UNHCR tarafından yayımlanan rapora göre, 2014’ün sonu itibariyle evlerini terk edenlerin sayısı 59,5 milyonu buldu. Böylece, 2014 yılında evlerinden kaçmak zorunda kalanların sayısı, bir önceki yıla göre 8,3 milyon kişi arttı.
Rapora göre 2014’te 1,59 milyon mülteciyi kabul eden Türkiye, dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda.
Peki bu yük, Türkiye’de daha çok hangi alanlarda hissediliyor? Göçmenlerin Avrupa ülkeleri arasında dağılması fikri, Türkiye’de nasıl değerlendiriliyor? Ankara, tartışılan “kota sistemi” hakkında ne düşünüyor?
Konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı’na konuşan UNHCR Türkiye Dış İlişkiler ve Enformasyon Müdürü Selin Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sayın Yüksek Komiser Guterres dün Türkiye’ye geldi. Bugün de biz Küresel Eğilimler raporu yayınladık. Raporun lansmanını Türkiye’de yapmak istedik çünkü Türkiye, dünyadaki en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke.
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde, gene Türkiye’nin mültecilere karşı izlemiş olduğu yardım politikası dolayısıyla teşekkür etmek ve aynı zamanda tekrar dünyaya mesaj vermek istiyoruz. Zira, bu sadece sınır ülkelerinin yardımıyla sınırlı kalmamalı. Tüm dünyanın yardım etmesi gereken bir noktadayız. Dünyaya baktığımızda bugün 59,5 milyon kişinin zorla yerinden edildiğini görüyoruz. Bu, bir önceki yılın sonunda 51,2 milyon, 2014 sonu itibariyle de 59,5 milyon oldu.
Maalesef, hiçbir şey iyiye gitmiyor. Bu insanlara sosyal, psikolojik destek verilmeli, çocukların okula erişimlerini sağlamak için programlar olmalı. Gelecekleri için çalışma şansı gibi, mültecilere verilecek haklar, dünyadaki ülkelerin politikalarına yansımalı. Zira, mülteciler geliyorlar ama ülkelerindeki problemler, o kadar kısa sürede çözümlenemeyebiliyor. Diğer yandan, dünyada var olan çatışmalara ek olarak, yeni çatışmaların da oluştuğunu görüyoruz. Dünyanın her bölgesinde çok ağır acılara tanık olunan savaşlar ve çatışmalar karşımıza çıkıyor. Bu, global bir durum ve maalesef gün geçtikçe herkesi etkileyecek boyutlara ulaşıyor.
Son zamanlarda Avrupa ülkelerinde kaçak göçmen ve mültecileri kabul edip etmeme konusu tartışılıyor. Avrupa Komisyonu, bu konuda bir kota sistemi hazırlayıp açıklamıştı. Göçmenlerin dağılımı, en fazla göçmen alan ülkeleri rahatlatacak gibi görünüyor. Türkiye bu tarz düzenlemelere nasıl bakıyor?
"Bu sorun, özellikle Akdeniz’de yaşanan trajik ve dramatik olaylardan sonra gün yüzüne çıktı. Çünkü bugün Akdeniz’de, Aden Körfezi’nde ya da Kızıl Deniz’de tehlikeli deniz yolculuklarına çıkan mültecilerin sayısındaki ciddi artış, maalesef dünyadaki çatışmaların çok belirgin sonuçları arasında yer alıyor. Bunlar devam ediyor ve maalesef bir sonu yok.
Farklı şekillerde dayanışmalar olmalı. Avrupa’da bir kota sistemi konuşuluyor, farklı insani yardım programları konuşuluyor. Burs programları, üniversite çağındaki çocuklara yardımlar gibi programlar konuşuluyor. Bunlar tabi ki Türkiye tarafından destekleniyor, daha da fazlasına ihtiyaç olduğunu buradaki yetkililerden duyuyoruz. Tabi ki, kota sisteminin katkıları olacaktır. Ama bu, tek başına yeterli değil. Aile birleştirme, burs programları, insani yardım programları, kabul programlarıyla desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz."