Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakcı, Bağdat'ta bir araya geldiği Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi'ye, Kerkük'te Başkonsolosluk ile Necef'te konsolosluk açılması ve Basra'daki Türk Başkonsolosluğu'nun faaliyetlerinin canlandırılması yönündeki talebini iletti. Türkiye'nin Kerkük'te Başkonsolosluk açılması yönündeki talebine Bakan Caferi'nin olumlu baktığı ancak henüz bir cevap verilmediği bildirildi.
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi, Sputnik'in sorularını yanıtladı.
'IRAKLI YETKİLİLER, KONSOLOSLUK AÇILMASINI ONAYLAMAYABİLİR'
Irak'ta başkonsolosluk açılmasının hem ekonomik, hem de siyasi açıdan çok önemli olduğunu ifade eden Salihi, "Iraklı yetkililer, siyasal baskı altında kalarak Kerkük'te konsolosluk açılmasını onaylamayabilir. Dışişleri Bakanlığı'nın üzerinde Konsolosluk açılmasın diye ciddi baskılar olacaktır" dedi.
'TÜRKMENLERİN YAŞADIĞI BÖLGELER HARİTADAN SİLİNECEK'
"IŞİD, bölgeyi bölmek için getirilmiştir. O yüzden IŞİD önce Türkmen bölgelerine, ondan sonra Sünnilerin yaşadığı bölgelere saldırdı. Şu anda haritada Irak, üçe bölünmüş görünüyor. Türkmenlerin yaşadığı bölgeler ileride haritadan silinecek."
IRAKLI TÜRKMENLER NE İSTİYOR?
Salihi, Türkmenlerin yaşadığı bölgelerin merkezi hükümetin kontrolünden uzakta, sünni Araplarla Kürtlerin arasında olan bir coğrafya kalmasını talihsizlik olarak nitelendiriyor. "IŞİD sonrası ciddi bir tehdidin altında kalan bu coğrafyada artık bizim üzerimizde de bir emrivaki siyaseti uygulanmış gibi görünüyor" diyen Salihi'ye göre Türkmenlerin izleyeceği en uygun politika merkezi hükümetle ve Kürtlerle ilişkiyi bozmamak:
"Her iki tarafla da anlaşarak, bölgemizi ve kimliğimizi korumak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde, eğer sadece Kürt bölgesinin içine girmiş olursak, Irak'ta, Irak Türkmenlerinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Biz geleceğimizi güvence altına almak için, anayasal maddeler, idari, siyasi sistemlerin üzerinde Kürtlerle beraber anlaşarak ve uluslararası mahfillerin güvencesi altında yapmalıyız bunu. Tek taraflı, iki tarafın birbiriyle anlaşması neticesinde kesinlikle bir sonuç getirmez. Çünkü, Kürtlerin silahları var, paraları var. Batı ülkeleri de onları destekliyor. O yüzden bizim onlarla masada oturarak anlaşmamız, Türkmenleri, Kürt bölgesine ilhak ettirmek ve teslim etmektir. Bu hususta biz, Türkiye'nin ve uluslararası mahfillerin merkezi hükümetin vesilesiyle, güvence altında imzalanan bir anlaşmaya o zaman ‘evet' deriz."