Güneyindeki Rakka vilayetine 90 km, batısındaki Kobani'ye 60 km, doğusundaki Serekaniye'ye (Resulayn) 90 km uzaklıkta yer alan ve Türkiye-Suriye sınırının tam sıfır noktasında yer alması sebebiyle büyük önem taşıyan Tel Abyad'ın nüfusunun büyük bir kısmını Araplar oluşturuyor. Araplar'ı Kürtler ile Türkmen ve Ermeniler takip ediyor. 368 köyün, 10'u Türkmen, 5'i Ermeni, 68'i Kürt ve geriye kalanı da Arap köylerinden oluşuyor. Kent merkezinde nüfusun 40 bin ve köylerle birlikte toplam nüfusun 210 bin olduğu Tel Abyad'a bağlı doğuda Suluk ve güneyde ise Ayn İsa kasabaları var.
IŞİD ise 2013 sonlarına doğru kenti El Nusra ve Ahrar'u Şam'dan aldı. Kentte ‘radikal şeriat' ilan eden IŞİD'in denetimi ele geçirmesinin ardından çok sayıda Kürt tutuklandı. Gerekçe, YPG ile bağlantıları olmasıydı. Türkmen Meclisi de feshedildi ve yöneticileri tutuklandı. Tel Abyad, IŞİD için stratejik önem taşıyordu zira Avrupa'dan ve diğer ülkelerden örgüte katılımlar Tel Abyad Kapısı üzerinden oluyordu. IŞİD burada kaçakçılık faaliyetleri de gerçekleştiriyordu. Örgüt ayrıca bölgede büyük bir cezaevi de ‘kurdu.' IŞİD militanları, birçok kentte ‘yakaladıkları' kişileri, Tel Abyad'a getirip bu cezaevinde tuttu.
‘TEL ABYAD'I ALMAMIZ, SURİYE VE İNSANLIĞA VERİLMİŞ BİR MÜJDEDİR'
Sputnik adına gazeteci Hikmet Durgun'un görüştüğü Burkan El Fırat Güçleri'nin genel komutanı Hakkı Kobani, Tel Abyad'ı almalarının önemini şöyle anlattı: "Tel Abyad'ı almamız, başta Suriye halkı olmak üzere tüm insanlığa verilmiş bir müjdedir. Tel Abyad, Kobani ve Cezire kantonu arasında yer aldığı için bizler için çok stratejik ve önemli bir konumda. Bu kentin alınmasıyla Kobani üzerindeki abluka da kaldırılmış olacak. Kobani'nin bir sürü ihtiyacı bu bölgeden karşılaşmış olacak."
Tel Abyad'da ekmek fırını çalıştırdıklarını aktaran komutan Kobani, ‘sivil halkı korudukları' vurgusunu yaptı: "Kentte siviller var ve onlara zarar gelmemesi için dikkat ediyoruz. Sivil halkı, IŞİD'in yerleştirdiği mayın ve bomba tuzaklarından korumaya çalışıyoruz. IŞİD, kent merkezi ve köylere pek çok mayın ve bomba yerleştirmiş. Sivilleri bu konuda uyarıyoruz. Ayrıca zaten daha önceden de ‘IŞİD'e yardım etmemiş ve suç işlememiş kişilere karışmayacağız' açıklamasını yapmıştık."
YPG ve Burkan El Fırat Güçleri'nin, ‘Arap ve Türkmenleri kentten çıkardıklarına dair basında çıkan iddiaların kesinlikle doğru olmadığını ve bu tür haberlerin mevcut başarıyı reddetmek için ortaya atıldığını' savunan Kobani şöyle devam etti: "Neden Arap ve Türkmenleri çıkaralım ki? Onlar bu kentin insanı. Ayrıca biz halklara karşı değil IŞİD'e karşı mücadele veriyoruz. Bizim için tüm halklar kardeştir. Burkan El Fırat güçlerinde Araplar da var. Çatımız altında bulunan Suvar el Rakka örgütünün tüm üyeleri Araplardan oluşuyor. Yine Şems El Şemal örgütünde de Araplar var. YPG üyesi olan pek çok Arap da var".
Sputnik'e konuşan Suriye Türkmen Meclisi Tel Abyad Başkanı Ekrem Dadah ise kentte YPG ile IŞİD arasında yaşanan çatışmalar ve koalisyon bombardımanları nedeniyle binlerce Türkmen'in de Türkiye'ye göç ettiğini söyledi.
Dadah şunları anlattı: "Çatışmalar nedeniyle Türkmenler şimdi Akçakale'de. Tel Abyad'a geri dönmek için haber bekliyoruz. Tel Abyad'daki yetkililer bize, kenti mayın ve bombalardan temizledikten sonra sivillerin dönüşüne izin vereceklerini söyledi. Sanırım birkaç güne kadar geri dönüşler başlar. Şimdi sınırda binlerce kişi geri dönüş için bekliyor. Bazıları da kaçak olarak sınırdan geçiyor."
Dadah, Tel Abyad'da sivil bir yönetim istediklerini de vurguladı: "Kentin sivil bir idare tarafından yönetilmesini istiyoruz. Bu sivil yönetimde her kesim yer almalı. Kimse dışarıda bırakılmamalı. Sivil bir yönetim için birkaç gün içinde Arap, Türkmen ve Kürtler kendi aralarında Şanlıurfa'da veya Tel Abyad'da bir toplantı yapacaklar. Ben de bu toplantıya katılacağım."