Bülent Arınç, Başbakan Yardımcılığı görevini, Geçici Bakanlar Kurulu'nda bu göreve getirilen Tuğrul Türkeş'e devretti. Çankaya Köşkü'ndeki devir teslim, basına kapalı gerçekleşti.
Öte yandan MHP lideri Devlet Bahçeli ve partisinin seçim hükümetine girmeme kararına rağmen Ahmet Davutoğlu’nun bakanlık teklifini kabul eden Türkeş, Milliyet'e konuştu. Kararını 'siyasi intihar' olarak niteleyen Türkeş, tercihinden pişman olmadığını söyleyip Bahçeli'yi eleştirdi. Partisinden ihracı istenen Türkeş aldığı, kararını şu ifadelerle gerekçelendirdi:
“Bir siyasi intihar da yaptım. Belki iki buçuk ay sonra, hükümetin görev süresi bittiğinde siyasetten uzaklaşmış durumda da olacağım. Ama bu riskleri böyle dönemlerde almazsanız ne zaman alacaksınız? Bu hem anayasal zorunluluk hem de ülkenin geçtiği durumdan dolayı bir mecburiyettir. Üç hafta sonra belki beni listeye koymazlar. Ben de siyaseti bırakır köşeme çekilirim. Ben terörle mücadeleyi milli bir mesele olarak alıyorum. Aldığım tutuma yüzde 90 takdir mesajları aldım. MHP’li troller de eleştirdi ama bunlar yüzde 10’u bile geçmiyor.”
'BABAM SAĞ OLSAYDI, HÜKÜMET ÇOKTAN KURULMUŞTU'
Partinin, kurucusu olan babası Alpaslan Türkeş'in çizgisinden de saptığını savunan Türkeş, “MHP’yi bırakmam söz konusu olamaz. MHP babamın partisi. Ben Türkeş çizgisini izliyorum. Parti bugün o çizgide değil. Alparslan Türkeş sağ olsaydı Türkiye’de üç aydır hükümet vardı. (…) Şimdi Türkeş’in kemiklerinin sızlamasından söz ediliyor. Kimin sızlattığı ortadadır" ifadelerini kullandı.
Bu doğrultuda Bahçeli’nin 7 Haziran seçim akşamından itibaren tüm koalisyon görüşmelerine kapıyı kapatmasını eleştiren Türkeş, Bahçeli'nin eskiden her konuda kendisini çağırmasına rağmen bu konuda kendisinin dışlandığından dert yandı:
"Geçmişte kritik süreçlerde Başkanlık Divanı’na en azından danışırdı. 7 Haziran gecesi, ‘15 Kasım’da seçim olsun’ diyerek istişare mekanizmasını kapatmıştır. İlerleyen günlerde partide Başkanlık Divanı toplantısı yaptığında Meclis’ten Oktay Öztürk’ü (MHP Genel Başkan Yardımcısı) çağırdı ama beni çağırmadı. Bu dışlayıcı bir üslup değil midir? Bu sağlıklı bir yaklaşım mıdır? Böyle bir parti yönetme tarzı olabilir mi?”
'HER ŞEYE HAYIR DİYOR'
Nitekim Bahçeli’nin her şeye hayır dediğini öne süren Türkeş, "Koalisyona hayır, azınlık hükümetine hayır, dışarıdan desteğe hayır, başbakanlığa hayır… Her şeye hayır denilmesinin de bir izahının olması gerekir. Peki ne olacak? MHP’liyiz. Ama bu partide yanlışlar da söylenebilmeli. Demokratik bir partide bunu yapabilmeliyiz. Yapılamıyorsa demokratik bir parti değildir" dedi.
Bunlarla birlikte Türkeş kendisini partiden kovamayacaklarını da savundu ve transfer teklifi almadığını söyledi:
“Kırgın değilim. Ben hâlâ MHP’li milletvekiliyim. Devlet Bahçeli de hâlâ benim genel başkanım. Hâlâ Sayın Bahçeli’ye saygım var. Sayın Bahçeli beni seçimde listeye koymayabilir, genel başkan yardımcılığı görevinden de alabilir. Ama beni MHP’den atamaz. MHP benim babamın partisidir."
'PADİŞAH DA ATATÜRK'Ü AZLETMEYE KALKMIŞTI'
Bu arada Türkeş, idolü olan Mustafa Kemal Atatürk gibi davrandığını söyledi:
“Haşa yanlış anlaşılmasın kendimi onun yerine koyuyor ya da kıyaslıyor gibi algılanmasın ama padişah da Atatürk’ü azletmeye kalkmıştı. Ama padişahın bu girişimi ne Atatürk’ün değerini düşürdü ne de yaptığı görevi küçülttü. Rahmetli babam 1938 Harp Okulu mezunuydu. Babamın bütün siyasi hayatına baktığınızda idolü Atatürk’tür. Ben de Gazi Mustafa Kemal’i model alıyorum, hep aldım.”