Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), Suriye’de ‘Kürt Kuşağı’ oluşturulma ihtimalini analiz eden rapor hazırladı. ORSAM araştırmacılarından Oytun Orhan'ın hazırladığı ‘Suriye’de Kürt Kuşağı Mümkün mü?’ adlı raporda, Suriye'nin kuzeyindeki Kürtlerin Kobani-Afrin bağlantısını sağlayarak bütüncül bir bölge oluşturma hedefini gerçekleştirme ihtimali tartışıldı. Suriye’deki Kürtlerin bütüncül bir bölge oluşturması mümkün mü? YPG, yönetimin zayıflaması ve IŞİD baskısının azalmasıyla beraber kontrol ettiği bölgeleri genişletebilir mi? ABD, sınırda bir Kürt bölgesi oluşturulması için destek veriyor mu? Suriye’nin kuzeyinde, YPG kontrolünde bir Kürt bölgesinin kurulma olasılığı Türkiye açısından bir tehdit oluşturur mu? Türkiye böyle bir girişim karşısında askeri müdahaleye başvurur mu? Oytun Orhan bu soruların cevabını Sputnik’e verdi.
‘OLUŞTURULACAK KÜRT BÖLGESİ, TEL ABYAD’IN ALINMASIYLA GÜNDEME GELDİ’
Tel Abyad'ın YPG tarafından ele geçirilmesinden önce Kuzey Suriye hattının tamamını kapsayan bütüncül bir Kürt coğrafyası oluşması ihtimalinin konuşulmadığını kaydeden Orhan, şunları söyledi:
“Buradaki doğal dengeyi değiştiren ve Kürt kuşağının oluşmasını mümkün kılacak etken, ABD'nin Kürtlerle birlikte bu mücadeleye dahil olması oldu. Kobani'de IŞİD'e karşı sağlanan başarı, ABD’yi YPG'ye destek konusunda daha fazla teşvik etti. YPG, ABD'nin kara gücüne dönüştü. Kobani sonrası sağlanan başarı, yakın işbirliğini beraberinde getirdi ve Tel Abyad'ın ele geçirilmesi operasyonunda bu iki aktör birlikte hareket etti. Kentin ciddi bir dirençle karşılaşmadan YPG kontrolüne girmesiyle, burada bir Kürt bölgesinin oluşması ciddi bir olasılık olarak gündeme geldi.”
‘SÜREÇ ‘KÜRT KUŞAĞI’ İLE SONUÇLANABİLİR’
“Tel Abyad’ın ele geçirilmesiyle beraber şu gördük. Demografik yapı Kürtlerin lehine olmasa dahi IŞİD'ten doğacak boşluktan Kürtlere karşı direnç gösterebilecek bir yapı yok” diyen Orhan ekledi:
‘TÜRKİYE HEM IŞİD’İ, HEM DE YPG’Yİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR’
Orhan’a göre Türkiye, IŞİD ve YPG’nin Suriye sınırındaki varlıklarını tehdit olarak algılıyor:
“Tel Abyad öncesine kadar IŞİD ve YPG güçleri arasında bir denge söz konusuydu. Bu da Türkiye açısından şimdiki kadar risk ya da tehdit olarak algılanmıyordu. Fakat bu iki örgütten birinin diğerine karşı aşırı üstünlük sağlayıp güç dengelerini, ABD desteğiyle birlikte alt üst etmesi, Türkiye'deki tehdit algısını körükledi. Burada temel mesele bir Kürt bölgesinin ortaya çıkmasından ziyade, tek bir aktörün tüm sınırı kontrol etmesi. Bu daha büyük bir risk. Tersi bir durum olsaydı ve IŞİD, bütün Suriye sınır hattını kontrolüne aldıktan sonra burayı, ‘hilafet devleti’ne dönüştürseydi, bu durum da Türkiye'nin tehdit algısını aynı düzeyde körüklerdi.”
‘ASKERİ MÜDAHALE İHTİMALİ, YÜKSEK RİSK İÇERİYOR’
Sınır hattında oluşturulacak Kürt bölgesinin,, Türkiye'nin kendi iç güvenliğinin, toprak bütünlüğünün ve çözüm sürecine ilişkin pozisyonunun altını oyacak bir gelişme olarak algılandığını belirten Orhan, şunları söyledi:
‘YEREL MÜTTEFİK GÜÇLERE İMKAN SAĞLANABİLİR’
Orhan’a göre Türkiye’nin Suriye’ye düzenleyeceği olası bir operasyonda, başarı şansının daha az olduğu ikinci bir seçenek var:
“Türkiye sınır güvenliğine odaklanarak, buradaki yerel unsurlar üzerinden IŞİD'e karşı bir denge oluşturma veya bu bölgelerin kendisine müttefik güçler tarafından kontrol edilmesine imkan sağlayacak yardımları yapabilir. Gerektiğinde sınır ötesinden askeri destek vererek bunun koşullarını hazırlayabilir. Bu seçeneğin riski az olsa da, özellikle IŞİD'in bu kadar güçlendiği bir ortamda başarı şansı daha zayıf.”
‘TÜRKİYE, BÜTÜN SINIR HATTININ YPG TARAFINDAN KONTROL EDİLMESİNE İZİN VERMEZ’
Orhan, mevcut atmosfer içerisinde Türkiye’nin aldığı tavrı ise şöyle değerlendirdi: