'HER KONUDA ANLAŞILMADAN HİÇBİR KONUDA ANLAŞILMIŞ SAYILAMAZ'
9. turu gerçekleştirilen müzakerelerde, önemli ilerlemeler kaydedilmesine rağmen özellikle 'yaptırımlar ve denetimler' konusunda halen çözülmeyi bekleyen sorunların bulunduğu belirtiliyor. Sorunların çözülebilmesi için tarafların zamana ihtiyacı bulunduğu ve bu nedenle müzakerelerin 9 Temmuz'a kadar uzayabileceği konuşuluyor. Uzmanlar, "Her konuda anlaşılmadan hiçbir konuda anlaşılmış sayılamaz" esası üzerine yürütülen müzakerelerin bir kaç gün uzatılabileceği görüşüne yer veriyor.
ZARİF: ZAMAN DEĞİL İYİ BİR ANLAŞMAYA ULAŞMAK ÖNEMLİ
Nitekim İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de, 'zamanın değil iyi bir anlaşmaya ulaşmanın önemli olduğunu', İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Başmüzakereci Abbas Arakçi ise müzakerelerin 'bir kaç gün uzayabileceğini' söylemişti.
Bilindiği üzere İran, ekonomik yaptırımlar nedeniyle yaklaşık 100 milyar dolara ulaşan dondurulmuş varlıklarının serbest bırakılmasını istiyor ve bu nedenle de, yaptırımların tamamen ve hemen kaldırılmasında ısrar ediyor. İran, anlaşmanın kabul edilmesinden hemen sonra tüm yaptırımların kaldırılmasını, 5+1 ülkeleri ise İran'ın yükümlülüklerini yerine getirdiğinin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) denetçileri tarafından onaylamasından sonra ve kademeli olarak kaldırılmasını savunuyor.
ABD, AB ve BM tarafından uygulanan İran'a yönelik yaptırımların kaldırılmasına ilişkin prosedür, anlaşmanın önündeki en büyük engellerden birisini oluşturuyor. Anlaşmada yaptırımların kaldırılacağı yönünde yükümlülük altına girilse de, özellikle ABD Kongresi'nde çoğunluğu ele geçiren İsrail yanlısı Cumhuriyetçilerin Başkan Barack Obama'ya rağmen yeni yaptırımlar getireceği yönündeki tehditleri sorunu büyütüyor. Yaptırımların kaldırılması hedefini ABD iç siyasetine kurban etmek istemeyen İran ise ABD yönetiminden yaptırımların kaldırılması konusunda garanti istiyor.
5+1 ülkeleri, 'nükleer tehdit' olmasını önlemek istedikleri İran'dan nükleer denetim ve işbirliğinin artırılmasını bekliyor. Bu kapsamda askeri tesislerin denetlenmesi, nükleer alanında çalışan bilimadamlarıyla görüşme ve geçmişteki nükleer faaliyetler hakkında bilgi verilmesini talep eden Batı, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nın (NPT) Ek Protokolü'nün uygulanmasını istiyor. Söz konusu protokol, denetçilere haber vermeden tesislerde denetim yapma, gerekli gördüğü durumlarda bilgi ve belge talep etme, nükleer bilim adamı ve uzmanlarla görüşebilme ve nükleer tesislerin güvenlik kamerası görüntülerine ulaşabilme imkanı veriyor.
İran'ın Parçin askeri tesislerinde nükleer silahla ilgili deney yaptığı ve nükleer silahlarla sınırlı ateşleme mekanizması bulunduğu şeklindeki iddialar UAEK raporlarında yer almıştı.
ABD KONGRESİ'NDEN YAPTIRIM TEHDİDİ
ABD Senatosu ve İran Meclisi'nin yaptırım ve denetim tehdidi içeren yasal düzenlemeler yapması müzakereleri olumsuz etkiliyor.
ABD Senatosu'nda kabul edilen yasa, Kongreye İran ile yapılacak anlaşmayı 30 gün içerisinde gözden geçirme yetkisi tanıyor. Buna göre nihai anlaşma sağlandıktan sonra Başkan Obama, anlaşmanın nihai metnini Kongre'ye sunacak ve Kongre'nin bir ay içinde anlaşmayı gözden geçirmesini bekleyecek. Bu süre zarfı içinde Obama, anlaşmanın şartlarını yerine getirebilmek için herhangi bir eylemde bulunamayacak.
Obama, Kongre'nin gözden geçirip onaylamasından sonra yaptırımların aşamalı olarak anlaşmaya uygun şekilde kaldırılmasına yönelik eyleme geçebilecek. Eğer Kongre anlaşmayı reddeden bir tasarı geçirirse, Obama 12 gün süre içerisinde bu tasarıyı veto edebilir. Sonraki 10 gün içerisinde de Senato'nun, Obama'nın vetosunun önüne geçmek için red tasarısını üçte ikilik çoğunlukla, yani en az 67 senatörün desteğiyle kabul etmesi gerekiyor. Bir başka ifadeyle Obama'nın, vetosunu korumak için 34 senatörü ikna edebilmesi yeterli olacak.
İRAN MECLİSİ'NDEN KARŞI HAMLE
İran Meclisi de, ABD Senatosu'nun hamlesine karşılık olarak UAEK'nın askeri, güvenlik ve nükleer olmayan diğer hassas tesislere girişiyle bilim adamlarına ve belgelere erişimini yasaklayan 'Nükleer Hakların Korunması Tasarısı'nı kabul etti. Buna göre askeri, güvenlik ve nükleer olmayan hassas mekanlara her türlü erişim ile nükleer bilim adamlarına ve belgelere erişim yasaklandı.
Barışçıl nükleer bilim ve Ar-Ge çalışmaları için herhangi bir kısıtlama kabul etmeyen yasaya göre, nükleer olmayan tesislerin denetimi Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi'nin iznine tabi olacak.
2 NİSAN LOZAN UZLAŞMASI
İsviçre'nin Lozan kentinde 2 Nisan'da varılan uzlaşmaya göre İran, gelecek 10 yıl boyunca sadece Natanz nükleer tesisinde uranyum zenginleştirecek. Bunun dışındaki tesislerde bulunan santrifüjler depoya kaldırılacak.
Çalışır durumdaki santrifüj sayısı üçte iki oranında azaltarak 6 bin civarına indirecek ancak bunların sadece 5 binini zenginleştirme işleminde kullanabilecek.
İran, gelecek 15 yıl süresince yeni uranyum zenginleştirme tesisi yada ağır su reaktörü inşa edemeyecek.
10 bin kilogram olan zenginleştirilmiş uranyum stokunu 300 kilograma indirerek 15 yıl süreyle bu miktarda tutacak, geri kalanının Rusya'ya gönderecek.
Fordo nükleer tesisinde 15 yıl süreyle santrifüj ve fisil madde bulunduramayacak ancak bilimsel deney yapabilecek.
MÜZAKERE SÜRECİ
İran ile 5+1 ülkeleri arasında 24 Kasım 2013 tarihinde İsviçre'nin Cenevre kentinde geçici bir anlaşmaya imza atıldı. Nükleer faaliyetlerin kısıtlanması karşılığında yaptırımların gevşetilmesini öngören anlaşmaya göre 20 Temmuz 2014 tarihine kadar kapsamlı bir anlaşmaya ulaşması hedefleniyordu. Bu kapsamda Şubat-Temmuz 2014 arasında gerçekleştirilen yedi turlu müzakereler sonucunda taraflar arasındaki 'derin farklılıklar' bulunduğu gerekçesiyle süreç 4 ay uzatıldı. Ağustos-Kasım 2014 arasında dört ay boyunca yürütülen müzakerelerde ilerlemeler kaydedildi. Ancak kapsamlı bir çözüme ulaşılamadı ve müzakereler 7 ay daha uzatıldı.
Taraflar, 2 Nisan 2015'te İsviçre'nin Lozan kentinde 'çerçeve uzlaşmaya' vardıklarını ve kapsamlı anlaşma metninin 30 Haziran'a kadar yazacaklarını açıkladı.