nı Twitter hesabından sert sözlerle eleştirdi.
Bu densiz Kaymakamın, bu iflas etmiş şahsiyetin şehitliği magazinleştirmesi utanılması ve mutlaka cezalandırılması gereken bir alçalmadır.
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) 16 Eylül 2015
Bahçeli, Kaymakam Mustafa Pala için "Bu densiz kaymakamın, bu iflas etmiş şahsiyetin şehitliği magazinleştirmesi utanılması ve mutlaka cezalandırılması gereken bir alçalmadır" dedi.
Hassa Kaymakamı kameralar eşliğinde şehidimizin evine gidiyor ve sanki şov yaparcasına, sanki film çekercesine şehit haberi yetiştiriyor!
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) 16 Eylül 2015
Bahçeli'nin twitter hesabından yaptığı değerlendirmeler şöyle:
16 Eylül 2015, 20:54
"Ne çok ölüyoruz değil mi? Ne çok ağlıyoruz? Ne çok üzülüyoruz? Türkiye sanki tabutların etrafında toplandı, ocaklardan sanki acı tütüyor? 1.İnönü Savaşı'nda verdiğimiz kayıplardan fazlasını iki aylık sürede teröre kurban verdik. Dile kolay, tam 132 şehidin ateşi yüreklere düştü. Mezar kazmaktan kollar yoruldu! Vatan kurşun ve bombalarla dolduruldu. Her gün cinayet, her gün feryat; hakikaten dayanılır gibi değil… Bir anayı düşünün; beşiğini salladığı bebeğinin gün geliyor ağıtını yakıyor. Gencecik fidanlar toprağa devriliyor. Kabul edilir gibi değil… Şehitlerimizin hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağolsun diyorum. Hakkari'de, hainlerin yola döşedikleri bombayı uzaktan kumandayla patlatmaları sonucunda polis memurumuz Mehmet Tuhal şehit oldu. Mehmedimiz Hatay Hassa'lıydı ve henüz 29 yaşındaydı. Bu kapsamda bugün izlediğim bir sahne gözümün önünden gitmiyor. Hassa Kaymakamı kameralar eşliğinde şehidimizin evine gidiyor ve sanki şov yaparcasına, sanki film çekercesine şehit haberi yetiştiriyor! Bu densiz Kaymakamın, bu iflas etmiş şahsiyetin şehitliği magazinleştirmesi utanılması ve mutlaka cezalandırılması gereken bir alçalmadır. Anne Feride Tuhal'ın evladının şehit haberini alır almaz kederle nasıl kıvrandığını, 'Mehmedim' deyişini vicdanlı hiç kimse görmezden gelemez. Bari şehitlerimizin aziz hatıralarıyla oynanmasın, geride bıraktıkları muhterem emanetleri siyasal ve istismarcı emellere alet edilmesin. 17'inci yüzyılın büyük düşünür ve tasavvuf kutbu Niyazi Mısri, şu dizeleriyle sanki bugünkü mevki sahiplerini anlatıyor: Cahil anlamaz, zevil-irfan olan anlar bizi; vakıf-ı esrar olup, hayran olan anlar bizi."