Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, eğer Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği arasında imzalanması planlanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması kapsamında Türkiye’nin çıkarları hesaba alınmazsa Ankara’nın bu anlaşmayı kabul etmeyeceğini açıkladı.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır da daha önce yaptığı bir açıklamada, TTIP imzalanırken Türkiye’nin ekonomik çıkarları göz önüne alınmazsa Ankara’nın, AB ile Gümrük Birliği’nden de çıkabileceğini söylemişti.
Bu gelişmeler, Türkiye ile AB arasında devam eden tam üyelik müzakerelerini nasıl etkiler? Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’nin geleceği etkilenir mi? AB’nin Türkiye’ye yönelik tek yanlı bu tutumuna karşı Ankara’da ne gibi adımlar düşünülüyor?
Sputnik Haber Ajansı’na konuşan Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Emre Erşen, konuyla ilgili şunları söyledi:
"Avrupa Birliği ve Amerika arasındaki Transatlantik Ticaret Anlaşması, tabi ki Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerindeki en önemli sorunlardan biridir. Aslında Türkiye, bu bağlamda Gümrük Birliği’ni revize etmek için Avrupa Birliği ile yeni bir sürece de girmiş durumda. Bunun sonucu ne olur, bilmiyorum ama anladığım kadarıyla, Türkiye’nin mevcut Gümrük Birliği anlaşmasına bir madde ekletmek yoluyla, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği arasında imzalanması planlanan Serbest Ticaret anlaşmasına dahil edilmesi ümit ediliyor. Bunun gerçekleşeceğini düşünüyorum. Sonuç olarak Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, bir başka olumsuz noktayı kaldırabilecek durumda değil artık. En azından iki tarafın da Gümrük Birliği ilişkisinden belli bir noktada memnun olduğunu ve bunu devam ettirmek isteyeceklerini düşünüyorum.
"Türkiye, Gümrük Birliği’ne, Avrupa Birliği’ne tam üye olmadan giren tek ülkedir. Türkiye, Gümrük Birliği’nin tüm ikili anlaşmalarına uymayı kabul etmiş olmasına rağmen Gümrük Birliği’nin karar mekanizmalarında yer almamaktadır. Yani, Avrupa Birliği’nin üyesi olmayan ülkelerle yaptığı anlaşmaları otomatik olarak da kabul ediyor. Bu anlaşmalarda üye olmayan, ama Gümrük Birliği üyesi ülkeleri de kapsar maddesi yer aldığından, Serbest Ticaret Anlaşması yapan ülkeler Türkiye’ye mal satarken gümrük muafiyetinden istifade ediyorlar. Ancak Türkiye, AB üyesi olmadığı için bu ülkelere mal satarken normal ihracat işlemlerinden geçiyor ve ağır vergi yüküyle karşı karşıya kalıyor. Bu da Türkiye’nin dış ticaret dengesini olumsuz etkiliyor. Avrupa Birliği’yle anlaşma imzalayan ülkeler dış ticarette büyük avantaj sağladıkları için Türkiye ile kesinlikle anlaşma yapmaya yanaşmıyor. Biz onlara % 40’ı aşan vergilerle mal satarken, onlar Türkiye’ye düşük vergilerle giriş yapabiliyorlar.
Serbest Ticaret Anlaşması ile bir başka sıkıntıyla karşı karşıya kalabileceğiz. O zaman aleyhimize olan rakam, biraz daha artarak önümüze gelecektir. Biz, Türkiye olarak, bu durumdan mağdur olacağız. Ya Gümrük Birliği revize edilsin, vizelerin kaldırılması, ürünlerimiza yönelik kotaların kaldırılması gibi bir ibare konulsun, ya da Gümrük Birliği’nden çıkıp bizimle Serbest Ticaret Anlaşması yapılsın istiyoruz.
Türkiye olarak Gümrük Birliği’nden elbette faydalandık. Bu süre zarfında gümrükleri sıfırlayıp mal sattık. Ancak zaman içerisinde gelişmeler aleyhimize işlemeye başladı. Biz Serbest Ticaret Anlaşması yapan taraflara sanayide % 4,2 gümrük vergisi uygularken, onlar bize % 40-50 vergi uyguluyorlar. Buradan inanılmaz bir haksız rekabet çıkıyor. Avrupa Birliği bunu bize bile bile yapıyor. Biz de göz göre göre bu haksızlığı seyredemeyiz, her geçen gün mağduriyetimizin daha fazla artmasına fırsat veremeyiz."