Özgecan'ın katilleri hakim karşısına çıktı: Geçelim ağlamaları

Mersin'de üniversite öğrencisi  Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu 3 sanığın yargılanmasına Tarsus Adliyesi Konferans Salonunda başlandı. Başkanlığını Ercan Kumhak'ın yaptığı mahkemenin iki hakim üyesi kadın.

Gece saatlerinde Tarsus Adliyesine getirilen tutuklu sanıklar Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe, Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesince özel oluşturulan konferans salonunda hazır bulundu.

Kimlik tespiti sırasında sanık Altındöken ile babası Necmettin Altındöken sabıkaları olmadığını söylemelerine rağmen yapılan konrolde çıkması üzerine, bir avukat sanıkların yalan söylediğinin zapta geçirilmesini istedi. Hakim Ercan Kumhak, avukatın henüz müdahil olmadığını belirterek kendisinin izni dışında kimseye mikrofon uzatılmamasını söyledi.

Sanık Ahmet Suphi Altındöken, savunması öncesinde salonda görüntülü ve fotoğraflı kayıt alınıp alınmadığını sordu. Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak, "Bu senin yargılanmanla alakalı değil" dedi. Sanık Altındöken, "Sadece merak ettim" karşılığını" verince Hakim Kumhak, detayları avukatına sorması gerektiğini bildirdi. Kimlik tespitinin ardından iddianame sanıklara okundu.

SAVCI İNDİRİM YAPILMADAN ÜST SINIRDAN CEZA İSTEDİ

Savcı iddianamesinde Suphi Altındöken'in dört ayrı suçtan cezalandırılmasını, indirim yapılmamasını ve cezanın üst sınırdan verilmesini talep etti. Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe'nin de ‘müşterek fail' olarak nitelendirildiği iddianamede, iki sanık için de yine dört ayrı suçtan, indirim yapılamadan üst sınırdan ceza verilmesi istendi.

İDDİANAMEYE KARŞI ÇIKTI

Savunmasını yapan Altındöken, Özgecan Aslan'ı, Tarsus'taki bir alışveriş merkezinin önünden aldığını ve ilk olarak nöbetçi dolmuşçuya götürmek istediğini anlattı. Daha sonra genç kızın acelesinin olduğunu söylediğini ve 100 lira karşılığında onu gideceği yere direkt götürebileceğini teklif ettiğini söyleyen Altındöken, şunları anlattı:

"Parayı aldıktan sonra kimse görmeden otoban yoluna girdim. Sonra giderken 'sen bu yola neden girdin' diyerek arkadan kafama vurdu.  Sinirlenmesine gerek olmadığını belirttikten sonra yoldan geri dönüş yaptım, bu sefer de saçımı çekti. 'Bayan niye öyle yapıyorsunuz' dedim. Çantasından bir şey çıkardığını görünce sinirlendim. İddianamedeki gibi bir şey sıkmadı. Zaten sıksa arabayı kullanamam. El frenini çekerek aşağıya inmesini söyledim. İnmeyince arkaya geçtim. Yüzümü cırmalamaya başladı. Ben de karşılık verdim, sonra aracın boşluğuna düştü. Demir parmaklıklara geldi sanırım, isteyerek yapmadım."

Ahmet Suphi Altındöken, Aslan'ın yerden kalkmadığını görünce önce hastaneye gitmek istediğini, daha sonra babası ile arkadaşı Fatih Gökçe'yi aradığını belirterek, "Fatih'i arayarak, 'başım belada' dedim. Benle buluşmaya arkadaşıyla geldi. Arabayı süremiyordum, Fatih'e verdim. Sonra Fatih'in arkadaşının aracıyla babamın yanına gittik. Aracın içerisindeki kan bulanan koltuk başlıklarını topladım" dedi.

ARKADAŞINI SUÇLADI

Sanık Altındöken, araçtan koltuk başlarının sökülmesinin ardından eve girdiğini, çıktığı sırada Fatih Gökçe'nin araçtan kemerini düzelterek indiğini öne sürdü. Altındöken, "Bunu daha önce söylemedim. Araçtan inerken Fatih kemerini, fermuarını düzeltiyordu. Ne yapıyorsun diye sordum 'bir şey yok' dedi" diye konuştu.

Altındöken, evlerinin önünde minibüste sanık Gökçe'nin yönlendirmesiyle Aslan'ın öldürülmesine karar verildiğini öne sürerek, bunu nasıl yaptığını anlattı. Sanık, yine Fatih'in yönlendirmesiyle yüzündeki çiziklerden dolayı maktulün bileklerini kestiğini belirtti.

Altındöken, Hakim Kumhak'ın "Öldürdüğün sırada baban orada mıydı" diye sorusuna "Dışarı çıktı, görmedi. O sesi arabadan geliyor sandı" diye cevap verdi. Hakimin, "İfadelerinde babanın araçta olduğunu söylemişsin" demesi üzerine Altındöken, "Öyle misöylemişim" diye cevap verdi.

Sanık Ahmet Suphi Altındöken, cesedi alıp evden ayrıldıklarını, gömmek konusunda kararsız kaldıklarını bildirdi. Cesedi yakmaya karar verdiklerini, bu sırada kendisinin yine bidonla uğraştığını söyleyen Altındöken, "Fatih yine araçtan inerken 'kız güzelmiş' dedi. Bir şey yaptın mı diye sordum. Sakın ağzını açma, seni ihbar ederim diye cevap verdi" dedi.

 'ŞU AĞLAMALARI GEÇELİM'

Savunması sırasında sık sık ağlayan Altındöken'e, Mahkeme Başkanı Kumhak, "Şu ağlamaları geçelim" diyerek karşılık verdi. Altındöken ayrıca Fatih Gökçe'nin, olayı ortaya çıkarırsa ailesine zarar vereceği yönünde kendisini tehdit ettiğini ileri sürdü.

Sanık minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken, "Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürmek, başka bir suçu işleyememekten kaynaklanan infialle öldürme, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs, cinsel saikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak"la suçlanıyor. Babası Necmettin Altındöken ile arkadaşı Fatih Gökçe'ye yöneltilen suçlamalar da "Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek, bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürmek…" Savcılık üç sanık için de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istiyor.

3 sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 9 Eylül'e erteledi.

BİN AVUKAT BAŞVURDU

Özgecan Aslan için Türkiye genelinden bine yakın avukat baroya başvurdu. Ancak duruşmanın yapılacağı salon 100 kişilik olduğu için baronun seçimiyle belli sayıda avukat görevlendirdi. Özgecan Aslan'ın anne ve babasının ise duruşmaya katılmazken, aileyi temsilen amca Yaşasın Aslan'ın davayı izliyor.

Bu arada Mersin Barosu, cinayete karıştığı iddiasıyla ifadesi alınan 7 şüphelinin de yargılanması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Haklarında takipsizlik kararı verilen 7 kişi cinayete yardım etmek ve delilleri gizlemekle suçlanmıştı.

KADINLAR DESTEK İÇİN ADLİYEDE

Kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları, yakınlarını kadın cinayetlerinde kaybeden aileler de Türkiye'nin dört bir yanından davayı takip etmek için Tarsus'a geldi.  Ellerinde "Kadın katillerine tahrik indirimine hayır", "Özgecan'ın katilleri hesap verecek"  dövizleri taşıyan grup,  kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet cezasının yasalaşması için sloganlar attı.

 

ACILI AİLEDEN ‘ÖZGECAN YASASI ‘TALEBİ

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Sare Aydın Yılmaz, davayı takip için geldiği Mersin'de, Özgecan Aslan'ın ailesini Barış Mahallesi'ndeki evinde ziyaret etti.  Ziyaretin ardından açıklamada bulunan anne Songül Aslan, çok üzgün olduğunu, benzer olayların bir daha yaşanmaması için devlet yetkililerinden yardım istedi.

Olayın faillerinin hiçbir şekilde affedilemeyeceğini belirten anne Aslan, "Özgecan Yasası'nın çıkmasını istiyorum ben. Kızlarımız, kadınlarımız böyle olmasın. Adalet yerini bulsun istiyorum. Bir daha canlar yanmasın. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve eşi Emine Hanım olmak üzere bütün kadınlara teşekkür ediyorum. Allah razı olsun herkesten" diye konuştu.

 

 

Baba Mehmet Aslan da "Allah'ın sadece bir meleği insanların kalbini, yüreğini yakabiliyorsa bunun gereğini yerine getirmek mecburiyetindeler. Bu ülkenin tek istediği şey barış" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve parti liderlerinden "Özgecan Yasası" çıkarmalarını isteyen abla Beste Aslan da, "Özgecan Yasası'nın çıkmasını istiyorum. İndirim ve tahrik gibi şeylerin yer almamasını istiyorum. Benim kardeşim Özgecan için böyle bir şey söz konusu değil ama gündemde olmayan diğer vakalar için de aynı şey söz konusu olsun. Ben bunu istiyorum. İnsanlar sırf yargılanacakları için kadınlar sürekli tacize uğrarken, bunu dile getirmekten bile çekiniyorlar. Bunun son bulmasını istiyorum" şeklinde konuştu.

 

EVE DÖNERKEN ÖLDÜRÜLDÜ

Çağ Üniversitesi öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan 11 Şubat 2015 günü okuldan çıktıktan sonra evine gitmek üzere Mersin'e sefer yapan, sanık Ahmet Suphi Altındöken'in kullandığı minibüse binmişti. İddianameye göre sanık Atındöken, Özgecan Aslan'a cinsel saldırı amacıyla saldırdı, maktulün direnmesi üzerine darp etti. Genç kızın bayılmasının ardından arkadaşı Fatih Gökçe ile babası Necmettin Altındöken'i çağıran Altındöken'in genç kızı öldürdüğü, daha sonra üç sanığın anlaşarak cesedi yaktığı iddia ediliyor.