Rusya'yı ziyaret eden Suriye Müftüsü Şeyh Ahmed Bedreddin Hassun, Sputnik Haber Ajansı'nın sorularını yanıtladı.
Rusya'yı ziyaretinizin amacı nedir?
Rusya'ya ziyaretimin temel nedeni, "Rusya-İslam Dünyası" Stratejik Vizyon Grubu'nun Moskova'da Perşembe ve Cuma günleri yapılacak toplantısına katılmaktır. Bu toplantıda, Rusya'nın İslam dünyası ile ilişkilerini konuşacağız ve özellikle de Rusya'nın Arap dünyası ile işbirliği konusuna değinme niyetindeyiz. Ortadoğu bölgemizin Rusya ile ilişkilerinin kaliteli şekilde genişlemesini istiyoruz.
Rusya'nın Suriye'deki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Rusya'nın Suriye ve diğer Arap ülkelerindeki rolünü abartmak zor. Zira Moskova'nın savunduğu duruş, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinin Ortadoğu halklarının ve özellikle de Suriye'nin siyasi hayatına müdahalesine karşı olmasından ibaret. Moskova'nın dış politikasını, belirli bir ülkedeki siyasi sistemin korunması bağlamında konuşmak doğru değil. Rusya'nın Suriye'de sadece tek bir etnik veya dini grubu savunduğunu iddia etmek de doğru değil. Rusya, Suriye'de siyasal sistemi veya rejimi değil, hakikati destekliyor. Rusya, Suriye halkıyla birlikte. Bugün Suriye ve Rusya, ülkede uzlaşı ve barışın sağlanması için çalışıyorlar. "Rusya-İslam Dünyası" Stratejik Vizyon Grubu'nun toplantısı, bu çabaların teyidi. Maalesef, kendini Suriye muhalefeti olarak adlandıranlar, bu tür etkinlikleri görmezden geliyor. Suriye, Rusya ile birlikte, hükümet ve muhalefet arasındaki müzakerelerin önkoşulunun ateşkes olduğuna inanmakta. Ateşkes, müzakere sürecinin vazgeçilmez bir bileşenidir.
Suriye'deki savaşa dış müdahale konusundaki düşünceniz nedir?
Bugün Suriye'de iç savaş var diyemeyiz. Ülkeye aşırı sayıda yabancı militan giriş yaptı. Söz konusu, 52 ülkenin vatandaşları, ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve bazı Arap ülkelerinden çok fazla terörist geldi. Bu yüzden Suriye halkı ve ordusu, bugün sayısız yabancı birliklere ve terörist gruplarına karşı mücadele ediyor. Birileri, Suriye halkının Beşar Esad rejimine karşı mücadele ettiğini söylüyor, bu bir yalan. Suriye halkı, kendi liderini kendisi seçti. Sözlerimi doğrulamak için Suriye'ye gelmek isteyen tüm gazetecileri davet ediyorum. Haklı olduğumu kendi gözleriyle görecekler. Suriye rejimi ve halkı arasındaki ilişkilerde hiçbir sorun yok. Temel sorun, yabancı savaşçı ordularıdır. Onlar bu savaşı başlattı ve sürdürüyor. Irak'ta da olaylar benzer senaryoya göre gelişiyordu.
Türkiye'de genel seçimler yapıldı ve iktidardaki AK Parti meclisteki birçok sandalyeyi kaybetti. Koalisyonun kurulması planlanıyor. Sizce bu seçim sonuçları, Ankara ile Şam arasında diyalogun kurulmasına vesile olur mu?
Türkiye hükümeti şu ana kadar her şeyi Suriye halkına karşı yaptı. Bu arada Türk halkı, Suriye ve Irak'ta yaşanan gerçekler hakkında hiçbir şey bilmiyor. Bu seçimlerin ardından Türk halkının çoğunlukla iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'ni desteklemediğini güvenle söyleyebiliriz. Çünkü bu partinin, komşu ülkelerin iç işlerine karışmak istediğini herkes anlıyor. Söz konusu sadece Suriye değil. Türk halkı, son seçimlerde AK Parti'nin dış siyasetine güvenmediğini açık şekilde ifade etti. Bu, Türk halkının hükümet ve AK Parti'ye verdiği güzel bir cevap. AK Parti'nin her yeni seçimle mecliste daha fazla sandalye kaybedeceğini düşünüyorum. Ankara ve Şam arasında işbirliğine gelince, gelecekte olabilir. Bunun hemen şimdi olacağını beklemek doğru olmaz. Türk meclisinin ve hükümetin yenilenmesi beklentisi içindeyiz.