Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev, Slovenya Radyo ve Televizyon Kurumu’ndan gazeteci Vlasta Yeseniçnik'in sorularını yanıtladı.
Batı ile Rusya arasındaki ilişkiler şu anda karmaşık. Bu koşullarda, Rusya’nın her zaman desteklediği Lizbon’dan Vladivostok’a kadar ortak ekonomik alan fikrine dönmek mümkün mü?
Elbette mümkün. Rusya’nın Avrupa ve bazı diğer ülkelerle ilişkilerinde çok karmaşık duruma sahip olmamıza rağmen. Sadece Rusya-Avrupa işbirliğiyle ilgili konuşacağım: Avrupa Birliği ne olursa olsun bizim en büyük ortağımız. Doğu Asya bölgesi ülkeleri değil, Pasifik bölgesi değil, Avrupa Birliği’dir bizim en büyük ortağımız. Evet, karşılıklı ticaretimiz düştü, ancak buna rağmen hacmi yüzlerce milyar euroya ulaşıyor ve bu ticaret yine de en üst seviyede bulunuyor. Bu, birbirimize ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor. Avrupa Rus pazarına ihtiyaç duyuyor, Rusya ise Avrupa’yla işbirliğine ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden ortak ekonomik alan fikri hiçbir yere kaybolmadı. Ekonomik anlamda kesinlikle makul bir fikir.
Ukrayna konusuna geçelim. Ukrayna, günümüz Avrupa’nın en büyük sorunlardan biri. Ülkede kriz bir buçuk yıldır devam ediyor. Beklentileriniz nedir? Ukrayna krizinin gözle görülür gelecekte çözüme kavuşturulması şansı var mı sizce?
Var. Birincisi, Ukrayna krizi yapay bir nitelik taşıyor ve bu krizden Ukrayna’nın eski ve yeni yönetimi sorumlu. Eskiler, ülkede düzeni sağlayamadı, yenileri iç savaşın doğmasına neden oldu. Bunun hesabını Ukrayna halkı sormalı. İkincisi, Ukrayna krizi sadece Ukrayna’nın içinde Ukraynalılar tarafından çözüme kavuşturulabilir. Rusya Federasyonu değil, Avrupa Birliği değil, ABD değil, sadece Ukraynalıların kendileri bunu çözer. Müzakere masasına oturmalı ve tüm konularda anlaşmaya varmalı. Yönetim, Minsk anlaşmaları çerçevesinde esneklik sergilemeli. Ukrayna’nın güneydoğusunda özerklikle ilgili olanlar dahil almaları gerektiği kararları almalılar. Elbette Ukrayna’nın güneydoğusunda faaliyet gösteren milisler ve siyasi güçler, uzlaşma eğilimi sergilemeli ve Ukrayna yönetimiyle anlaşmaya gitmeliler. Bu takdirde Ukrayna topraklarına barış gelir. En önemlisi de budur, bu olmayacaksa hepimiz çok üzücü bir sürecin şahidi olacağız. Gerçi şimdi de üzücü ancak gerçekten dramatik nitelik kazanabilir.
Bildiğiniz gibi, Slovenya Güney Akım projesine katılmayı planlıyordu. Rusya, bu yılın başında projeden vazgeçti, şimdi de Türk Akımı projesi üzerinde çalışıyor. Doğalgaz boru hattının inşaatı konusunda Moskova ve Ankara henüz hükümetlerarası anlaşmaya varmadı. Diğer taraftan, Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmaya çalışan Avrupa var. Türk Akımı’nın kaderi şu anda ne durumda?
Önce Güney Akım’ı anlatayım. Güney Akım, Brüksel’deki bürokrasinin kurbanı oldu. Maalesef, bu böyle oldu. Onu hayata geçirmeye hazırdık, bir sürü hazırlık yaptık, büyük paralar harcadık. Denizde inşaatı başlatmaya hazırdık, ancak Brüksel’deki yetkililer, buna onay veremeyeceklerini söylediler. Aslında bu konuyu uzattılar. Bulgaristan da bir karara varamadı ve bu proje öldü. Bu birincisi.
İkincisi, Türk Akımı’na gelince; bu kesinlikle Güney Akım’ın alternatifidir ve biz bu projeye iyimser bakıyoruz. Evrakların bir kısmı imzalandı, ancak hükümetlerarası bir anlaşma yok. Evet, gerçekten de imzalanmadı. Nedeni de Türkiye’de şu anda hükümetin olmaması. Türkiye’deki ortaklarımız, meslektaşlarımız önce hükümet kurmalılar. Bazı deneyimlerin de gösterdiği gibi bu kolay bir iş değil. Onlarla müzakereler devam ediyor. Umarım, tüm siyasi sorunlar giderildikten sonra, siyasi süreç tamamlandığında, tüm konularda nihai anlaşmaya varırız.
