Rus sınırlarına yakın bölgelerde yoğun tatbikatların sebebi ne?

Polonya ve üç Baltık ülkelerinde 26 Haziran tarihine kadar devam edecek olan ve 3 ülkeden toplam 6 bin askerin katıldığı NATO’nun Saber Strike 2015 tatbikatı başladı.

Yine Türkiye’nin ev sahipliğinde Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’dan özel kuvvet birliklerinin katılımıyla 10 Haziran’a kadar devam edecek olan “Kafkas Kartalı” isimli ortak bir tatbikat gerçekleşiyor.

Rus sınırlarına yakın bölgelerde bu derece yoğun tatbikatların sebebi nedir? Tatbikatlarda mücade edilen ‘hayali düşman’ kim?

Konuyla ilgili, Sputnik'e konuşan Genelkurmay’dan Emekli Tuğgeneral Ali Er, şunları söyledi:

Bunlar dünya barışı için hiç de güzel emareler değil. NATO, Rusya’nın adımlarına karşı sessiz kalmayacağını göstermeye çalışıyor. Tabi ki, Karadeniz’deki tatbikatlar Montrö Sözleşmesi açısından da Türkiye’nin yakından takip ettiği tatbikatlar olması bakımından önemli. Ama Montrö Sözleşmesi’nin getirmiş olduğu uygulamalar üzerine bir deniz gücünün Karadeniz’de çıkmasına şu ana kadar hiçbir zaman Türkiye müsaade etmedi. İleride vereceğini de sanmıyorum. Çünkü Montrö’nün delinmesi demek, Türkiye’nin de bölgesel egemenliğine en azından erozyona uğratılmasına kapısının açılması demektir.

Sonuç olarak, askeri birlikler barış zamanında tatbikat yaparlar. Bu tatbikatların asıl hedefi siyasilerin birbirlerine açıktan göndermiş oldukları mesajlardır. Bunu bu şekilde algılamak lazm. Umarım, hem NATO olsun, hem Rusya olsun, önümüzdeki süreç içerisinde daha barışçıl, herkesin bulunduğu bölgedeki egemenlik haklarına saygılı, özellikle Birleşmiş Milletler’in tescil etmiş olduğu ülke sınırlarının herkesçe kabul edilmesine yönelik politikaların devamı olduğu sürece hiç kimse bu kadar çok parayı tatbikatlara harcamaz. Çünkü her yapılan tatbikat, milyonlarca dolarlık paranın suya atılması demek. Onun yerine işte Akdeniz’de büyük bir felaket var. Kaçak göçmen felaketi var. Eğer şu tatbikatlardan bir tanesini iptal etsek deniz kuvvetlerini orada görevlendirmiş olsak hem eğitim yaparlar hem de bu insan trajedisinin önüne geçerler. Bu nedenle tabi ki üzücü bir gelişme. Ama önümüzdeki yılların daha barışa olumsuz bir tırmanma dönemine girdiğimizi insan söylemeden edemeyecek.