Son HRW raporuna göre, Suudi Arabistan öncülüğünde martta başlayan hava operasyonu kapsamında 2 ayda yaklaşık 2 bin kişinin öldüğü hava saldırılarında misket bombası da kullanıldı.
Yemen'in kuzeyindeki Saada'ya HRW üyelerinin yaptığı ziyaretten sonra hazırlanan raporda, hava saldırılarında sadece Husi militanların değil sivillerin de hedef alındığı iddia edildi.
HRW Acil Durumlar Araştırmacısı Ole Solvang şunları söyledi: "Koalisyon güçlerinin Yemen'de misket bombası kullandığını ikinci kez tespit ediyoruz. Suudi öncülüğündeki koalisyon ve diğer gruplar, yasak olan misket bombasını kullanmanın sivillere de zarar vereceğinin farkına varmalı. Bu silahlar, askeri hedefler ile siviller arasında ayrım yapmıyor. Patlamayan mühimmatlar da, çatışmaların bitmesinin çok daha sonrasında dahi, başta çocuklar olmak üzere sivilleri tehdit ediyor."
HRW'nin Silah Birimi Direktörü Steve Goose da şunları kaydetti: "Bu silahlar, hiçbir şartta kullanılmamalı. Suudi Arabistan ve diğer koalsiyon üyeleri, —ve tedarikçileri ABD- sivillere yönelik uzun dönemli tehditleri sebebiyle misket bombalarının yasaklanmasını öngören küresel standartları çiğniyor."
Misket bombası kullanımı, kullanıldığı bölgede geniş bir alanda bulunan sivillere de zarar verdiği gerekçesiyle gayrı meşru kabul ediliyor.
Misket Bombaları Sözleşmesi, Aralık 2008'de Oslo'da imzalandı ve bağlayıcı bir uluslararası yasa olarak 1 Ağustos 2010'da yürürlüğe girdi. Sözleşme, misket bombalarının kullanımını, üretilmesini, stoklanmasını ve transfer edilmesini yasaklıyor, ülkelerin etkilenmiş arazileri 10 yıl içinde temizlemesini ve stoklanmış silahları sekiz yıl içinde imha etmesini gerektiriyor.
114 ülkenin imzasının yer aldığı sözleşmeyi, Suudi Arabistan ve diğer dokuz Arap ülkesi imzalamamıştı.