“Suriye’de siyasi çözüm arayışındayız ama bu, (Suriye Devlet Başkanı) Beşar Esad’ın dahil olmadığı bir siyasi çözüm. Suriye’de kapsayıcı demokratik bir yönetime götürecek kredibilitesi olan siyasi bir süreç ortaya koyma ve çatışmaları sona erdirme noktasında, ortak bir nokta bulabildiğimiz müddetçe, bunu destekleriz. Ancak bu Esad’ı içeremez.”
Toner Suriye’de ‘ılımlı muhaliflerin’ güçlenmesi ve büyümesinin devamını istediklerini de tekrarladı.
Öte yandan Toner, İran’ın ‘Esad rejimine’ desteğe devam etmesinin kabul edilemez olduğunu savundu:
“Şunda açık olalım: Savaşın çözümü noktasında herhangi bir barışçıl çözüm veya ilerlemeye Esad rejiminin dahil olması mümkün değil. İran yapıcı bir rol oynayacaksa bu, Esed rejimini desteklemeyen bir şey olmalı. Tüm kötülüklerin kökeni Esad rejiminden geliyor. Bugün bizim ve Suriye halkının içinde bulunduğu koşulları yaratan Suriye rejimi. Dolayısıyla rejime örtülü veya açık herhangi bir destek başarısız bir girişim olur.”
Bu arada Toner’a, Rusya’nın Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile mücadeleye dahiliyetini olumlu bulacaklarını söylediği hatırlatılarak, Rusya’nın koalisyon çabalarına ne ölçüde katılacağı, hava saldırılarının bunları içerip içermeyeceğine ilişkin ayrıntılar soruldu.
Rusya’nın, IŞİD karşıtı çabalara henüz çok fazla katılmadığını söyleyen Toner, “Tabii ki Rusya’nın daha fazla müdahil olmasını isteriz. Ancak şu noktada bu konuda halen görüşmelerimiz sürüyor” ifadesini kullanmakla yetindi.
ABD ile Rusya’nın Suriye’de kimyasal silah saldırılarının faillerinin ortaya çıkarılmasını amaçlayan BM tasarısı üzerinde anlaştığını da hatırlatan Toner, tasarının bu rahatsız edici konuda önemli bir ilerleme anlamına geldiğini kaydetti.
Toner, Lavrov'un, ''ABD Başkanı Barack Obama, İran'dan gelebilecek nükleer tehdit ortadan kalkarsa, Avrupa'da füze kalkanına ihtiyaç kalmayacağını söylemişti. Görünen o ki Obama yalan söylüyormuş'' şeklindeki açıklamasını da değerlendirdi.
''Lavrov, Obama'nın Avrupa'daki füze kalkanı hakkında yalan söylediğini ifade etti. Bu, en iyi ihtimalle okumada seçiciliktir. Kötü ihtimalle de, gerçeklerin kasıtlı olarak görmezden gelinmesidir'' diyen Toner şöyle devam etti: ''Obama 2009'da Avrupa'daki füze kalkanının ABD ve müttefiklerinin Ortadoğu'dan gelebilecek balistik füzelere karşı savunulması için gerekli olduğunu söylemişti. İran'la varılan anlaşmada, bütünüyle uygulanması halinde sadece nükleer bomba sorununu çözecek. Ancak İran'ın balistik füzeleriyle ilgili tehdidi ortadan kaldırmayacak.''
Diğer taraftan ABD tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) sunulan ve Suriye'de kimyasal silah kullananların tespit edilmesini isteyen karar tasarısı Rusya’nın da desteğiyle bugün oylamaya sunulacak.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, saat 10.00'da (TSİ 17.00) oylanması planlanan karar tasarısında, saldırıların faillerinin belirlenmesi için BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'dan, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Genel Direktörü Ahmet Üzümcü ile koordineli bir şekilde ortak soruşturma mekanizması oluşturarak onay için 20 gün içinde Konsey'e sunması isteniyor.
Tasarıda, Konsey'in onay vereceği soruşturma ekibinden, Suriye'de klorin gazı da dahil her türlü zehirli kimyasalın silah olarak kullanılmasıyla ilgisi olan, kullanan, organize eden, kimyasal madde sağlayan tüm birey, grup ve hükümetleri tespit ederek, ilk raporunu 90 gün içinde BM Genel Sekreteri'ne sunması talep ediliyor.
Tasarının kabul edilmesi için 15 üyeli Konsey'de en az 9 ülkenin olumlu oy kullanması ve daimi temsilciler ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere'nin tasarıyı veto etmemesi gerekiyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Malezya'da yaptığı açıklamada, söz konusu tasarı üzerinde Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile anlaşmaya vardıklarını açıklamıştı.