Alp Altınörs, HDP'nin ilkesel olarak özellikle siyasi idam cezalarına karşı olduğunu söyledi. Bunun bir seçim yatırımı olmadığının ve Demirtaş'ın Cumhurbaşkanı'na yaptığı çağrıda samimi olduğunun altını çizen Altınörs, "Bu idamların durdurulması bizim açımızdan bir demokrasi sorunudur, bir vicdan meselesidir" dedi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, son dönemde Mısır ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecine girdiğine dikkati çekerek, "Tayyip Erdoğan, bunu bir iç siyaset malzemesi olarak kullanacağına, Suudi Arabistan ile kurduğu ilişkileri devreye sokarak, Mursi'ye yönelik idamı durdurabilir" şeklinde konuştu.
Altınörs ve Loğoğlu'nun açıklamalarının tamamı şöyle:
‘HDP, İLKESEL OLARAK İDAM CEZASINA KARŞI'
"Bizim açımızdan siyasi idamlar ve genel olarak idam cezası, seçim öncesi ya da seçim sonrası değerlendirilebilecek kadar konjonktürel meseleler değildir" diyen Altınörs, partisinin idam cezasına ilkesel olarak karşı durduğuna vurgu yaptı:
"HDP olarak, Türkiye'de idam cezasının kaldırılmasına katkı sunmuş bir hareketten geliyoruz. Özellikle Mursi'ye verilen türden siyasi bir idam cezası, bir ülke tarihinde asla onarılamayacak yaralar açar, toplumsal kesimleri birbirine karşı kutuplaştırıp çatışmalara sürükler ve o ülkede barış ortamını kalıcı olarak zedeler. Türkiye'de bu siyasi idamlar, tarihimizde çok ağır sonuçlara neden oldu. Dolayısıyla tabii ki komşumuz Mısır'daki da idam cezalarına karşı bir duruşumuz var."
‘ÇAĞRIMIZDA SAMİMİ VE ISRARCIYIZ'
HDP'nin askeri darbelere karşı bir duruşu olduğuna dikkat çeken Altonörs, şöyle konuştu:
‘MISIR'DAKİ DARBENİN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ, TÜRKİYE'
AK Parti hükümetinin, Suudi Arabistan'la beraber, Mısır'daki darbenin baş finansörü ve destekçisi olduğunu savunan Altınörs, "Tayyip Erdoğan, bunu bir iç siyaset malzemesi olarak kullanacağına, Suudi Arabistan ile kurduğu ilişkileri devreye sokarak, Mursi'ye yönelik idamı durdurabilir" diyerek ekledi:
"AKP hükümeti Müslüman Kardeşleri ve Mursi'yi unutalı çok oldu. Türk Dışişleri'nin resmi bildirilerinde Mursi için, seçilmiş Cumhurbaşkanı ifadesi çıkartılıp, eski Cumhurbaşkanı ifadesi konmaya başlandı. Suudi Arabistan'la güçlü ilişkiler kurulduktan sonra, Mısır'la da ilişkiler yoluna konulmaya başlanmıştı. Yemen operasyonunda da Mısır'la Türkiye ile aynı safta. Dolayısıyla aslında bir yakınlaşma süreci başlamıştı. Bu idam cezası olmasa, şu anda Türkiye, Mısır'a dış temsilcisini yeniden göndermeyi de tartışıyor olacaktı. O anlamda Türkiye'deki iktidarın, Mısır'daki cuntayla çok keskin bir karşıtlık içinde olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü, Türkiye'deki iktidar 12 Eylül zihniyetinden ve onun getirdiği yüzde 10 barajından beslenen ve bu baraj üzerinden seçimleri kazanmayı hedefleyen bir iktidardır. HDP'nin baraj altında kalması için temennilerde bulunuyorlar. Bu sadece bir çıkar meselesi. Her an Mısır'daki cuntayla da ilişki kurabilirler."
‘HDP'NİN MECLİS'E GİRMESİ, BÖLGEDE BARIŞA KATKI SAĞLAR'
Altınörs'e göre, HDP'nin barajı aşarak Meclis'e girmesi aynı zamanda bölgedeki dengeleri de etkileyecek:
"HDP, Türkiye'de bir birlikte yaşam projesidir. Ortadoğu'da, kan gövdeyi götürüyor. İnançlar, mezhepler, halklar birbiriyle çatıştırılıyor. IŞİD vahşice bölgede terör estiriyor. HDP'nin yüzde 10 barajını aştığı bir Türkiye, bu tür çatışmalardan uzaklaşan, barış doğrultusunda bölgeye güç veren, Ortadoğu bölgesinde halkların çatıştırılmasının karşısında duran bir Türkiye'ye doğru bir adım daha atmış olacaktır. HDP'nin girdiği bir Meclis, IŞİD'e ve bölgede halkları çatıştıran bütün rejimlere, anlayışlara karşı çok güçlü bir duruş sergileyecek."
‘CHP, HER ZAMAN İDAM KARARLARININ KARŞISINDA YER ALDI'
Faruk Loğoğlu da, CHP'nin idam cezasına karşı olduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu:
"İdam cezası CHP'nin koalisyon üyesi olduğu dönemde kaldırılmıştı. CHP her zaman siyasi idam kararlarının yanlış olduğunu savundu. Ülkemiz 1960'larda ve 1970'lerde gerçekleşen siyasi idam kararlarının kanayan yaralarını hala kapatamadı, bunların travması hala devam ediyor. Türk toplumu artık biliyor ki, siyasi nedenlerle verilen infaz kararları toplumun sorunlarına çare getirmiyor. Bu çerçevede Mısır'daki gelişmeleri bir 'darbe' olarak nitelendirdik. Geri kalan kısmı Mısır halkının bileceği iştir. Mısır'ın iç işlerine müdahale etmek yanlış olur. AKP hükümeti, Müslüman Kardeşler'in tarafını tutup, gerisini tanımayan bir politika izleyerek yanlış yapıyor."
‘İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİ TARİHİNİN EN KÖTÜ NOKTASINDA'
Hükümetin, Türkiye ve Mısır ilişkilerine büyük zarar verdiğini kaydeden Loğoğlu, iki ülkenin karşılıklı olarak büyükelçilerini geri çektiğini hatırlatarak devam etti:
"Bugün, Türkiye'nin Mısır'la ilişkileri tarihte olmadığı kadar kötü. Biz Mısır'ı bölgenin en önemli ülkelerinden biri ve Arap dünyasının lideri olarak görüyoruz."
‘AKP, MURSİ'NİN İDAMINI İSTİSMAR EDİYOR'
Loğoğlu CHP'nin hiçbir dönemde dış politika konularını, ne kadar hassas ve önemli olursa olsun iç politika malzemesi yapmadığını söyledi:
"Din, ekonomi rantı AKP tarafından nasıl seçim malzemesi yapılıyorsa, şimdi buna bir de dış politika konuları dahil oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, Mursi'nin idamını, istismar konusu yapıyor"
CHP, SEÇİMİ KAZANIRSA NASIL BİR ORTADOĞU POLİTİKASI İZLEYECEK?
Peki seçimi kazandığı takdirde, CHP'nin Mısır ve Suriye politikaları nasıl olacak? Loğoğlu'nun bu soruya yanıtı şöyle oldu:
"Ortadoğu kaynıyor ve bu bölgede yaşanan her şey bizi de etkiliyor. O bakımdan CHP'nin önceliklerden biri, son 12 yıldır yanlış yönde seyreden dış politikayı ters yüz etmek ve bütün bu kritik konularda istikrardan yana olarak, kimsenin iç işlerine karışmadan barışçıl bir politika izlemek. Biz huzurlu ve kendi sorunlarını çözebilen bir Ortadoğu istiyoruz. Bu nedenle İsrail ile olan ilişkilerimizin de düzelmesi gerektiğine inanıyorum. Bu bölgenin insanları çok acı çekti, hala da çekiyorlar. CHP, Suriye, Irak, Yemen, Mısır, Libya gibi ülkelerle işbirliği halinde olarak bütün platformlarda barış ve istikrarın öncülüğünü yapmak istiyor."