Küresel ekonominin aktörlerini bir araya getiren ve G20'nin iş dünyası ayağını oluşturan B20 (Business 20) Türkiye Konferansı ikinci gününde Ankara'da sürüyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ev sahipliğinde yapılan B20 Türkiye Konferansı'na 60 ülkeden binin üzerinde işadamı ve finans dünyası temsilcisi katılıyor. Konferans kapsamında gerçekleştirilen "Enerjinin yeni dinamikleri" başlıklı panelde Socar Türkiye İcra Kurulu Başkanı Kenan Yavuz, Zorlu Enerji İcra Kurulu Başkanı Sinan Ak, Uluslararası Enerji Ajansı Yönetici Direktör Vekili Paul Simons, Shell Türkiye İcra Kurulu Başkanı Ahmet Erdem ve Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü Direktörü Theresa Ribera konuştu.
'ENERJİNİN ÇATIŞMA DEĞİL BARIŞ KÖPRÜSÜ YARATMALI'
'TÜRKİYE DOĞAL GAZI DAHA DÜŞÜK FİYATTAN ALMALI'
Birçok komşu ülkesinde doğal gaz bulunmasına karşın Türkiye'nin çok yüksek fiyattan doğal gaz aldığını ifade eden Ak, "Doğal gazın daha düşük fiyatta olması gerektiğini düşünüyorum. Yeni gaz boru hatları da inşa etmemiz gerekiyor" dedi. Tanap'ın Türkiye'ye daha fazla doğal gaz getirilmesi için gündemde olan projelerden biri olduğunu, Ukrayna krizi nedeniyle Rusya ile yeni enerji müzakeresi yapmak için iyi bir zaman olduğunu kaydeden Ak, nükleer enerjinin de Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu belirterek "Nükleer enerji santrallerini kurabilirsek yenilenebilir enerji kaynakları da ekonomimiz için yeterli olur. Hükümetin onları bekleyen zorlu görevleri var. Tekrar seçimler de var. Bilmiyorum nasıl yol alacağız ancak gazı daha ucuz fiyatlardan almamız gerekiyor" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN KAYNAK ÇEŞİTLİLİĞİ MEVCUT'
Türkiye'nin son yıllarda gaz kaynaklarını çeşitlendirdiğini kaydeden Simons, Rusya'dan Türkiye'ye yeni sıvılaştırılmış doğalgaz hattının açılmasının da gündemde olduğunu ifade ederek "Türkiye'nin yeterince kaynak çeşitliliği mevcut" dedi.
'SABİT KALACAK TEK ŞEY HÜKÜMETLERİN ROLÜ'
"Eski ve yeni teknolojinin entegrasyonu gerekecek. Enerji çeşitliliği böyle olacak. Başarılı enerji şirketleri önümüzdeki 30-40 yıl için ikisini de entegre eden enerji şirketleri olacaktır. Bu geçiş tüm dünyada aynı olmayacak. Ülkeden ülkeye farklılıklar olacak. Bu kullanıma yeni başlayan ülkeler arasında farklılıklar olacaktır. Sabit kalacak tek şey hükümetlerin rolüdür. Enerji piyasasının şekillendirilmesinde hükümetler hep merkezi role sahip olacaktır. Kimse aslında sürekli olarak çeşitlenen enerji ortamında neyin işe yarayacağını bilemiyor. Tek bildiğimiz şey birlikte çalışmamız gerektiği. Politika yapıcılar ve şirketler ve toplumun geniş kesimleriyle birlikte çalışarak enerji sektörünün karmaşıklığını anlamak önemli, anlayalım ki tüm dünya için güvenli enerji sunabilelim."
'PARİS İKLİM KONFERANSI'NIN BAŞARISI HÜKÜMETLERE BAĞLI'