‘CUMHURBAŞKANIMIZ VE BAŞBAKANIMIZIN BU KONUDAKİ TAVRI ORTADAYKEN'
Topçuoğlu şunları söyledi: ''Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın bu konudaki tavrı ortada iken böyle bir mücadelede ilgili bürokratların nasıl böylesine bir tavra girdiğini anlamamız mümkün değildir. O katiller kırmızı bültenle aranması gerekirken hala serbest bir şekilde istedikleri yere gidebilmekteler. Belki ülkemize bile gelmekteler. Hangi davada görülmüş ki mahkemenin aldığı kırmızı bülten kararı Dışişleri Bakanlığı'na sorulsun? Velev ki soruldu, nerede görülmüş ki bakanlığın 10 vatandaşın katili sanıklarla ilgili kırmızı bülten kararını engellesin?''
Topçuoğlu, Adalet Bakanlığı'nın, mahkemeye sunduğu cevapta 'kırmızı bülten formlarıyla ilgili değerlendirmelerinin devam ettiğini' bildirdiğini belirterek, ''Adalet Bakanlığı bağımsız mahkemelerin vermiş olduğu bir karar hakkında değerlendirmede bulunma hakkına sahip değildir. Bu adaletsizlik, bizleri en az İsrail'in zalimliği kadar yaralamıştır'' dedi.
Topçuoğlu, bu nedenle yaşadıkları adaletsizliği adli makamlara taşımak için kırmızı bülten formlarının Interpol'e gönderilmesine engel olanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Açıklamanın ardından grup adliyeye giriş yaparak, savcılığa suç duyurusunda bulundu.
11 müştekinin yer aldığı dilekçede, 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen yakalama kararını yerine getirmeyen Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile savcılık tarafından tespit edilecek sorumlular hakkında ‘görevi kötüye kullanma' suçundan dava açılıp cezalandırılmaları talep edildi.
‘BÜLENT ARINÇ, SEN DE BİR ERKEK OLARAK SUSMASINI BİL'
Öte yandan olay tarihinde Bülent Arınç'ın Başbakan'a vekalet ettiğini ve katıldığı bir televizyon programında İHH'yı eleştirdiğini hatırlatan Topçuoğlu, bir süre önce TBMM'de yaşanan 'sus' polemiğinden de yola çıkarak şu eleştiriyi getirdi: "Geçenlerde çok üzücü açıklamalarda bulundu. Şunu söyleyeyim biz şehit aileleri olarak, hiç kimsenin aklına muhtaç değiliz. Bizleri hiçbir güç, hiçbir kurum yönlendirmemektedir. Bunu buradan kendisine iletirken, 'Beyefendi, sen de bir erkek olarak lütfen susmasını bil' " ifadesinde bulundu.