Hamburg'da aldığı tıp eğitiminin ardından 1938 yılında doktora tezini savunmak isteyen Rapoport, Protestan olarak yetiştirildiği halde annesi Yahudi olduğu için ‘ari ırk' olmadığı gerekçesiyle Nazi üniversite yetkilileri tarafından engellenmişti.
Adolf Hitler'in iktidarda beşinci yılını geçirdiği o dönemde yaşadıklarını Wall Street Journal gazetesine anlatan Nazizm mağduru, "Sözlü sınava katılamayacağımı öğrendim. Nazi Partisi üyesi olan bazı profesörler bile beni övüyorlardı ama akademik başarı için yetersiz olduğum söylendi. Doktorluk kariyerim yerle bir oldu. Hem bilim için hem de Almanya için utanç vericiydi" ifadelerini kullandı.
Ingeborg Rapoport wrote her doctoral thesis in 1938. She waited 77 years to defend it. http://t.co/nurHBEtG9O #Shoah pic.twitter.com/8QhodOkUAe
— WJC (@WorldJewishCong) May 15, 2015
‘KENDİM İÇİN DEĞİL; NAZİZM KURBANLARI İÇİN YAPTIM'
25 yaşındayken karşılaştığı ırkçı tutuma rağmen hedefinden vazgeçmeyen Rapoport, 102 yaşında Hamburg Üniversitesi'nde doktora tezini savunarak hayalini gerçekleştirdi. Sözlü sınavın jürisinde Hamburg Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Uwe Koch-Gromus, Prof. Dr. Gabriele Rune ve Prof. Dr. Michael Frotscher yer aldı.
GUİNNESS REKORLAR KİTABI'NA GİRDİ
Rapoport, 45 dakika süren sınav boyunca 3 profesörün sorularına yanıt verdi. Dekan Koch-Gromus, "Çok iyi bir sınavdı. Rapoport, o olayın üzerinden geçen zaman içinde önemli bilgiler edinmiş. Harikaydı" diye konuştu. Bunu kendisi için değil Nazizm kurbanları için yaptığını söyleyen Rapoport ise doktora derecesi alan en yaşlı insan olarak Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi.
1912 yılında ünlü Yahudi piyanist Maria Syllm'ın kızı olarak dünyaya gelen Rapoport, 1938 yılında ABD'ye giderek tıp kariyerine burada devam etti. 1944 yılında Cincinnati Hastanesi'nde çalışırken tanıştığı Avusturyalı bir Yahudi olan Samuel Mitja Rapoport ile evlendi. Sosyalist görüşleri nedeniyle ABD'den ayrılmak zorunda kalan çift Doğu Almanya'ya yerleşti.