Bazı FIFA yetkililerine yönelik soruşturmaya kaynaklık eden 'yolsuzluk' iddiasının siyasi çıkarlara kurban edildiğini belirten Prof. Dr. Anatoliy Kapustin, şöyle konuştu:
"Yolsuzlukla mücadele için sarfedilen tüm çabalar desteklenmelidir. Ama yolsuzlukla mücadelenin, belirli siyasi hedeflere ulaşılması için alet olarak kullanılması kabul edilemez. FIFA’daki skandalda, ABD’nin sınırlarından binlerce kilometre uzakta bulunan bölgelerdeki gelişmelere etki etmeye çalıştığını görüyoruz. ABD’nin uluslararası hukuk normlarını ve dünya toplumunun çıkarlarını göz önünde bulundurması gerekiyor. Bahsi geçen normlara göre, kişilerin yolsuzlukla suçlanması için ciddi sebeplerin ortada olması gerekiyor."
Prof. Dr. Kapustin, uluslararası hukuka göre, kişilerin vatandaşı olduğu veya suçun işlendiği ülkelerde yargılanabileceğini de hatırlatarak uyarıda bulunuyor:
"Bu kişilerin yargılanması için iki ana ilkeye uyulması lazım. Birincisi, ulusal vatandaşlık ilkesi. Yani yolsuzluklarla suçlanan kişiler, kendilerine karşı soruşturma başlatan ülkenin vatandaşı olmalıdır. İkincisi, toprak ilkesi. Yani her devlet, kendi topraklarında yargı yetkisine sahiptir. Eğer söz konusu suçlar, ABD topraklarında işlenmiş olsaydı, burada bir tatışma olmazdı. Anladığım kadarıyla FIFA skandalında suçlanan kişiler arasında, ABD vatandaşları yok. Yolsuzlukla mücadelede kullanılan böyle yöntemler, sadece kaos yaratır. Bu mücadele, uluslararası hukuk temelinde, uluslararası işbirliği yoluyla yapılmalı ve tüm ilgili devletler katılmalı. Amerikalılar, kendi devletlerini örnek göstererek ‘hukuk üstünlüğü’nden bahsetmeyi çok severler. Ama bu olay, hiç de uluslararası hukukla bağdaşmıyor."